Dünyadan sorumluyuz

Violet ALALOF Köşe Yazısı
10 Eylül 2014 Çarşamba

Benim hedeflerim var. Yıllardır yazdığım, olmasını istediğim, oldukça yanlarına ‘check’ attığım! Bazen yazdığımı unutup okuyunca tekrar hatırladığım. Bazen istediğim birbirinden alakasız 2-3 tanesinin hayatımın içinde bir olayda birleşerek gerçek olduğunu gördüğüm. Bazen hayatın bambaşka bir yere dönerek bazılarını tamamıyla iptal ettiğini deneyimlediğim.

Bu süreçlerde büyük bir gücün  içimde göz kırptığı muhteşem anlarla, beni unuttuğunu hissettiğim çaresiz anların bileşiminde içim hep kollandığımı, korunduğumu, sevildiğimi bildi. Beni bazen çaresiz, umutsuz, beceriksiz hissettirenin ise zihnim olduğunu hep biliyorum. Bir ele geçirince beni tıkıyor zindana ve başlıyor işkenceye. Yıllar içinde o büyük güçle işbirliği yapmış ruhumu çok daha yakından tanımaya başlayınca zihnimin zindanından çıkmak gittikçe daha da kolaylaştı. İçimin ateşkes yapması gibi. Ruhum zihnimi rahatlatıyor. Savaşa gerek olmadığını, bu korkuların gereksiz olduğunu, savaşarak değil sevişerek, el ele olunca  her şeyin daha kolay olacağını söylüyor. Zihnim de artık çok daha kolay işbirliği yapıyor ruhumla, belki yüzyılların yorgunluğumdan o da barışı tercih ediyor.

Hep dediğim bir şey var. İçimiz neyse dış dünyamız da o. İçimde savaş, dünyada savaş. İçimde barış, dünyada barış. Diktatörce yöneten devlet başkanları, kafa kesenler, farklılığa saygı duyulmayan devlet politikaları ve dünyanın sözde kaosa giden görüntüsü varsa hala hepimizin içinde bir yerlerde diktatör, kafa kesen cani ve saygısızca davranan bir yanımız olduğu içindir. Dışarısı sadece yansımadır. ‘Aman canım ben kafa mı kesiyorum’ demeyin! Kimi hükümsüzce  sadece kendi doğrularınızla yargılıyorsunuz? Kimi sadece kendi algınızla yönetmeye çalışıyorsunuz? Kimi manipüle ediyorsunuz? Kimi insafsızca sadece kendinizi iyi hissetmek için eleştiriyorsunuz? Kimi yargısızca infaz ediyorsunuz?

Kimseye böyle şeyler yapmıyorum dediğinizde kendinize de yapmıyor musunuz diye sorarım ben de...

Anlayacağınız barış içimizde gerçekleşmediğinde biz daha çok savaşlar ve vahşet yaşarız dünyamızda...

Her bir birey kendi  içini temizledikçe dalga dalga yayılacak barışın iç huzuru. Ben ne yapabilirim ki demeyin dünyadaki bu kargaşa için... Kendinizle uğraşın, uyanın artık. Yapamıyorsanız yardım alın. Bundan sorumlusunuz. Dünyayı kendimizden başlayarak daha iyiye götürmekten hepimiz sorumluyuz.

Benim gibi düşünmüyor, yaşamıyor, giyinmiyor diye yok saymaktan vazgeçelim birbirimizi. Hepimiz insanız. Yaşam tarzlarımız, giyimlerimiz  farklı olsa da hepimizin yaşadığı duygular aynı. En derinde hepimiz aynıyız. Bunun için buradayız. Ve bu defa olacak. Yapacağız bu defa...

Kalbimin en derin yarası / Akar gözlerimden yaş / Bedenimden ter / Kalemimden sözcükler / Zihnimden düşünceler / Gökyüzünden yağmur / Yeryüzünde savaş / Düşmanımdan öfke / Dostumdan sevgi olarak... Tanıyamazsam / Göremezsem / Hatırlayamazsam eğer; / Kalır kalbimde acı /

Suda çamur / Denizde çöp / Kalplerde savaş / Ellerde yumruk / Bedende hastalık...

Tek gerçek ‘sevgi’ / Tek ilaç ‘sevgi’ / Tek çözüm ‘sevgi’...

Açılan yumruklar / İyileşen bedenler / Yumuşayan kalpler / Tutuşan eller / Bakışan gözler / Affeden yürekler / Öğrenilen dersler / Geçilen sınavlar / Kazanılan zaferler / Yapılan ateşkesler / Dünyada barış için...

Çıkar beni bu hapisten / Umutla, sevgiyle huzurla, / Saygıyla barışla, bereketle, / Yaşayacağım dünyama...

Zihnimin en gaddar gardiyanları / Verin artık özgürlüğümü;

Bedelini kat be kat ödediğim tutsaklığım salıver zincirlerimi artık; zamanıdır özgürlüğümün sonsuz ve kanatsız uçuşlarımın bu bedende, bu zamanda...