Uzun yaz tatili için keyifli bir seçenek: Hannaton Yaz Kampı

Uzun yaz tatilini eğlenceli bir ortamda, farklı deneyimler ve kazanımlarla geçirmek isteyen gençlere yaz okulları ve kamplar sınırsız fırsatlar sunuyor. Son üç senedir UOML de yedinci sınıf öğrencilerini İsrail’in kuzeyinde yer alan Hannaton Yaz Kampı’na götürüyor

Gençlik - Eğitim
29 Temmuz 2015 Çarşamba

Greta Mizrahi


Kış aylarındaki yoğun ders programları ve sınavların ardından ailelerde uzun yaz tatilini planlamanın telaşı başlıyor. Programlar inceleniyor, kampların sunduğu fırsatlar değerlendiriliyor, bütçelere uygun olanların listesi hazırlanıyor. Kurumlardaki danışmanların yönlendirmeleriyle de gençler hedeflerine ve kişisel özelliklerine uygun kampları belirliyorlar.

Kampların kayıtları özellikle bahar aylarında yapılıyor. Genelde temmuz ve ağustos aylarında düzenlenen programlar 2-3 hafta arasında değişiyor.

Bu programlara katılan gençler, dil eğitiminin yanı sıra geziler, kültürel çalışmalar, spor aktivitelerine katılıyor, unutamayacakları bir tatil yapıyorlar. Farklı kültürden insanlarla paylaşımları onlara paha biçilmez bir tecrübe kazandırıyor. Kendilerine olan güvenleri artıyor, vizyon ve ufukları genişliyor.

Ulus Özel Musevi Okulları son üç yıldır 7.sınıf öğrencilerini İsrail’deki Kibbutz Hannaton Yaz Kampı’na götürüyor. Ülkenin kuzeyinde, yeşillikler içinde, havası İstanbul’a benzer, tatlı su gölünün hemen yanında kurulmuş olan Hannaton Kibbutz, her yaz dönemi Amerikalı genç grupların durak noktası. İçinde bir eğitim merkezi barındırıyor. Bu merkezi yönetenler dünyanın birçok yerinden gelen gençlere eğitim olanakları sağlıyor.

UÖMO’lu 32 genç bu yıl da İsrail Hannaton Kampı’ndaydı…   

UÖMO Eğitim Koordinatörü Röne Kaspi ve UÖMO İbranice öğretmenleri Yosi Haleva ve Eleonara Bahar eşliğinde kampa katılan gençler Hannaton Kibbutz’da  17 gün geçirdiler. Bulundukları ortamda İbranicelerini kullanma fırsatını bulan gençler,  aynı zamanda İsrail’li öğretmenlerden de İbranice dersler aldılar.

17 gün süreli kampta neler vardı?

Öğrenciler sabahtan öğlene İbranice dersleri görürken, öğleden sonraları çeşitli etkinliklere ve gezilere katıldılar. Hebrew Üniversitesi laboratuarlarında fizik, kimya ve biyoloji deneyleri yaptılar, Medatech Bilim Merkezi’ni gezdiler. Kudüs’te Ağlama Duvarı’nı ziyaret ettiler, King David’in tatlı su kanallarını geçtiler. Galil tepelerine tırmandılar. Çeşitli etkinliklerle Yahudi kültürü ve değerlerini öğrendiler. Bir köy etkinliğinde çoban olup Avraam zamanı yaşamını deneyimlediler, İsrail’de yaşayan değişik ülkelerden gelen toplulukların yaşam şekillerini araştırdılar, Şabat hazırlığı için hala ekmeklerini yaptılar, yemek salonunu süslediler, mekân temizliğine yardım ettiler. Şarkılar öğrendiler, Amerikalı gruplarla şarkılar söylediler. Tiyatrolar hazırladılar, sunumlar yaptılar. Tarlada çalışarak 700 ihtiyaçlı aileye dörder kilo soğan topladılar. Sabahları gün doğumunu izlemek üzere toplandılar, doğa yürüyüşleri yaptılar.

