Maimonides (RaMBaM) ve sağlık

Yahudi tarihinin en büyük filozoflarından haham ve tabib RaMBaM´dan sağlık tavsiyeleri

Estreya SEVAL VALİ Kavram
29 Nisan 2015 Çarşamba

Bu Tora’nın Yolunda yazımızda Maimonides’in hayat hakkındaki görüşlerinden oluşan hazinemizin sağlık bölümüne (tam adıyla 4. Bölüm, 1-23. Kanunlar) göz atacağız. Tora, sağlığımıza iyi bakmamızı emreder. Döneminin ünlü bir hekimi olan Maimonides, sağlıklı bir yaşam tarzının ilkelerini sıralamış. Bu yaşam tarzı her ne kadar zamanının ilerisinde addedilse de, sonuçta Ortaçağ’a ait. Dahası, tavsiyelerden bazıları Talmud ve erken dönem Yahudi kaynaklarına dayanıyor. Dolayısıyla “evde denemeyin, sadece merakınızı tatmin edin,” uyarısını yapmak zorundayım

 

Sağlık kanunlarını, Maimonides’in izlediği sıraya göre ele alacağız, sevgili okurlar. Bu arada sadece sıralamasını değil, büyük âlimin üslubunu ve bazı tabirlerini de kullanacağım.

 

 

1  İlahi hizmette bulunabilmek için tam ve sağlam bir bedene sahip olması gerektiğinden ve hasta olduğunda Yaratan’ı anlaması ve O’nun hakkında herhangi bir şey bilmesi mümkün olmadığından, kişi, bedeni için zararlı şeylerden uzak durmalı, sağlığını koruyacak şeyler yapmayı alışkanlık edinmelidir. Yalnızca aç olduğu zaman yemeli, sadece susadığında içmelidir. (günde beş öğün yemek ve üç litre su mu dediniz?)

Kişi, “deliklerini bir dakika bile geciktirmemelidir”. Bu ne demek ola ki? Kibarca şu demek: Tuvalete gitmeye ihtiyaç duyduğu an, hemen gitmeli, hacetini bekletmeden gidermelidir.

2 Kişi, midesi doluncaya kadar yememeli, midesinin dörtte birini boş bırakmalıdır. Yemek sırasında su içmemeli, az bir miktar suyu şarapla karıştırıp öyle tüketmelidir. İhtiyaç duyduğu suyu ancak sindirim başladıktan sonra içmeli, yine de, sindirim tamamlandıktan sonra bile fazla su içmemelidir. Kişi, tuvalet ihtiyacı olup olmadığını kontrol etmeden yemeğe oturmamalıdır. Yemek yemeden önce vücudunu ısıtmalıdır. Nasıl mı? Tıpkı spora başlamadan önce, sporcuların yaptığı gibi… Yürümeli, bir iş yapmalı ve kendini bir şekilde yormalı, böylece vücudunu ısıtmalıdır. Sonra biraz dinlenmeli, kendini toparlayınca yemek yemelidir. Yorulduktan sonra sıcak suyla yıkanabiliyorsa, iyi olur. O zaman biraz beklemeli ve yemeğini öyle yemelidir.

3   Kişi yerken yerinde oturmalı ve sol tarafına doğru kaykılmalıdır. Talmud döneminde insanlar yatakta, tepsi içinde yermiş. Yemeğin doğru kanallardan gitmesi için sağa değil, sola doğru eğilmek önemliymiş. Bölgede fazla ağaç bulunmadığından ahşap ve dolayısıyla masa ve sandalyeler, lüks sayılırmış. Kişi yemeğini bitirinceye kadar yürümemeli, ata bilmemeli, kendini yormamalı, bedenini sarsmamalıdır. Yemekten sonra yürüyen ya da kendini yoran kişi, ciddi hastalıklarla karşı karşıya kalır.

4 Bir gün ve gece, 24 saat sürer. Kişinin bu sürenin üçte biri, yani sekiz saat boyunca uyuması yeterlidir. Bu sekiz saat gecenin sonunda başlamalı, gün doğarken sona ermelidir. Kişi böylece güneş doğmadan yatağından kalkmalıdır.

5  Kişi ne yüzü üzerinde, ne de ensesi üzerine uyumalı, gece başlarken sol yanı, gecenin sonunda sağ yanı üzerinde yatmalıdır. Yedikten hemen sonra yatmamalı, üç dört saat beklemelidir. Kişi, gündüzleri uyumamalıdır.

