Sakal bıyık meselesi…

Joelle PİNTO Köşe Yazısı
7 Ekim 2015 Çarşamba

Bazen bir ortama girip yirmili ve otuzlu yaşlardaki erkeklerin yüzde sekseninin sakallı olduğunu gördüğümde, yanlarına gidip “Muhteşem Yüzyıl biteli üç sene oldu” diyesim geliyor. Bu sakal ve bıyık furyasının diziden ileri geldiğini düşünüyorum. Biraz, her gün tıraş olma düşüncesinin verdiği tembellik, biraz da bilinçaltında Malkoçoğlu Bali Bey gibi görünme isteği… Ancak gerçek hayatta bu - yirmi yaşındayken elli yaş havasında olan - sakallı neslin çoğu Burak Özçivit yakışıklılığında olmadığından, onların bıraktığı bıyıklar veya sakallar aynı etkiye sahip olmuyor. Özellikle de bu sakallar beş sene öncesinin standardına göre daha uzun olduğundan, altında ‘Game of Thrones’ veya ‘Muhteşem Yüzyıl’ kostümleri yerine, gerçek hayatta giyilmekte olan t-shirt ve pantolonlarla daha çok sırıtıyor. Tabii diziler öncesi üşengeçlikten pis sakal bırakan erkekleri konunun dışında bırakıyorum. Zevkime göre en yakışıklı erkek, traşlı erkek olsa da, pis sakallı arkadaşlara da gözümüz alıştı. En azından etrafta kot pantolonlu padişah edasında dolaşmıyorlar. 

***

Business Insider’da ‘Sakal ve Bıyıkların Oscarları’ tabir edilen bir yarışma olduğunu okuyup, Avusturya’nın Leogang kentinde iki senede bir yapılan yarışmanın katılımcılarının resimlerini gördüğümde hayretler içinde kaldım. Hayret ettirici kısım, sadece yüz kılı için yüzlerce kişinin yarıştığı bir müsabaka olması değil, aynı zamanda bazı sakalların oldukça yaratıcı olması idi. Daire daire içine geçmiş sakallar, ağaç kökleri gibi gözüken sakallar, Noel ağacına benzeyen sakallar gibi… Bir kişinin böyle sakal uzatabilmesi için oldukça bol vakti, sabrı olması ve çok anlayışlı işverenleri olması lazım. Ancak bu yarışmaya katılan yarışmacıların bir kısmının çalışmadığını varsayıyor insan, çünkü çam ağacı görünümünde ve uçları ağaç süsü gibi görünen gerçek sakallara sahip bir katılımcıyı bir ofiste, masa başında canlandıramıyorum. 

Sakal Bıyık Yarışması ile ilgili içime su serpen konu ise resimlerden gördüğüm kadarıyla yarışmacılarının çoğunun kırk hatta elli yaş üzerinde gözükmesi. En azından resimlerde, yirmi yaşlarında yıldız sakallı katılımcılar görünmüyor. ‘Yüz kılı’ yarışması ilk okuyuşta manasız gelse de, yarışan sakalların bazılarındaki yaratıcılık, yüz kılının bir tık ilerisine gittiğini düşündürüyor. Bu ilginç sakallı amcalar bana resim defterine sığamayan, pastel boyaları ile odalarında duvara resim yapan küçük çocukları hatırlattı. Bazı insanların taşması gerekiyor. Bir yüz kılı yarışması, bu taşma için belki de en zararsız mecralardan biri…

***

Güzellik tabii ki görecelidir, hatta bakan kişinin gözündedir. Bu yazıdaki sakal bıyık mevzusunda sadece fikirlerim. Yine de yirmi yaşındakileri Süleyman sakalı ile gördüğümde, yanlarına gidip “dizi bitti” demek istiyorum. Nitekim yirmi yaş gençliğini bıyığa özendiren Malkoçoğlu Bali Bey bile yeni dizisinde traşlı, tertemiz…