Sanal aşkın çöküşü…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
5 Kasım 2014 Çarşamba

Yetmişli yıllarda veya daha sonra doğmuşsanız, hayatınızın aşkını çok genç yaşta bulan ve ayrılmayan şanslı kişilerden değilseniz eğer, hoşlandığınız birini tanıma aşamasında telefon ve bilgisayar aracılığı ile mutlaka mesajlaşmışınızdır.  Ben mesajlaşmaktan çok karşımdaki insanın sesini duymayı daha çok severim, arkadaş, sevgili, aile olması çok fark etmez. Sevdiklerimin sesini duymak – o anda kendisini görmek mümkün değilse - en güzel seçenektir benim için. Ancak çoğu kişi mesajlaşmayı çok sever. Bu da çekingen insanlar için çok büyük bir avantajdır aslında; ağzı iyi laf yapanın zaten fazla problemi olmaz, burada oyuna kalemi iyi olanlar da dâhil olabilir…

The Atlantic Dergisi’nde sevgililerin birbirlerine attıkları mesajların evlenince ne kadar değiştiğine dair bir makale okumuştum. Alice Zhao adında bir kadının erkek arkadaşı, ilişkilerinin birinci yıldönümünde ona geçirdikleri bir yıl boyunca yaptıkları tüm yazışmaları toplayıp hediye ediyor. Hatta adına da #giftofdata yani veri hediyesi koyuyor. Türkçesi kulağa çok hoş gelmese de, hediyenin kendisi çoğu kadının çok hoşuna gidebilecek romantik bir jest. Altı sene sonra ise Zhao, yeni evli oldukları dönemde, ilk yıldaki yazışmaları ile, yeni evli oldukları altıncı yıldaki mesajlaşmalarını mukayese ediyor. Mukayese ettiği ana kelimeler arasında “selam”, “aşk” ve birbirlerinin isimleri gibi kelimeler arasında düşüş yaşanırken, “ev”, “akşam yemeği” ve “tamam” gibi kelimelerde yükseliş gözlemleniyor. 

Ancak “evlilik aşkı öldürür mü?” diye hemen moral bozmamak lazım.  “Aşk” kelimesinin mesajlarda azalmasına yorum getiren Zhao, kendinden çok emin.  Altıncı yılda birbirlerini çok iyi tanıdıkları için “seni seviyorum” diye mesaj atma ihtiyacı hissetmediklerini, artık yanında olduğu için kocasına sarılabileceğini söylüyor. 

Çiftin ilişkilerinin başladığı ilk yıl ile yeni evli oldukları altıncı yıldaki mesajlaşma saatleri ise oldukça farklı. İlk senelerinde ağırlıklı olarak akşam ve gece saatlerinde mesajlaşan çift, evliyken genelde sabahtan akşamüstü altıya kadar mesajlaşıyor. Bekârlık günlerinde ister istemez görüşmedikleri gecelerde birbirlerinin nerede olduğunu bilme içgüdüsü oluşuyor. Evli olduklarında ise görüşmedikleri saat dilimi iş vakti olduğundan, bu saatlerde mesajlar yoğunlaşıyor.

***

Mesajlaşma kısa bir iki soru sormak için veya bulunduğunuz ortam müsait olmadığında karşınızdakine bir şeyler söyleyebilmek için çok faydalı. Sevdiğiniz insanları yakından görmenin, onların yanında olmanın yerini hiçbir şey tutamaz.  Sevdikleriniz yanınızda olduktan sonra, mesajların azalması çok da önemli olmamalı. Zhao da yaptığı araştırmanın neticesinde kendinden emin ve mutlu görünüyor. Bence Alice Zhao ve kocası çocuk sahibi olduklarında da mesajlarla ilgili bu araştırmayı tekrar yapmalı. Hangi kelimelerin azalıp, hangilerinin zirve yaptığını o zaman okumak isterdim.