6 Bağırsakları gevşeten yiyecekler (üzüm, incir, çilek, armut, kavun, sukabağı içi ve salatalık gibi), yemeğin başında tüketilmelidir. Bunlar yemeklerle karıştırılmamalı, üst mideyi terk edinceye kadar biraz beklenmeli ve yemek sonra yenmelidir. Bağırsakları katılaştıran yiyecekler (nar, ayva, elma gibi), yemekten hemen sonra ve az miktarda tüketilmelidir.

7 Kişi hem kırmızı, hem beyaz et yemek istiyorsa, önce beyaz eti yemelidir. Yumurta ve tavuk durumunda, önce yumurta yemelidir. Küçükbaş havyan (koyun, keçi) eti ve büyükbaş hayvan eti durumunda, önce küçükbaş hayvandan yemelidir. Kişi her zaman daha hafif olan yiyecekle başlamalı, daha ağır olanla bitirmelidir.

8  Kişi yazın soğuk yiyecekler tüketmeli, fazla baharat kullanmamalı ve sirkeyi tercih etmelidir. Yağmur mevsimi sırasında sıcak yiyecekler yemeli, baharat kullanımını fazlalaştırmalı ve biraz hardal tüketmelidir. Aynı ilke sıcak ve soğuk iklimlerde de uygulanmalıdır.

9 Özellikle sağlıksız olan ve kişinin asla yememesi gereken yiyecekler vardır: Eski büyük tuzlu balık, eski tuzlu peynir, mantar, eski tuzlu et, üzüm suyu ve çok kaldığı için kokan pişmiş yemekler. Aynısı kötü kokan ve son derece acı olan tüm yemekler için geçerlidir. Bunlar vücut için ölüm ilacı (zehir) gibidir.

10 Zararlı oldukları halde yukarıda sözü edilenler kadar kötü olmayan başka yiyecekler de vardır. Bu yüzden kişi şunları ancak az miktarlarda ve nadiren tüketmelidir: su kuşları, küçük güvercinler, hurma, yağda kızarmış ekmek, çok ince öğütülmüş un, salamura balık. Bu yiyecekler aşırı yenmemelidir. Bilge olan, kötü eğilimini yenen, arzularının peşinden gitmeyen ve sonucunda yukarıda adı geçen yiyeceklerden hiç yemeyen kişi (tıbbi nedenler dışında), güçlü addedilir.

11 Kişi, ağaç meyvelerinden yemekten kaçınmalıdır; kurusundan bile fazla tüketmemelidir. Olgunlaşmamış meyve, vücut için kılıç gibidir. Keçiboynuzu hep zararlıdır. Ekşi bütün meyveler zararlıdır. Kişi bunlardan yazın ve sıcak iklimlerde, ancak biraz yemelidir. İncir, üzüm ve badem her zaman faydalıdır; hem tazesi, hem kurusu. Kişi bunları dilediğince tüketebilir. Ancak meyvelerin en iyileri olmalarına rağmen, sürekli yenmeleri doğru değildir.

12 Bal ve şarap çocuklar için kötü, yaşlıca kişiler için iyidir; özellikle yağmur mevsiminde. Yazın kişi, yağmur mevsiminde yediğinin üçte ikisini tüketmelidir.

13 Kişi bağırsaklarını her zaman yumuşak (ishale yakın) tutmaya çalışmalıdır. Tıpta önemli bir ilke, şudur: Bağırsak hareketi olmaması ya da zorlukla çıkılması, pek çok hastalığa yol açar.

Peklik çeken kişi ne yapmalı? Eğer gençse her sabah tuzlu, baharatlı sebzeler, yağ, salamura balık ve tuz yemeli ama ekmek tüketmemelidir. Yaşlılar sabahları için bal konmuş sıcak su içmeli, dört saat kadar beklemeli, yemeklerini sonra yemelidir. Bunu bağırsakları gevşeyinceye kadar üç dört gün üst üste yapmalıdır.

14 Vücut sağlığı hakkında başka bir ilke: Kişi çalıştığı ve tok olmadığı zaman, kendini çok yorduğu zaman ve bağırsakları gevşekse (kabız değilse) hastalanmayacak, önceden sağlıksız yiyecekler yemişse bile gücü artacaktır.

15 Bunun aksine, rahat oturan, kendini yormayan ve tuvalete çıkmayı geciktiren, kabız olan kişi, sağlıklı yese ve sağlığına dikkat etse bile her gün ağrılar çekecek ve gücü azalacaktır.

Aşırı yemek kişinin bütün vücudu için zehirdir. Bu, tüm hastalıklarla ilgili temel bir ilkedir.

