Titanik 
Rıfkı 
bu 
sefer 
solculara 
sordu:
“sol
 elim?”

Riva HAYİM Köşe Yazısı
20 Mayıs 2015 Çarşamba

(NOT: Bu bir mizah yazısıdır. Bu konu hakkında yazılan ne ilk ne de son yazıdır. Karakterler hayali, kırgınlıklar ise gerçektir.)

 

 

Rıfkı: Bugün köşemizde ünlü yazarımız Devrim Solmaz Bey konuk oldu. Kendisiyle keyifli bir söyleşi yaptık ve solculuğu ve antisemitizmi konuştuk. Öncelikle hoş geldiniz, teşekkür ederim bizi kırmadınız, bizle röportaj yapmayı kabul ettiniz.

Ne demek Rıfkı Bey, asıl ben teşekkür ederim.

Rıfkı: Sizi genelde sol akımın sözcülerinden biri olarak farklı mecralarda konuşmacı olarak görüyoruz. Öncelikle nedir bu tartışılan sol görüş?

Yani Rıfkı Bey solculuğun, sol görüşlü olmanın çok farklı açıklamaları var ama ortak ve en bilinen tanım belki de ezilenlerin, zayıfların yanında olmaktır diyebiliriz.

Rıfkı: Tam olarak kimin tarafında olmaktır solculuk? Biraz daha açabilirsek?

Tabi tabi... Açalım. Solculuk demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından ve bütün ezilenlerden yana olmaktır.

Rıfkı: Herkesin mi?

Evet.

Rıfkı: İstisnasız herkesin mi?

Evet

Rıfkı: Pekiii… Azınlıkların yanında da oluyor musunuz?

Ne demek! İstisnasız herkesin dedik ya!

Rıfkı: Tamam canım, kızmayın!

Yok kızmadım ki ben. Gerçekten solcuysan sadece sınıfsal olarak ezilen işçi sınıfından yana olamazsınız… Alevi’si, Kürt’ü, gayrimüslimleriyle kimliksel ezilmelerden de yana olmak zorundasın. Böyle bir şeydir solculuk. Solculuk din, dil, ırk ayrımı gözetmez.

Rıfkı: Hiçbir ayrım mı gözetmez?

Hiç.

Rıfkı: Yani duruş olarak her din, dil, ırka eşit mesafedesiniz.

Tabi ki.

Rıfkı: Sayar mısınız lütfen ezilen azınlık deyince kimlerden bahsediyorsunuz?

Şimdi o kadar çok var ki…

Rıfkı: Peki sağla sol farkı nedir? Ben hep karıştırıyorum kusura bakmazsanız.

EFENDİM! Şaka yaptınız herhalde!

Rıfkı: Şakaydı.

Biz sevmeyiz pek öyle şakaları.

Rıfkı: Peki mesela her İsrail-Filistin gerginliğinde aşırı sağdan farklı ne gibi söylemleriniz oluyor?

Anlamadım.

Rıfkı: Yani diyorum… Sözlerinizi sarf ederken Türkiye’deki Yahudi vatandaşları ne kadar dikkate alıyorsunuz?

Gayet alıyoruz.

Rıfkı: Anladım... Peki, Türkiye solu neden çoğu vakit antisemittir?

Yok böyle bir şey.   

Rıfkı: Peki sinagog saldırılarında, her Gazze-İsrail gerginliğinde, Trakya olaylarında, Mavi Marmara döneminde nefret söylemlerinin hedefi olan Türk Yahudilerinin ne kadar yanındaydınız?

Bakın İsrail-

Rıfkı: Ben İsraillilerden bahsetmiyorum ki. Ben Türk Yahudilerinden bahsediyorum.

Bakın İsrail.

Rıfkı: Ben Türkiye’den bahsediyorum.

Bakın… Solculuk… Ne biliyim belki Türkiye’de o kadar ezilmiyorlardır. Ezilseydi Yahudiler de solcu olurdu. Neden Yahudi hiç solcu yok?

