Alliance Ziraat Çiftlik-Okulu’ndan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ne

1922 yılında İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi, 1933 yılında Bornova Numune Ziraat Mektebi ve 1955 yılında Ege Üniversitesi’nin iki fakültesinden biri olan Ziraat Fakültesi kurulurken, Alliance Israelite Universelle Bornova Çiftlik-Okulu’nun deneyimlerinden yararlanıldığından haberiniz var mı?

Perspektif
25 Şubat 2015 Çarşamba

Dr. Siren Bora


Ya da Ege Üniversitesine ait dokuz köşkten biri olan Sarı Köşk’ün, 19. yüzyılın son on yılında Bornova Alliance Ziraat Çiftlik Okulu’nun yönetici binası olarak kullanıldığını veya Ege Üniversitesi İzmir Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Binası’nın, ‘büyük bir olasılıkla’ Alliance Ziraat Okulu’nun dersliği olarak inşa edildiğini biliyor musunuz?

 

İzmir 9 Eylül 1922 tarihinde Yunan işgalinden kurtarıldıktan kısa bir süre sonra, Aralık 1922’de, günümüzde Ege Üniversitesi Kampüsünün sınırları içerisinde yer alan Bardisbanyan Köşkü ile Ege Üniversitesi Hastanesi arasında uzanmakta olan geniş arazi2İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi’ haline getirildi. Aralık 1922 tarihinde açılan İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi’nin binası ise, Harwey adlı bir İngiliz’den, istimlak yolu ile alındı.3 Bu bina, günümüzde Sarı Köşk olarak da tanımlanan Ege Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlık binasıdır. İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi’nin açılış amacı tek cümlede şöyle açıklanıyordu: “Kimseye muhtaç olmaksızın kendi hayatını kendi kazanan, müstakil dimağlı, hür ve cüretli, yalnız vatana tapar gençler yetiştirmek.” Zirai pratik yapılabilecek geniş bir alan üzerinde kurulan Ziraat Mektebi’nin sekiz bölümü bulunuyordu: Bağcılık, Sınai-i Ziraiye, Ziraat ve Alat-ı Ziraiye, Mevaşi (at), Ziraat Hayvanları ve Nebatat, Kimya, Riyaziyat (matematik) ve İktisat, Muhasebe ve Lisan bölümleri. 1929 yılından itibaren, okul binası ele alınarak yenilendi; Bağcılık Enstitüsü ile Mücadele İstasyonu’nun temelleri atıldı. Adı Bornova Numune Ziraat Mektebi olarak değiştirilen okulun resmi açılışı, Cumhuriyet’in 10. yıldönümü kutlamaları kapsamında 31 Ekim 1933’te Vali Kazım Dirik tarafından yapıldı. Bornova Numune Ziraat Mektebi, 1955’te kurulan Ege Üniversitesi’nin ilk iki fakültesinden biri olan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin kökenini oluşturur.4  

Sarı Köşk ise 1933 yılında yeni bir okul binası yapılıncaya değin, Ziraat Okulu’nun müdürlük binası olarak kullanıldı. Ege Üniversitesi 1955’te açıldığı zaman, Ziraat Fakültesi’nin misafirhanesi haline dönüştürüldü; bir süre sonra da Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin lokali olarak kullanılmaya başlandı.

İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi’nin tarihçesi oldukça renklidir: Ziyaretçileri arasında, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere pek çok önemli şahsiyetin yer aldığı görülür. Atatürk’ün bölgeye ilk ziyaret tarihi olan 1926 yılında, Sarı Köşk önünde yer alan Atatürk büstünün ziyaret anısına ünlü heykeltıraş Heinrich Krippel’e yaptırıldığı söylenir. Atatürk’ün Ziraat mektebini ikinci ziyareti ise 1933 yılında gerçekleşti. Aynı yılın kasım ayında, Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunan Sovyet Dışişleri Halk Komiseri Bubrov, Eğitim Halk Komiser Yardımcısı Krjijanovski ve Kızılordu Başkomutanı Harbiye Komiseri Voroşilov, İstanbul ve Ankara’dan sonra İzmir’e de gelerek Bornova Numune Ziraat Mektebini gezdiler. General Voroşilov, mektep defterine şunları yazdı: “Bize idarecileri tarafından büyük bir aşk ve muhabbetle gösterilen Ziraat Mektebi, hakikaten mükemmel bir teşkilata sahiptir: Ve herhangi bir memleketin herhangi bir şehri için iftihar edilecek bir mekteptir. Talebelerine ve muallimlerine saadet ve muvaffakiyet dilerim…” 5 1934 yılının haziran ayında ise Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan İran Şahı Rıza Pehlevi İzmir’e gelerek Atatürk, Başbakan İsmet İnönü ve Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile birlikte Bornova Ziraat Numune Mektebi’ni gezdi.6

