RobotİK

Her ne kadar Stephen Hawking ‘Yapay Zeka’ ile uğraşmayın dese de, robotların ekonomi ve iş hayatındaki yeri her geçen gün artıyor. Digital, mobil, genetik ve tıp biliminin ilerlemesi ile yakın bir dönemde bilim kurgu filmlerindekine benzer başlıkları daha sıkça duyacağız.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
4 Mart 2015 Çarşamba

Terminatör veya I Robot filmlerindeki gibi robotlarla savaşımız olur mu, olursa kim kazanır bilinmez ama iş dünyası üzerinden ekonomiye yansımalarını düşündüğümüzde, hazırlıksız sektörlerin, kurumların, beyaz ve mavi yaka işgücünün kaybedeceğini öngörmek çok zor değil. Tabii, hazırlıksız ekonomiler üzerinden devletler demek gerekir mi, onun cevabını da ekonomi yönetimlerine bırakalım ve iş dünyası ile ekonomiye mevcut ve olası etkilerine bakalım.

Üretim faktörlerinden olan emeğin durumu

Otomotiv sanayinde zaten robotlar üretim bandında yer alıyordu, Volkswagen geçen sene emekli işçilerin yerine daha çok robot kullanacağını belirtti. Otomobil üretim maliyetlerine olumlu yansıyabilecek bu gelişme, onu satın alacak işgücü kesiminin iş ve gelir kaybına sebep olduğunda, diğer bir üretim faktörü sermayedar (girişimci ve sermaye) bundan nasıl etkilenecek? Bir üst basamağa çıkarsak işsizliğe olan etkisi üzerinden, GYSİH büyümesine, Milli Gelire, Satın Alma Gücü Paritesi’ne etkileri nasıl olacak? Aslında cevabı şimdiden belli. Biraz daha ileri gidelim mi? İşsizliğin az olduğu ekonomilerde enflasyon yükselir diyen Philips Eğrisi’ni dikkate alırsak, tersi senaryoda enflasyon yerine deflasyonist bir süreçte, ekonomik durgunluktan çıkmak için kırk takla atan gelişmiş ekonomiler ve Merkez Bankaları ne yapacak?

Buharla beraber sanayileşmede yapay zekâ olmaksızın seri üretime geçilmişti, komutlarla çalışan üretim bantlarındaki robotlarla süreç devam etmişti. Endüstri mühendisliği, makine mühendisliği bilim dallarından mezun olan öğrenciler mekatronik bölümlerine gitmedikleri için üzülmeye başlarken, belki de tıp bölümü mezunları organ nakli için biz de mekatronik yüksek lisansı yapmalıydık diye düşünmeye başlayabilirler. Bu arada, ar-ge, inovasyon noktasında reel sektörü genelde takip etmek zorunda kalan akademik dünya, akademik dünyadan çıkan benzer makaleler ile kim kimi takip ediyor noktasında bir dilemma bulunsa da, bu gelişmeler noktasında birçok anabilim dalında kalifiye işgücü yetiştirme fonksiyonunu gözden geçirmek durumunda kalacak. Bundan hareketle de, robot insan kaynakları bölümlerinin geleceğini biraz mercek altına alalım.

İnsan Kaynakları mı, Kıymetleri mi, Personel Yönetimi mi derken karşımıza şimdi robotlar ve yapay zekâ çıktı. İş hayatımızda şu anda yansımalar daha çok, digital pazarlama veya sosyal medya yöneticisi, drone kullanıcısı, bilgisayar operatörü, bilgi işlem network uzmanı gibi iş tanımları üzerinden gerçekleşmekteyken,  yapay zekâ ile çok farklı başlıkların hayatımıza girmesi yakın. Mesela, çalışan devir oranı yüksek firmalarda ve sektörlerde, örneğin perakendede, binlerce özgeçmişi incelemek için işe alım uzmanı çalıştırılmayacak desek? İnsan Kaynakları danışmanlarına, özel istihdam kurumlarına ihtiyaç azalırsa bağlı bulundukları sektörel birliklerin, derneklerin geleceği bunlardan nasıl etkilenir? Bir adım öteye daha gidelim. Şirketlerde İnsan Kaynakları Yöneticisi yapay zekâ bir robot ise. Bir adım daha atalım. Para ve fatura tahsil etme, ödeme fonksiyonu ağırlıklı çalışan banka gişeleri, fatura kurumları, market kasalarında çalışanların robot olduğu bir durumda, satın almanın ve bilgi işlemin yönetebileceği bir dünyada insan kaynakları departmanına gerek var mı? Bir adım geri gelelim.

Eğer maaş yoksa muhtasar vergi, SGK primi yoksa, emeklilik de yoksa, iş kanunu maddelerini yorumlayacak bir özlük hakları uzmanına gerek var mı? İki ileri bir geri yaptığımıza göre zamanda yolculuğumuzu son iki örnek ile kapatalım. Yapay zekâ özel güvenlik personeli varsa, özel güvenlik yasasının yansımaları nasıl olacak? Big datayı saniyeler içinde SMART proses edip, “Müşteri Hayat Boyu Değeri” ölçümüne göre iterasyonla yapılan “Bir Sonraki En İyi Ürün” değer önerisinin, clouddaki “Net Promoter Score’a” etkisi üzerinden “Müşteri Deneyimi”ne göre bütçe/gerçekleşme ile gelir tablosuna etkileri hesaplayıp, bir sonraki senenin stratejik planlamasını makineler yapacaksa, satışçılara, CRM’cilere ve bütçe planlamacılara gerek var mı?

