Kendini bilmek

Estreya Seval VALİ Köşe Yazısı 0 yorum
11 Mart 2015 Çarşamba

Maimonides’in 'Hayat' hakkındaki kanunları geçti elime. Birinci bölüm, birinci kanun: Kendini bil!

İnsanların çeşitli huyları vardır, diye başlıyor yazı; bunların hepsi birbirinden farklıdır. Kimi öfkeli, hep kızgındır, kimi de sakindir, hiçbir zaman sinirlenmez. Kendini beğenmiş olanlar vardır, bir de alçakgönüllüler. Sınırsız arzularını bir türlü tatmin edemeyenler, hırslarının peşinden koşmaktan bir türlü yorulmayanlar, buna karşılık saf vücutlarının talep ettiği az şeyi bile istemeyenler. Dünyanın zenginliğini bile verseniz, yeter diyemeyenler. Koelet’te yazılı olduğu gibi, “Parayı seven, paraya hiçbir zaman doymaz” (5:9). Bir de azla yetinenler, hatta ihtiyacı olanın bile peşinden gitmeyenler. Parasının bir kuruşunu bile zorlukla harcayanlar, bu uğurda vücutlarına işkence çektirenler; ve ellerinde ne var ne yok çarçur edenler.

Karakter özellikleri de vardır tabii. Neşeli olanlar ve huysuzlar, cimriler ve cömertler, acımasızlar ve merhametliler, korkaklar ve cesurlar, ve daha niceleri.

Rambam’ın bu Birinci bölümde vurgulamak istediği, “her şeyin kararı” ilkesi: Orta yolu seçmek ve hiçbir uca fazla yaklaşmamak. Ne fazla ateşli, ne de buz gibi olmak. Başkalarına karşı ne fazla sert ve duyarsız olmak, ne de fazla yumuşak ve hassas olmak. Ne fazla disiplinli olmak, ne de kendini fazla bırakmak. Aşırılığın her türlüsü kötü ve tehlikelidir; buna hoşgörüde aşırılık da dahildir. Kral Şelomo, fazla dürüst olmanın de iyi olmadığını ileri sürer (Koelet 7:16). Dindar olunacak zamanlar vardır ancak onun da ayarını kaçırmamak gerekir. Dinde aşırılık, hoşgörüsüzlük silahı olarak kullanılabilir ve ne yazık ki bildiğimiz gibi, (hiç pişmanlık duyulmadan) en korkunç suçları işlenmesine yol açabilir. Ancak konumuz bu değil. Maimonides’in vurgulamak istediği, insanların birbirinden farklı olduğu. İnsan nasıl olduğunu bilirse, kim olduğu sonucuna da varabilir. Yazının başlığın işte bu yüzden “Kendini bilmek”.

Size şimdi Talmud’dan çok ilginç bir bölüm aktaracağım (Şabat 156a): Eğer bir kişinin şiddete eğilimi varsa; cerrah, şohet (hayvanları kaşerut kurallarına göre kesen kişi) ya da mohel (sünnetçi) olmalıdır ki, şiddet güdüsünü olumlu ve yapıcı yollara yönlendirebilsin.

Kral Şelomo, Özdeyişler’de (22:6) şöyle yazar: “Bir çocuğu, gitmesi gereken yola göre yetiştirin. Böylece yaşlandığı zaman bile o yoldan ayrılmaz.” Vilna Gaon, her çocuğun kendi “yolu” (doğal yetenekleri) olduğunu açıklar. Birbirine benzeyen ve aynı şekilde hareket eden çocuk güruhları şekillendirmekten daha büyük felaket olamaz. Bu size neyi hatırlatıyor, sevgili okurlar? Müziğe çok yeteneği olduğu halde ille de mühendis olarak okutulan ve sonunda ne müzisyen, ne mühendis olabilen talihsiz nesilleri, öyle değil mi? “Kualo, tanyedor te vaz azer?” (Neee? Çalgıcı mı olacaksın?) Mesele nedir? Çevre! Hep çevre. “Ya saves? El ijo de fulaniko se izo tanyedor!” (Haberin var mı? Bilmem kimin oğlu çalgıcı oldu). 

Neyse, konumuza geri dönelim. Vilna Gaon da, Talmud’un yazdığı gibi, şiddete eğilimli olanların, bunun farkına varır varmaz, örneğin muhasebecilik değil de, doğalarını 'kullanabilecekleri' cerrahlık, kasaplık ve sünnetçilik gibi işlere yönelmesini tavsiye etmektedir.

Vilna Gaon, Kral David’in kırmızı yüzlü olduğuna dikkat çeker (I Şmuel 16:12); bu da kan dökme dürtüsü anlamına gelir. Ancak David, sebat etmiştir. Vahşi doğasını “kullanmıştır”. Yıkıcı bir şiddet uygulamak yerine, Tanrı’nın cengâveri olmuştur. Tanrı için kutsal savaşlar yapmış, Yisrael’in düşmanlarını alt etmiştir. Ancak elleri kanlı olduğundan, Tanrı’ya Kutsal bir Mabet inşa edememiş, bu işi, bilge oğlu Kral Şelomo üstlenmiştir.

Rambam’ın ilk büyük dersi budur, sevgili okurlar. Her şey, kendimizi tanımakla başlar. Güçlü ve zayıf yönlerimizi bilmeliyiz. Asla geç değil. “Artık benden geçti” demeyin lütfen. Hiç değilse kendinize, doğanızın gerektirdiği insan olmak için şans tanıyın. Aşem hepimizin yolunu aydınlatsın. 

 

1 Yorum