MEKTEBİN 1860’LARA UZANAN HİKÂYESİ

Daha eskilere, İzmir’in Yunan işgalinden kurtarıldığı tarihe, 1922 yılına değin uzanalım. Tam hasat dönemine denk gelen eylül ayında, Yunan askeri bölgeden çekilirken tarlaları, bağları, bahçeleri tahrip ettiğine göre;7 Acaba İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi, 1922 yılının aralık ayında, kimin ya da kimlerin deneyimlerinden yararlanılarak nasıl kuruldu? Ya da şu şekilde soralım: Ege Bölgesi ve İzmir Yunan işgalinden kurtarıldıktan tam iki ay sonra, Bornova’da İzmir Mıntıka Ziraat Mektebi’nin kuruluşunun mucizevi hikâyesi ne olabilir? Bu hikâye oldukça ilginç olup başlangıcı 1860 yılına değin uzanır. 

1860 yılında Paris’te bir grup Fransız asıllı Yahudi tarafından kurulan Alliance Israelite Universelle’in düsturu, Doğu Yahudiliğine yardımdı. ‘Mutsuz ve korkunç sefalet içindeki cemaat’ olarak betimlediği Doğu Yahudiliği, Osmanlı Devleti’nin coğrafi sınırları içerisinde yaşayan Sefaradlardı. Sonra bu betimlemeye Doğu Avrupa ve Rusya Yahudileri/Aşkenazlar da dahil oldu. Alliance’a göre, Doğu Yahudiliğine yardım etmenin tek yolu, onu ‘üretici kılmaktı.’ 8 Bu yüzden başlıca etkinlik alanı olan Osmanlı Devleti’nin sınırları içerisinde, ekonominin değişik sektörlerine hitap edebilecek meslek okullarını açtı.9  Seçimleri arasında ön sırada, Tarımsal Çıraklık Sistemi yer alıyordu. Alliance’ın açtığı ilk ziraat okulu, 1870 yılında Filistin’de Yafa yakınlarında kurulan Mikve İsrael (İsrail’in Umudu) idi.10 İkinci ziraat okulu 1875 yılında Tunus’ta Djedeida’da, üçüncü okul ise, 1890’da İzmir Bornova’da açıldı. Başlangıçta ilk iki okulda verilen eğitimin temel amacı, ziraat eğitimcileri yetiştirmekti. Nitekim bu okullarda eğitime tabi tutulan öğrenciler, eğitimleri sona erdikten sonra, genç eğitimciler olarak, ileride açılacak olan Alliance okullarında görev alacaklardır.

DOĞU AVRUPA VE RUSYA’DAN YAHUDİ GÖÇLERİ

 İlk yıllarda,  bu okullarda eğitim gören öğrencilerin coğrafi kökeninin, Osmanlı sınırları içinde yer alan kentler olduğu görülürken zamanla, öğrencilerin kökenine ilişkin değişiklikler meydana gelerek, yerlerini özellikle Rusya ve Romanya göçmeni Yahudiler işgal etmeye başladı.11 Aslında buna şaşırmamak gerekir. Çünkü, 19. yüzyılın sonlarından itibaren yüzlerce Rus ve Romen Yahudi’si Osmanlı topraklarına göç etmiş (veya göç ettirilmiş) ve burada tarım kolonileri kurmak için çabalamışlardı.  19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, Rusya, Almanya, Romanya’da meydana gelen Yahudi aleyhtarı gelişmeler, Yahudilerin ülkelerini terk etme kararı almasına yol açtı. Büyük sayılara ulaşan göçmen gruplarının hem terk ettikleri bölgelerde hem de sığındıkları ülkelerde yol açacakları sosyal, ekonomik ve kültürel değişimin en az sayıları kadar büyük olması kaçınılmazdı. 1881 - 1891 yılları arasında, 500 bin olan Doğu Avrupalı Yahudi göçmen sayısı,12 1914 yılına kadar 2,7 milyonu geçecekti.13 

