Müslüman bir nükleer fizikçinin Mısır’dan İsrail’e uzanan hikâyesi

Dünya
8 Nisan 2015 Çarşamba

Uzay Bulut


Mısırlı Müslüman nükleer fizikçi Noha Hashad, birçok üniversitede ders vermiş başarılı bir bilim insanıydı. Ta ki İsrail’le bağ kurmaya başladığı için zamanın cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’in güvenlik güçlerince tutuklanana kadar.

Noha’nın Mısır’da İbrani çalışmalarına duyduğu ilgiden bahsetmesiyle, Mısır’ın istihbarat üyelerinin hedefi haline gelmesi bir olmuş; istihbarat yetkililerinin sorgu ve şüpheleri, Noha’nın yaşamını çekilmez hale getirmişti.

Suçu, Yahudilerin İsrail topraklarındaki hakkına dair Kur’an’da kanıtlar aramasıydı. Noha, bu düşüncelerinden ötürü on iki yıl hapse mahkûm edildi. İsrail’e casusluk yapmak suçuyla sorgulandı, işkence gördü. İşkencelerden ötürü sakat kaldı. Arap Baharı protestoları sırasında Mübarek rejiminin düşmesiyle Mısır’dan kaçmayı başardı. Önce Ürdün’e, sonra mülteci olarak İsrail’e gitti.

Nükleer bilimler uzmanı Noha’nın hikâyesini ilk kez Israel Hayom gazetesi gün ışığına çıkardı.

Noha, işkenceleri şöyle anlatıyor: “Onlar bir üniversite hocasına işkence ettiler; çözüleyim ve ‘Artık İsrail’den bahsetmeyeceğim, İsrail’le hiçbir alakam olmayacak’ diyeyim diye. İstediler ki çenemi kapatayım. Ama ben sorgular biter bitmez, bulabileceğim en büyük Davud’un Yıldızı’nı aramaya koyuldum.”

Sorgulardan birinde Noha, başka birçok kadın tutukluyla aynı hücreye atılmış: “Polis onlara sadece şunu söyledi: ‘Elinize Yahudi bir kadın düştü. Gösterin bakalım, neler yapabiliyorsunuz.’ Sonra da kapıyı kapadı. O anda tutuklular üzerime atladılar. Saçlarımı yoldular, dayak attılar. Onlara göre ‘Yahudi’, bütün kötülüklerin anası demek. Başka bir polis gelip odun bir sopayla dövdü beni, sonra bayılmışım.”

Noha, polisin onu bir Yahudi mezarlığına götürüp, üzerine benzin döktüğünü ve kulağına kibrit koyduğunu anlatıyor.

Noha, sorgular sırasında ‘Siyonizm’i desteklemek’le suçlandığını söylüyor. “İsrail toprağının İsraillilere ait olduğunu söylüyorum ve aslında İslam inancı da aynı şeyi söylüyor. Şeyhler bunu biliyorlar ama kendi yanlış yorumlarını kullanmayı tercih ediyorlar. 1999’dan, kurtulduğum 2011 yılına kadar, İsrail meselesinde asla sözümden dönmedim. Arap dünyasında Yahudilerin katledilmesi gerektiğine dair laflar ediliyordu; ben de gerçeği teşhir etmek için elimden geleni yaptım. İslam inancına göre bile, İsrail işgalci değil. İsrail’e geldiğimde, ‘Mısır’dan Çıkış’ı hissettim. Ben de ordaydım. Ben de zincirlere vurulmuş, işkencelerden geçmiştim ve özgürlük mucizesini bizzat yaşamıştım.”

Tüm bu sorgu ve işkenceler Noha’yı durduramadı. Noha İsrail’e gitmeyi başardı ve şu anda başka saygın araştırmacılarla birlikte bir Ortadoğu Barış Merkezi kurma aşamasında. Ayrıca, Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas’ın ‘Siyonizm’in Başı ve Sonu’ isimli ilk kitabını İngilizceye çeviriyor.

Noha, “Bu kitabı, Abbas’ın gerçek yüzünü teşhir etmek için çeviriyorum. Abbas’ın doktora tezindeki Yahudi soykırımı (Holokost) inkârını değil; İsrail inkârını teşhir edeceğim” diyor.

51 yaşındaki Noha Hashad artık İsrail’de ikamet eden özgür bir bilim insanı ve İsrail’i şöyle tarif ediyor: “İsrail bir mücevher, bir elmas gibi. Burada olduğum için çok şanslıyım.”