Faizi gören gözüm dolar

Brezilya dizileri vardı bir zamanlar. 18 bölüm sonra bıraktığınız yerden devam edebilirdiniz. Fernando ile Selena aşkında, dolar, faiz gibi, nakarat şeklinde herkes aynı şeyi söylerdi.

Cüneyt DİRİCAN Ekonomi
10 Haziran 2015 Çarşamba

Bizim FED’in dolar faiz kararı da ona döndü. Zen Kuşağı Ekol Bey, eylül vadeli kahve kontratlarına bakarak kahve falı üzerinden faiz için işaret verse de, biz Matrix’de ne oluyor bir bakalım.

 

Varlık Alım Programının sona erdiği Ekim 2014’de, bilanço 4,53 trilyon dolar iken, bugün 25 milyar dolar azalmaya rağmen hala aynı büyüklükte, bilançoda taşınan varlıklarda (bonolarda) bugün sadece 4 milyar dolar düşüş var. Hızlıca özetlersek, faizler artsa da bilançonun hızla küçülmesi söz konusu değil; yani maliyet artar ama dolar miktarı piyasalarda hemen azalmaz. Neden mi? Brezilya dizilerini ekonomi köşe ve haberlerinde seyredenlerin, göremediği detaylı bilgiler üzerinden açıklamaya çalışalım.

Öncelikle FED ile başladık, oradan devam edelim. Ekimden bu yana pasifte piyasaya net 70 milyar dolar banknot çıkmış durumda, Bankalar Mevduatı 130 milyar dolar azalmış. Geçen hafta itibarı ile bilançoda 1,37 trilyon dolar banknot var. Yani piyasada nakdi ve kaydi USD artmaya devam ediyor. Saint Louis FED direktörlerinden birisi faizlerin artması lazım dese, piyasalar, yorumcular bu konuşmayı hemen satın alıyor ama Nasreddin Hoca ne demiş, “Parayı veren düdüğü çalar.” Saint Louis FED’in 12 Federal Merkez Bankası arasında bilançoda payı sondan ikinci. Bu aynen tarım dışı işsizlik verilerine veya ev satışlarına bakarak ABD’de işler yolunda demek gibi bir şey. New York, San Francisco, Atlanta ve Richmond konuşursa ciddiye almak lazım ve açık ara Frank Sinatra’yı dinlemeli.

Bilançoda ne var?

Bilançoda 4,22 trilyon dolar Amerikan Hazinesi garantili varlık var ve vade yapısı 1-5 yıl arasında olanların tutarı 1,1 trilyon dolar; bu rakam Ekim 2014 sonundan bu yana 50 milyar dolar artmış. 3,3 trilyon dolar tutarındaki işlem görebilir olan borç senetlerini (varlıkları ?!) piyasaya hızla vermesi mümkün olamayacağından, 91 günlük bonolarla vade yapısı üzerinden oynayarak bilanço kompozisyonunu değiştirmeye çalışıyor. Niye senetleri hızla veremez sorusunun cevabı ise Amerikan Hazinesi rakamlarında saklı.