ZİRAAT OKULUNUN GEREKLİLİĞİ

Doğu Avrupa ve Rusya göçmeni Yahudilere Anadolu, ‘El Dorado/Altın Ülke’ olarak tanıtıldı ve buraya yerleşmeleri konusunda özendirildiler. Gelen göçmenler, önemli Yahudi kolonilerinin yaşadığı İzmir, Bursa, Selanik gibi kentlere yönlendirildiler.  Büyük bir kısmı yoksul ve çaresizdi. Aralarında zirai etkinliği deneyenler oldu. Zirai deneyimleri, Alliance Israelite Universelle görevlileri tarafından yakından izlendi; maddi ve manevi her türlü destek verildi. Göçmenlerin büyük bir kısmı zirai etkinliklerde başarısız olurken,  Alliance Israelite Universelle Anadolu’da ziraat yapımına ilişkin önemli deneyimler kazandı. Alliance görevlileri tarafından, göçmenlerin ziraat alanındaki başarısızlığının nedenleri sorgulandı ve isabetli saptamalar yapıldı: “Göçmenler hem ziraata ilişkin herhangi bir bilgiye sahip değildi. Hem de deneyimsizdi. Çoğu, yorucu tarım işçiliği ve akabinde genellikle başarısız sonuçlar alınması nedeni ile çabuk yılmakta idi. Göçmenlere verilen araziler son derece verimsizdi. Arazilerin yer aldığı bölgenin iklimi ise çok soğuktu.”14 Büyük bir olasılıkla şu sonuca ulaşıldı: Hem tarım kolonilerinde yaşayan ‘Yahudi ziraatçılara’  ziraat eğitimi verebilecek donanıma sahip eğitmenler, hem de ziraat hakkında bilgili ve bilinçli tarım yapabilecek Yahudi çiftçiler yetiştirecek ‘ziraat eğitim kurumlarına’ acilen gereksinme vardı. Bu yüzden, bir an evvel Anadolu’da bir ziraat okulu kurulmalı idi. Ziraat okulunun ve çiftliğinin kurulacağı yere ilişkin seçim yapılırken, verimli arazilerin seçimine özen gösterilmeli, ılıman iklime sahip bölgeler tercih edilmeli idi.

NEDEN BORNOVA?

Alliance yöneticileri, Anadolu topraklarını Trakya topraklarına nazaran daha ‘güvenli’ olarak nitelendiriyorlardı. Güvenlik gerekçeleri, Tarımsal kolonizasyon için pilot bölge olarak Anadolu’nun seçilmesine neden oldu. Bornova’nın seçilmesi ise şu gerekçelere dayanmaktaydı: İzmir merkeze iki saat uzaklıkta olan Bornova ve çevre köylerinin ekonomisi, büyük ölçüde tarımsal nitelik taşımaktaydı. Çeltik, buğday, arpa, mercimek, susam, nohut, bakla, pamuk, keten, kenevir üretimi yapılmakta; çeşitli meyveler özellikle üzüm ve zeytin yetiştirilmekte idi. 18. ve 19. yüzyıllarda bölgeye gelen gezginlerin hayranlığını kazanan Bornova,  bu tarihlerde; “güzel suları, mükemmel havası, verimli toprakları ile bir çekim merkezi idi.15 İzmir’e iki saat uzaklıktaydı ve Alliance Israelite Universelle’in bir ziraat okulu açmak için aradığı bütün vasıflara sahipti. Üstelik İzmir ile Bornova arasında, hem karayolu hem de demiryolu16 bağlantısı mevcuttu.

Devamı haftaya…

 

1 Bu makale, 5-6 Kasım 2014 tarihleri arasında düzenlenen Bornova Araştırmaları I. Sempozyumunda sunulan “Bornova’da Alliance Israelite Universelle’e ait Ziraat Okulu” adlı bildirinin kısa bir özetidir.

2 Arazi,  yapılan istimlaklar sonucunda 420 dönüme ulaşmıştır. 110 dönümlük kısmı, önceki yıllarda Alliance Bornova Çiftlik-Okulu olarak kullanılan arazisidir.

3  Hasan Mert, Geçmişten Günümüze Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yönleriyle Bornova, İzmir 2008, s. 176-177.

4  Erkan Serçe, “İzmir’de Ziraat Okulları”, Atatürk Organize Sanayi Bölgesi Dergisi, İzmir Ekim 2014, s26-27.

5  Hakimiyet-i Milliye gazetesinden aktaran Erdal Aydoğan, “Kliment Yefromoviç Voroşilov’un Türkiye’yi Ziyareti ve Türkiye-Sovyet İlişkilerine Katkısı”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılab Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, sayı 39 Mayıs 2007, s. 255.