16 Kişi yedi günde bir yıkanmalıdır (Ortaçağ’dan söz ediyoruz! Avrupa’da insanlar bir vaftiz olurken, bir de ölünce su yüzü görürdü). Bunu yemek yedikten hemen sonra ya da açken değil, yediklerini sindirmeye başlarken yapmalıdır. Bütün vücudunu sıcak suyla (ama yakacak kadar sıcak değil) yıkamalıdır. Bir tek başını, yakacak kadar sıcak suyla yıkamalıdır. Sonra vücudu için giderek soğuyan su kullanmalıdır. Başına hiç ılık ya da soğuk su dökmemelidir.

Kişi yağmur mevsiminde soğuk suyla yıkanmamalıdır. Terleyinceye ya da bütün vücudunu yoruncaya kadar yıkanmamalıdır. Banyoda fazla vakit geçirmemelidir. Terledikten ve vücudunu aşındırdıktan sonra durulanmalı ve çıkmalıdır.

17 Kişi banyodan çıktıktan sonra üşümemek için dış odada giyinmeli ve başını örtmelidir. Kişi yazın bile bu konuda dikkatli olmalıdır. Ruhu kendine gelinceye, vücudu dinleninceye ve sıcaklık onu terk edinceye kadar beklemelidir. Banyodan çıktıktan sonra yemek yemeden biraz uyuyabilirse çok iyi olur. Kişi banyodan çıkınca soğuk su içmemelidir; tabii, banyoda da öyle. Eğer çok susamışsa ve kendini tutamıyorsa, suya şarap ya da bal koyup içmelidir. Yağmur mevsiminde kendini duruladıktan sonra yağ sürünürse, iyi olur.

18 Kişi sürekli kan aldırmamalıdır. Bunu ancak özellikle gerektiği zaman yaptırmalıdır; yazın ya da yağmur mevsiminde değil, ilkbaharda ve biraz da sonbaharda, elli yaşından sonra ise hiç. Kişi, kan aldırdığı gün banyoya girmemeli, seyahat etmemeli, seyahatten döndüğü gün kan aldırmamalıdır. Kan aldırdığı gün her zamankinden az içmeli, kendini yormamalı, dinlenmelidir.

19 Meni, kişinin vücudunun gücü, canı ve gözlerinin feridir. Çok fazlası gittiği zaman kişinin gücü azalır ve canı kaybolur. Cinselliği takıntı edinen, kısa zamanda yaşlanır, kuvvetini kaybeder, gözleri donuklaşır, ağzından ve koltukaltlarından kötü koku yayılır, saçları, kaşları ve kirpikleri dökülür, sakalı, koltukaltları ve bacaklarındaki kıllar çoğalır, dişleri düşer ve bunların dışında pek çok rahatsızlık çeker. Hekimler der ki, bin kişi başka hastalıklardan ölürse, bin kişi de fazla cinsellikten ölür. İyi yaşamak isteyen, dikkatli olmalıdır. Ancak vücudu sağlıklı ve çok güçlü olduğu zaman ilişkide bulunmalıdır. Eğer başka şeyler düşündüğünde bile istemsiz ereksiyonları varsa, kasıkları ağırlaşmışsa, yumurtalıklarının bağları gerilmiş, eti ısınmışsa, o zaman ilişkide bulunmalıdır; bu onun için sağlıklıdır. Tok ya da aç olduğu zaman değil, yediklerini hazmettikten sonra ilişkide bulunmalıdır. Ayakta ya da otururken ve banyoda iken, yıkanacağı gün, kan aldıracağı gün, yola çıkmaya niyetlendiği gün, yoldan döndüğü gün, yola çıkmadan bir gün önce ve döndükten bir gün sonra yapmamalıdır. Anladınız değil mi, sevgili okurlar?

20 Öğrettiğimiz şekilde yaşamayı alışkanlık edinen, hem hayatı boyunca hastalık nedir bilmeyecek, hem de uzun yaşayacaktır. Doğuştan kusurlu değilse, salgın ya da kıtlık yoksa vücudu hep sağlıklı olacaktır.

21 Tartıştığımız bütün bu iyi alışkanlıklar, sıhhatli bir kişi için geçerlidir. Düzeni değiştirmek, hastalığın başlangıcı olacaktır.

22 Doktorun olmadığı yerde, hem sağlıklı hem de hasta kişiler tarif ettiğim bu yoldan gitmelidir çünkü bu yol, sağlığa açılır.

23 Bir Tora âlimi şu on şeyin olmadığı bir şehirde yaşamamalıdır: Bir doktor, bir kan alıcısı, bir hamam, bir akarsu, bir sinagog, çocuklar için bir öğretmen, bir yazman (sofer), tsedaka toplayan bir kişi, bedensel ceza veren bir mahkeme ve bir hapishane. 

Hem eğlendiniz, hem bilgilendiniz umarım, sevgili okurlar. Esen kalın.