“Bolivar’ın Ülkesinde” Yahudilerin dünü ve bugünü

Bolivya’nın özgürlüğünü ilan ettiği 1825 yılının 6 Ağustos gününün yıldönümünde Jewish Treats adlı internet sitesinde bu ülke Yahudilerinin tarihini özetleyen bir yazı yayınlandı. Son yıllarda antisemitizmin zirve yaptığı Bolivya Yahudilerinin geçmişi Maranos’lara dayanıyor.

Kültür
19 Ağustos 2015 Çarşamba

Bolivya’da Yahudi tarihinin başlangıcı bu toprakların İspanyol sömürgesi olarak Yukarı Peru olarak adlandırıldığı döneme rastlar. O dönemde Güney Amerika’nın her tarafında olduğu üzere Avrupalı yerleşimlerinin çoğu engizisyonlardan kaçan Maranos’lardan oluşmaktaydı. Bunlar Katolikliği kabul etmek zorunda kalan, Yahudiliklerini gizlice sürdürmeye çalışan kişilerdi. İspanyol sömürgeciliği döneminde Yukarı Peru olarak adlandırılan bu bölgeye daha sonra Güney Amerika’yı İspanyol boyunduruğundan kurtaran Simón Bolívar’ın anısına Bolivya (Bolivar’ın ülkesi) ismi verildi.

20. yüzyılın başlarında ülkeye gelen Sefarad ve Aşkenaz tacirler yerel kadınlarla evlenip aile kurdular, büyük kısmı da Katoliklerin yaşadığı bölgelere uyum sağladılar. 1905’te Rusya’dan Arjantin’e göç eden bir Yahudi topluluğu Bolivya’ya geçti.

İskenderiyeli göçmen İsaac Antaki, Cochabamba kentinde büyük bir tekstil fabrikası kurdu, bir Yahudi cemaatinin oluşmasını sağladı ve bir sinagog inşa ettirdi. Şimdiki La Paz ve Santa Cruz kentinin yanısıra Cochabamba da önemli bir Yahudi cemaatinin yerleştiği bir kentti.

Bolivya’ya Yahudi göçü Avrupa’da Nazilerin iktidara geldiği 1930’lu yıllarda hızlandı. Bir ara nüfus 7000 kişiye ulaştı. Bolivya kalay madenlerinde yaptığı çalışmalarla önemli bir servet edinen Maurice Hochschild adlı Yahudi bir göçmen yeni göçmenlere yardımcı oldu. Göçmenlere ülkeye giriş vizesi temin etti, Yahudi göçmenlere yardım kuruluşunu kurdu. Yahudi göçmenlere iş sahası bulmak amacıyla tarım projelerini hayata geçirdi.

Diğer bütün ülkelerde olduğu gibi 1939’dan itibaren göçmenlere kapıların açılmasına karşı bir tutum sürdürüldü. Hatta hükümetin dışladığı Maurice Hochschild 1939 ile 1944 yılları arasında hapse atıldı. 1940’ta Bolivya’nın kapıları Yahudilere tamamen kapatıldı, bazı küçük Yahudi grupları ülkenin merkezine yönelip yerleşti. 1940’lı yıllarda 2.200 Yahudi ülkeyi terk etti.

Savaş sonrasında zor ekonomik koşullar nedeniyle komşu ülkelere Yahudi göçü yaşandı, Yahudi nüfusu La Paz, Santa Cruz ve Cochabamba kentlerinde yoğunlaştı. Son yıllarda yaşanan Bolivya’dan göç eden Yahudiler İsrail, Arjantin ve ABD’ye yerleştiler.

Günümüzde bu ülkede 700 kişilik bir Yahudi nüfusu var. Santa Cruz de la Sierra, La Paz ve Cochabamba kentlerindeki topluluklar birer sinagoga sahipler.

Son yıllarda Bolivya’da antisemitizmin giderek yükselmekte olduğu yadsınamaz bir gerçek. 1930’larda German Busch Becerra’nın yönetiminde Yahudiler güvende ve dengede bir yaşam sürmüşlerdi. Oysa ondan sonra gelen yöneticiler Yahudi göçüne sıcak bakmadılar, her fırsatta antisemitizmi körüklediler. Bunun sonucunda büyük kentlerde Yahudi işyerlerine ve kuruluşlarına saldırılar yapıldı. Son olarak geçtiğimiz yıl Cochabamba kenti merkezindeki sinagog taşlar ve molotov kokteyli ile saldırılara maruz kaldı. Evo Morales’in yönetiminde antisemitizm tam olarak zirveye çıktı. Hükümet terörist devlet olarak tanımladığı İsrail ile 1972’de imzalanan vizesiz ziyaret anlaşmasını iptal etti.