6  Melih Tınal, “Atatürk’ün İzmir Ziyaretleri ve Vefatının İzmir’deki Yankıları”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi (Dokuz Eylül Atatürk İlkeleri ve İnkılab Tarihi Enstitüsü yay.), VII/16-17 (2008 Bahar-Güz), s. 25.

7  Kemal Arı, “Türk Kurtuluş Savaşı’nın Bitiminde İzmir’in Genel Ekonomik Durumu”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi (Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri İnkılap Tarihi Enstitüsü yay.), cilt 1 sayı 3, İzmir 1993, s. 38.

8  Esther Benbassa – Aron Rodrigue, “19. Yüzyıl sonunda Türkiye’deki Yahudi Esnafı – Alliance Israelite Universelle ve Çıraklık Kuruluşları”, Tarih ve Toplum, sayı 66, s. 22-23.

9  M. Jacques Bigart, “L’Action de L’Alliance Israelite en Turquie”, Conférence faite a Paris (24 Mai 1913) (ayrı basım), Paris,’’, s.10.

10  İsrail’de Zirai Yerleşme, Bugünkü İsrail Yayınları, (t.y.) no 3, s. 3. Bu kitapçıkta,  Mikve İsrael’in Jewish Colonization Association tarafından kurulduğu yazılıdır. Ancak doğrusu, Mikve İsrael’in Alliance Israelite Universelle tarafından kurulmuş olmasıdır. Bkz. Rodrigue, a.g.e., s. 166.  Mikve İsrael’in kuruluş maliyeti 200.000 franktır. Senelik harcamaları ise yaklaşık olarak 63.000 frank civarındadır. Charles Netter’in özel çabaları ile kurulan bu okulda 1892 yılında 81 öğrenci, ziraat ve hayvancılık eğitimi görmüştür. Baron Hirsch tarafından finanse edilen okulda, zararlı otların yok edilmesi, ağaç kültürü, bağcılık, şarap yapımı, toprak altında bitki üretimi ve hayvan yetiştiriciliğine ilişkin dersler verilmiştir. Bkz. Mois Franco, Essai sur L’Histoire des Israelites de L’Empire Ottoman – Depuis les origines jusgu’a nos jours, Paris 1980, s. s. 253. Bu okulun finansörü olan Baron Hirsch, Alliance tarafından kurulacak olan diğer tarım okullarına da mali destekte bulunacak; nihayet, yalnızca Tarım Kolonileri için çalışacak olan Jewish Colonization Association’ı kuracaktır.

11  Mikve İsrael kurulduktan 10 yıl sonra, Rusya’daki pogromlar nedeni ile buradan Yahudi göçleri başlamış(Birinci Aliya); Mikve İsrael bu göçmenlerin bir kısmını barındırmıştır. İlerideki yıllarda Tarım Okulu Mikve İsrael, Rusya göçmenlerinin yerleştiği Tarım Kolonisi haline dönüştürülecektir. Bkz. M. Jacgues Bigart, “L’Action de L’Alliance Israelite en Turquie”, Conférence faite a Paris (24 Mai 1913)(ayrı basım), Paris, s. 18.

12  Şeber, ‘’a.m.’’, s. 41.

13  İzmir’e gelen yoksul Doğu Avrupa ve Rusya göçmenlerinin kendilerine ait bir ev edinebilmeleri olanaksızdır. Kentte yerleşebilecekleri yegane konut; Kortejolardır. Çoğunlukla üst katlarda sığınacak yer bulamayan Rusya göçmeni aileler, sefalet içinde Kortejoların bodrum katında yaşamlarını sürdürmekte ve toprak üzerinde gecelemektedir. Bkz. Ahenk, 2 Eylül 1323 (15 Eylül 1907).

14 CAHJP, ICA LONDON 2 -  233, Gabriel Arie’nin 20 Kasım 1896 tarihli mektubu, s. 2.

15 Antoine Galland’dan aktaran Hasan Arıcan, Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar, İzmir (Tepekule Kitaplığı Yayınları) Eylül 2003, s. 17.

16 “1865 yılında İzmir – Kasaba Şirketi Bornova’ya kadar bir demiryolu döşemiştir.” Arapzade Cevdet, İzmir Hakkında Tetkikat (müellifleri Bonavantür F. Slaars ve İkonomos), İzmir 1932.