Şarkı Şabat’ı

ŞABAT ŞİRA- 31 Ocak Cumartesi

Nazlı DOENYAS Kavram
29 Ocak 2015 Perşembe

Bu gün okunan haftanın peraşası (Tora bölümü), Beşalah, Yahudiler'in Kızıl Deniz'i geçtikten sonra Tanrı'ya olan minnettarlıklarını dile getirip Tanrı'yı övmek için söyledikleri şarkı- Şirat Ayam- Denizin şarkısından bahseder.

Beşalah peraşasının okunduğu Şabat Şira, Tu Bişvat'tan hemen önceki Şabat’a, veya Tu Bişvat'ın Cumartesi olduğu Şabat’a denk gelir.

Her gün sabah dualarında Sidur kitabından okunan Şirat Ayam, ayrıca yılda iki kere direkt Sefer Tora’dan okunur. Birincisi, Kızıldeniz’in yarılış ve şarkının yazılış yıldönümü olan- Pesah’ın yedinci günü. İkincisi ise Şabat Şira günü.

Şirat Ayam; Tanrı’nın, bir mucizeyle Kızıldeniz’i ikiye ayırarak İsrailoğulları’nın geçmesini sağladığını ve onlar karaya ayak basar basmaz, peşlerinden gelen Mısırlıların üzerine denizi tekrar kapadığını ve bu şekilde halkını kurtardığını anlatır.

Şemot kitabının bölüm ile ilgili açıklamasında, Tora’nın ‘şarkı’yı çok temel ve olağandışı bir manevi olgu olarak tanımladığı belirtilir. Buna göre, ‘Tora’daki şarkı kavramı, görünürde birbiriyle çelişen veya ilişkisiz gibi duran olayların, aslında iç içe geçmiş, uyumlu, merhametli ve anlaşılabilir bir bütünü oluşturduğuna dair kavrayıştır.’

Kadınlar ve Şirat Ayam

Şirat Ayam’ın aslında erkek ve kadın olarak iki versiyonu bulunur. Moşe Rabenu ve İsrailoğulları kendi şarkılarını söyledikten sonra, Miryam, tefi eline alır ve bütün Yahudi kadınları onu tefler ve danslarla takip eder. Erkekler, şarkılarında kurtuluşun mutluluğunu ve daha mükemmel bir kurtuluş özlemlerini dile getirir. Fakat bir şey eksiktir, eksik olan ise sadece bir kadının şarkısının tamamlayabileceği bölümdür. Miryam ve Yahudi kadınları, tefler eşliğinde Şirat Ayam’a sadece kadınlara özgü, benzersiz bir inanç duygusu ve yoğunluğu getirir.

" ... Peygamber Miryam, tefi eline aldı ve tüm kadınlar onun ardından tefler ve danslarla çıktılar." (Şemot 15:20)

Peki, Miryam çölün ortasında tefleri nereden buldu?

Mısır'daki acımasız esaret günlerinde bile Miryam, kurtuluşun geleceğine ve milletinin bunu şarkılarla ve teflerle kutlayacağına o kadar inanır, bundan o kadar emin olur ki, bu inancıyla Mısır’dan çıkarken yanına tefler ve davullar alır. Miryam, derin inancıyla, acıyı ümide dönüştürmeyi ve hayatı canlandırmayı başarır. Umutsuzluğa teslim olmak yerine, tefleri alıp, Tanrı'ya güvenmek gerektiği mesajını verir.

Lubaviç’li Rebbe, son kurtuluşun eşiğinde olduğumuzu, bu günlerde de en etkili ve dokunaklı şarkıların, en ümit dolu teflerin, en neşeli dansların, yine kadınlarınki olduğunu, günümüzdeki kurtuluşun da, o zamanlarda olduğu gibi, yine erdemli kadınların liyakati ile gerçekleşeceğini belirtir.

Kaynak: www.chabad.org; Şemot (Gözlem)