Robotlar ve yapay zekâ

İnsan Kaynakları mı, Kıymetleri mi, Personel Yönetimi mi derken karşımıza şimdi robotlar ve yapay zekâ çıktı. İş hayatımızda şu anda yansımalar daha çok, digital pazarlama veya sosyal medya yöneticisi, drone kullanıcısı, bilgisayar operatörü, bilgi işlem network uzmanı gibi iş tanımları üzerinden gerçekleşmekteyken,  yapay zekâ ile çok farklı başlıkların hayatımıza girmesi yakın. Mesela, çalışan devir oranı yüksek firmalarda ve sektörlerde, örneğin perakendede, binlerce özgeçmişi incelemek için işe alım uzmanı çalıştırılmayacak desek? İnsan Kaynakları danışmanlarına, özel istihdam kurumlarına ihtiyaç azalırsa bağlı bulundukları sektörel birliklerin, derneklerin geleceği bunlardan nasıl etkilenir? Bir adım öteye daha gidelim. Şirketlerde İnsan Kaynakları Yöneticisi yapay zekâ bir robot ise. Bir adım daha atalım. Para ve fatura tahsil etme, ödeme fonksiyonu ağırlıklı çalışan banka gişeleri, fatura kurumları, market kasalarında çalışanların robot olduğu bir durumda, satın almanın ve bilgi işlemin yönetebileceği bir dünyada insan kaynakları departmanına gerek var mı? Bir adım geri gelelim.

Eğer maaş yoksa muhtasar vergi, SGK primi yoksa, emeklilik de yoksa, iş kanunu maddelerini yorumlayacak bir özlük hakları uzmanına gerek var mı? İki ileri bir geri yaptığımıza göre zamanda yolculuğumuzu son iki örnek ile kapatalım. Yapay zekâ özel güvenlik personeli varsa, özel güvenlik yasasının yansımaları nasıl olacak? Big datayı saniyeler içinde SMART proses edip, “Müşteri Hayat Boyu Değeri” ölçümüne göre iterasyonla yapılan “Bir Sonraki En İyi Ürün” değer önerisinin, clouddaki “Net Promoter Score’a” etkisi üzerinden “Müşteri Deneyimi”ne göre bütçe/gerçekleşme ile gelir tablosuna etkileri hesaplayıp, bir sonraki senenin stratejik planlamasını makineler yapacaksa, satışçılara, CRM’cilere ve bütçe planlamacılara gerek var mı? 

 

Robot aynı işi yapan bir insan ile birlikte nasıl değerlendirilecek?

İş dünyası derken, yönetim kavramını da biraz açalım. Performans yönetim sistemleri içinde harcanan mesailerde, 7/24 çalışıp herhangi bir hak beklemeyen, motivasyon gerektirmeyen robotların aynı işi yapan bir insan ile birlikte değerlendirilmesi nasıl olacak? Mesela bir kurye şirketini ele alalım. Amazon.com kurye maliyetlerini düşürmek için drone’ları kullanırken, kargo firmalarında insan gücü ağırlıklı gönderimlerin performansı nasıl ölçülecek? Acenta, bayilik sistemlerine hiç girmeyelim. Liderlik ve koçluk başlıklarına dönelim. Yöneticiniz diyelim ki bir yapay zekâ ve “Oğlan hasta yarın işe geç gelsem” diye sordunuz, mekanik bir ses, “Sen bu aralar çok yoruldun zaten, yarın izinlisin, bordrodan düşmüyorum” dese, öğlen yemeklerindeki başarılı ekip çalışmalarındaki yönetim serzenişlerinin nasıl azalacağını bir düşünün. Peki, robot bunu yapar mı? Onun da cevabını, liderlik eğitimlerinin şirketin performansına analitik yansımalarını ölçen kurumlar rahatlıkla verecektir, sonuçlar pozitifse robota da komutu bu şekilde verdirmek mümkün. Bu mümkünse, o zaman kariyer koçluğu, yönetici koçluğu ne olacak? Bunun da cevabını koçluk federasyonlarına bırakmak lazım.

Eğer bu paragrafa kadar, Hollywood benzeri senaryolarımızı takip ettiyseniz, son World Economic Forum’daki en önemli başlığa hoşgeldiniz. Roubini, Stiglitz gibi dünyanın önde gelen ekonomistleri ve akademisyenleri bu konularda makalelerini arttırırken, İstanbul Ekolü’nden bir akademisyenin çoğundan önce bu satırlarda dile getirdiği yakın gelecekte bir kehanet aramaya gerek yok. Birleşik Arap Emirlikleri’nin WEF ile robotik ve yapay zekâ için ortak çalışma konseyi kurduğunu ve dört işlemci ilk bilgisayar Eniac’ın bugün şimdilik işlemcilerinde en az dört çekirdek olduğunu hatırlatalım.

Florida’daki NASA Kennedy Uzay Üssü direktörü Bob Cabana’nın, bilimkurgudaki Mr. Spock’ı çalışmalarında ulaşmak istedikleri iyi örnek olarak gördüklerini yazdığı satırlardan esinlenerek, yine her ne kadar Stephen Hawking uzaydaki diğer yaşam formları iyi niyetli olmayabilir diye uyarsa da, “Live Long and Prosper” diyerek tüm Vulkan’lıları ve insanlığı selamlayalım.