 *

“Bu kamp hayatı 13-14 yaşındaki gençlerin deneyimlemesi gereken bir etkinlik.”

Röne Kaspi/UÖMO Eğitim Koordinatörü

Bu kampın bir amacı da genelde sanal ortamda iletişim kuran gençlerin arkadaşlarıyla uyumlu bir şekilde üç hafta boyunca bir mekânı paylaşarak doğru iletişim kurma yöntemlerini keşfetmelerini sağlamak, onları İstanbul’daki rutinlerinin dışına çıkarmaktı. Odalarını toplamak, temizlemek,  bulaşıkları yıkamak, bir odayı altı arkadaşla paylaşmak, görev paylaşımında bulunmak, parayı idareli kullanmak,  kendi sorumluluklarını üstlenmek başta onları ne kadar zorlasa da 17 gün boyunca mücadele edip zorlukların üstesinden gelmeyi başardılar. Son günlerde geri dönmek bile istemediler.

Bir kısım öğrencinin rahatça İbranice cümleler kurarak kendisini ifade etmeye başlaması, bir kısım öğrencinin günlük yaşamda mecburen söylemesi gereken kelimeleri öğrenerek sürekli bunları tekrarlaması, derslerde yapılan İbranice proje sunumları,   düzenlenen programın veriminin alındığının bir göstergesi. Ayrıca birçok öğrencinin bu zamana kadar yapmaya olanak bulamadıkları bazı sorumlulukları üstlenmesi, doğa içinde olmaları ve güzelliklerinin farkına varmaları, kimlik bilincini geliştirme ve değerlerimizi pekiştirme amacıyla yapılan etkinliklerle ilgili olumlu öğrenci dönüşleri bu program adına olumlu geribildirimler.

*

ONLAR SON GÜNLERDE BİLE DÖNMEK İSTEMEDİLER

Talya LEVİ: Kamp boyunca kendi kendime yetmeyi öğrendim. Sorumluluk aldım.

Kibbutz hayatının zor olacağını düşünüyordum ama ilk günden alıştık. Gezilerimiz, özellikle de Kudüs’te geçirdiğimiz gün çok güzeldi. Madrihimiz İzel’in düzenlediği aktivitelerde kültürümüzle, değerlerimizle ilgili pek çok şey öğrendim. Bu etkinliklerin ana fikirleri tüm hayatım boyunca karşıma çıkacak. Hannaton Kibbutz’da yeni arkadaşlarla tanıştım. Şabat akşamları benim için çok farklıydı. İlk defa Şabat için hazırlıklara katıldım. Hala ekmeği yaptım ve Şabat kurallarına uydum.  

Sigal ELMAS: Döndüğümüz gün hepimiz çok üzgündük. Keşke dönmeseydik diye düşündük yol boyunca.

Arkadaşlarımla birlikte bu kampta unutamayacağım günler yaşadık. Güldük, eğlendik, ağladık. Bazen sıkıcı,  bazen de çok eğlenceli etkinliklere katıldık. Eşeğe bindik, Galil tepelerine çıktık, Kotel’ e gittik, Çikolata Fabrikasını gezdik. Hebrew Üniversitesi Laboratuarlarında deneyler yaptık. Biyoloji laboratuarında yaşayan bir yılanı kucakladık. Kimya laboratuarında dondurma yaptık. Fakat en güzel deney fizik laboratuarındakiydi. Durgun elektrik deneyi yaptık. 

Cef HALEVE: Bu kampı herkese öneririm.

Çok güzel bir deneyimdi. Derslerde, kamp etkinliklerinde ve gezilerde çok şey öğrendim. Özellikle İbranicemi geliştirdim. Arkadaşlarımla çok iyi vakit geçirdim. Çok çabuk geçti, keşke biraz daha uzun kalabilseydik. 

Selin SADUK: Hannaton’a gelerek hayata dair birçok şey öğrendim.