Rıfkı: Evet aynı soruyu ben size soracaktım. Yahudi niye solcu yok?

Belki de hepsi aşırı zengindir? Bana fakir Yahudi gösterebilir misiniz?

Rıfkı: Bu sorunuzda ciddi misiniz?

Değildim, ben de şaka yaptım.

Rıfkı: Onlar da böyle şakaları sevmez belki de. Peki biliyorsunuz Türk Yahudilerin ana lisanı-

İbranice biliyorum evet…

Rıfkı: Yok değil, Ladino. Yahudilerin ana lisanı Ladino, İbranice değil.

Tamam işte.

Rıfkı: Yok değil. Biri İspanyolca biri İbranice. Vatandaş Türkçe konuş ile ilk yok olan lisanlardandır Ladino.

Tabi ki biliyorum da Ladino pek karşıma çıkmıyor.

Rıfkı: Anadolu ezgileri arasında Ladino ezgilere pek yer verilmediğinden de olabilir mi o?

Eh…

Son olarak Türkiye’de, İsrail devleti bahane edilerek Türk Yahudilerine karşı antisemit saldırıları protesto eden bir gösteri gerçekleşti.

Rıfkı: Öyle mi?

Evet…

Rıfkı: Katıldınız mı?

Hayır.

Rıfkı: Peki Türkiye devletinin resmi Holokost anma törenlerine katıldınız mı?

Hayır.

Rıfkı: Ya Struma kurbanlarını anma törenine?

Hayır.

Rıfkı: Böyle sorunca kızdınız mı bana?

Hayır, biz her daim mazlumun yanındayız.

Rıfkı: Çok iyi anladım… Aslında anlamadım, peki son soru.

Buyurun sorun...

Rıfkı: Yunanistan hakkında ne düşünüyorsunuz?

Radikal sol... Syrizia... Kardeşlik... Ezilenin yanında olma…

Rıfkı: Başka?

Başka ne olacak ki?

Rıfkı: Yunanistan’ın Müslüman olmayan en antisemit ülke olduğunu ve bu şekilde anıldığını biliyor musunuz?

Ne alakası var Rıfkı Bey konuyla Allah aşkına!

Rıfkı: Peki son olarak Yunanistan’da Kavala valisinin kendi vatandaşlarını II. Dünya Savaşı zamanında toplama kampına gönderdiği gerçeği var iken Holokost anma törenlerini iptal etmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bu bütün solu bağlamaz! Bakın sol…

Rıfkı: Bakın sol derken?

Şimdi bakın…

Rıfkı: Bırakalım mı röportajı?

Evet, bir gerildik sanki…

Rıfkı: E öyle oldu. Son soru:

Buyurun tabi…

Rıfkı: Antisemitizm ve anti-Siyonizm arasındaki ince çizgide ayarı kaçırdığınıza inanıyor musunuz?

Ayar kriteri siz misiniz Rıfkı Bey?

Rıfkı: Yok… Asla… Ayar kriteri belki aynı ülkenin vatandaşı olduğunuz başka azınlıkları unutmadığınızdır. Aman neyse ben bir şey demiyim şimdi.Saygısızlık etmek istemem. Peki, bu son.

Buyurun?

Rıfkı: Sol antisemit midir?

Hayır değildir! Siz ön yargılısınız!

Rıfkı: Önyargı konusun hiç açmayalım bence.

Devrim Bey masadan kalkar... Rıfkı Bey de kalkar... İkisi de ayrı yöne giderler…

ve bir kez daha solculuk ve antisemitizm ilişkisi tartışılamayacak konu olarak rafa kalkmıştır.

İlgili fotoğraf, Kasım 2014’te DurDe Platformunun düzenlediği “Antisemitizm ve Irkçılığa Dur de” yürüyüşünden alıntılanmıştır. Katılan kişi sayısı fotoğraftaki kadardır.