Amerikan Hazinesi’nin Şubat 2015 itibarı ile toplam borç stoku 16,24 trilyon dolar. Yıllık ekonomik büyüklüğü ise 16,7 trilyon dolar. Yıllık büyümesi yüzde 2,7 ancak çeyreklik büyüme eksi. Toplam kamu borcunun GSYİH’ya oranı yüzde 101,53. Sözün özü, Amerikan Hazinesi’nin en büyük finansörünün bilançoyu hızla daraltabilmesi için ağırlıklı uzun vadeli olan bonoları alacak birilerini bulmak lazım. Bu nedenlerle faizleri yükseltme ihtiyacı, ekonomik performanstan(?!) çok daha önemli bir sebep olabilir. Toplam borç stokunun 6,17 trilyon doları hazine borçlanma senedi dediğimizde FED’in elindeki 4,22 trilyon doların önemi daha çok ortaya çıkıyor. Hazine’nin senet borcunun 5,5 trilyon doları uzun vadeli, toplam borcunun ise 10,9 trilyon doları özel sektörün elinde, karşılığında Hazine’nin elinde 120 milyar dolar rezerv var. En çok borç senedi 1,6 trilyon dolar ile Çin ve Japonya’nın elinde, sonra petrol ihraç eden ülkeler ve Karayipler 300 milyar dolar ile geliyor. Türkiye’nin elinde 76, İsrail’de 22 milyar, Rusya’da 70 milyar dolar var. 6,17 trilyon dolar içinde Asya’nın desteği 3,5 trilyon, Avrupa’nın 1,68, Avrupa Birliği’nin 1,2 trilyon dolar, Euro Bölgesi’nin 924 milyar dolar. Hazine’nin borcu Şubat 2014 başından Şubat 2015’e 1,2 trilyon dolar artmış durumda. İşte bu nedenlerle FED bilançosunu hızla daraltamaz. Ancak, görünen köy kılavuz istemiyor, faizlerdeki artış olasılığı bono portföyü olanlara ciddi bir şekilde açık pozisyon riski taşıtıyor. Bu nedenle, faizi arttırsa yukarısı bıyık aşağısı sakal durumu var. Bunları alt alta koyduğumuzda faizlerde ciddi bir oransal artış kolay görünmüyor. Bu resimde, para arzına devam eden diğer Merkez Bankaları boyutuna bakılıp, üstüne ABD dış ticaret açığını ekleyip, Lagarde’ın faizleri hemen arttırma diye IMF talep ve niyetini de ekleyince, 17 Aralık 2014 tarihli ‘Hey Corç Versene Borç’ yazımızda önce İstanbul Ekolü’nün FED’e, sonrasında FED’in dünyaya dilediği SABIR kelimesinin FOMC tutanaklarından erken çıktığını düşünmek kalıyor. Bu durumda, 1991, 1994, 1998, 2001, 2008, 2015 gibi  piyasa tecrübelerine sahip bir iktisadi yönetim okulu olarak, başta Yellen ve Fischer olmak üzere FED guvernörleri ve direktörlerine söyleyecek birkaç cümlemiz daha var.

Farklı bir gidişat

Son çeyrekteki GSYİH’daki hızlı fren, değer kazanmaya başlayan dolar ile dış ticaret açığı üzerinden cari açığın ekonomiye olan oranındaki artış, iş yatırımlarındaki yavaşlama karşılığı tüketimdeki azalma, işsizlik oranının tarım dışında düzeliyormuş gibi yaparken yüzde 5,5 olarak sabitlenmesi karşılığında bankalarda tasarruf eğilimine yavaşça yansıyan tüketici davranış değişikliği, kapasite kullanım oranlarındaki artışın bir türlü gelmemesi hatta düşmesi, sanayi üretiminde hâlâ negatif oranların olması, mortgage toplam borç stoğunun azalması (kırsal kesimde yavaşça artması), tüketici kredi stoğu 3,3 trilyon dolar ile hızla artarken, öğrenci kredilerinin 1,36 trilyon dolara yükselmiş olması, artan tüketici kredilerinin perakende satışlarda aynı hızda tepkime vermemesi, daha çok araba ve kamyon satışları ile ev satışlarında hafif bir kıpırdanma yaratması, ekonomik canlanmanın değil, daha çok beklentilerin ötesinde farklı bir gidişatın göstergesi olarak yorumlanması gerekir. Bu senaryo, bizdeki 2001 öncesi ve sonrası duruma çok benziyor.

Özetle, dolar faizlerde artış beklerken, değer kaybetme olasılığı yüksek olan bir dolar için, Avrupa Merkez Bankası’nın ve Yunanistan’ın ne yapacağı, Çin’in ekonomik büyümesinin yavaşlaması ile İngiltere’deki referandum sonrası senaryo dikkate alındığında, herkesin nakavt olmak yerine maçın kalan round’larında ayakta kalmaya çalışması daha büyük bir olasılık. Peki, dolar faiz artar mı? Ekol Bey’in kulağı çınlasın, kahve eylül futures kontratlarda vade yaklaştıkça fiyatlar spota doğru düşüyor. 17 Haziran FOMC toplantısından sürpriz beklememek lazım, normalde olası bir karar eylül veya sonrasında olmalı. Aksi senaryo: Kaçın FEDs geliyor. Kahve falında görünen, FED’i beklemeden seçim sonuçları ile bizde piyasalar düzeltme hareketine başladı, FED’in kararına kadar dengesini veya yönünü bulacaktır. Şimdi FED düşünsün.

Not: Yazılarda yer alan bilgi ve yorumlar herhangi bir şekilde yatırım danışmanlığı ve önerisi kapsamına girmemektedir. Yer alan bilgiler ve bunların kapsamında alınan karar ve uygulamalardan, doğabilecek sonuçlarından, Şalom ve yazarın herhangi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu bulunmamaktadır.