Bir odada altı kişi birbirimize destek olduk ve çok güzel şeyler yaşadık. Birlikte bu kadar eğleneceğimizi hayal edemezdim. Geziler, her gün farklı konularla ilgili işlediğimiz aktiviteler, hepsi bana çok şey kattı.  Kotel gezisi, Hebrew Üniversitesi, Medatech Bilim Merkezi, Elit Fabrikası, akşam etkinlikleri çok eğlenceliydi. Ayrıca derslerde aldığım eğitimle İbranicem daha da gelişti. Hannaton benim için çok özel bir anı olarak kalacak. 

Cem Ceki LEVİ: Beni bu kampta en çok etkileyen şey Kudüs oldu.

Kotel’de hissettiğimiz duyguları başka hiçbir yerde hissedemeyeceğimizi sanmıyorum. Kudüs gibi yüksek bir bölgeye alçak bir şehirden su getiren yeraltı kanallarına girdik. Kral David zamanından kalma bu kanalların yapımı çok ilgimi çekti. 

Vanessa YERUŞALMİ: Lisemizden iki madrihle, Hannaton daha eğlenceli oldu.

İlk geldiğim gün çok heyecanlıydım. Odalarımız beklediğimizden daha güzeldi. Kamp boyunca grup çalışmasını, aynı odayı tam altı kişiyle paylaşmayı öğrendim. İbranice dersleri benim için eğlenceli ve öğretici geçti. Son günlerde daha akıcı konuşmaya başladım. Bizleri çok güzel ve ilginç yerlere götürdüler. Bana bir daha gelmemi söyleseler herhalde gelirdim.   

Yoel BENŞUŞE: Hayatımın en güzel Şabat’ını yaşadım

Şabat’ta 12 farklı ülkeden gelen gençler ve kibbutzda yaşayan bazı ailelerle hep birlikte yemek yedik, şarkılar söyledik. Hepimiz aynı şarkıları biliyorduk ve masalara vurarak, tempo tutarak, coşkuyla Şabat’ı yaşadık.  

Sera D.HABİF: Bu yazımı uçakta dönerken yazıyorum.

Çok güzel bir deneyimdi. İlk başta ne kadar endişelensem de şu anda dönmek istemiyorum. Bu gezi bana çok şey kazandırdı. İbranicemin gelişmesinin yanında güçlü kalmayı öğrendim. Kampta hocalarımız bizim ailelerimiz oldu. İlk başta gitmeye ne kadar korktuysam şimdi ise o kadar dönmeyi istemiyorum. 

Cesi CEMAL: Son gün bize bir anket verdiler. Ankette şöyle bir soru vardı: “Biri sana Hannaton’u sorarsa ona nasıl anlatırsın?” Ben bu soruyu şöyle yanıtladım: “Hannaton anlatılmaz yaşanır”.

Hannaton Kibbutz denince insanın aklına ilk başta zorluklar geliyor. Ama oraya gidince insan oranın büyüsüne kapılıyor. Peulalar (aktiviteler), Şabat geceleri, Tiyullar, dersler, odalar hepsi farklı duygular içine sokuyordu beni. Odalar en fazla altı kişilik oluyor ve 17 gün içerisinde hep yatarken ve kalkarken sürekli aynı insanları görüyorsunuz. Sabah saat 08.00’de kahvaltı var. Cuma geceleri dışında en geç 23.00’da odalarda olmak gerekiyor. Ama odada ses çıkarmadığınız sürece isterseniz sabaha kadar ayakta kalabilirsiniz. Ben 16 numaralı odada kaldım. O odada her şey oldu, ağladık, güldük, korktuk (böcekten), dans ettik, oyun oynadık, konuştuk, dertlendik ve çok eğlendik. Her gün farklı, bizi güldüren, eğlenceli bir olay vardı. Neredeyse her üç günde bir farklı ülkelerden gelen insanlar oldu kibbutza. Hatta ilk Şabat’ımız da 12 farklı ülkeden gelen insanlarla birlikte kutladık. Şarkılar söyledik. Burada kutladığım Şabat’lar çok farklıydı. Bize bu imkânı sağlayan herkese çok teşekkür ederim.