IŞİD gölgesinde seçimler

Alber NASİ Köşe Yazısı
4 Kasım 2015 Çarşamba

Gözler tamamıyla Suriye’ye çevrilmiş, IŞİD ile Rusya arasında yeni bir devreye giren savaş kızışırken önemli bir gelişme meydana geldi geçtiğimiz hafta. IŞİD militanlarının cirit attığı Sina çölü üzerinde bir Rus yolcu uçağı düştü/düşürüldü. Uçağın havada ikiye bölündükten sonra parçalanarak düştüğü tahmin ediliyor. Ancak sebebi hakkında doyurucu bir açıklama yok. IŞİD’in saldırıyı üstlenmesine rağmen henüz uçağın vurulup vurulmadığıyla ilgili bir açıklama bile yapılmadı. Son gelişmelere baktığımızda, tablo daha da kararıyor. Terör günlük yaşama bıçaklarla, Batı’nın kalbine silahlarla indikten sonra herhangi bir açıklama yapılsa dahi hiçbiri tatmin edici olmayacak.

Öte yandan uçağın karadan açılan bir ateş sonrası, özellikle IŞİD tarafından düşürülmüş olması ihtimali, Rusya ile IŞİD arasında geçen savaşın sanılandan çok daha kanlı ve uzun olması ihtimalini gündeme getirir. Uçakla ilgili sırları ancak kara kutu bulunduğunda tam anlamıyla öğrenebileceğiz. Ancak tüm bu gelişmeler ışığında Rusya IŞİD’in doğrudan hedefine yerleşirken, Rusların sadece askeri değil hatırı sayılır sayıda sivil vatandaşını da kaybetmesi olasılığı artıyor. Bugün terör sonucu düşen bir uçak ile başlar, yakın bir gelecekte Rusların tercih ettiği bir tatil beldesi bile risk altında olabilir. Rusların tercihleri arasında ilk sırada Türkiye, Mısır ve Endonezya’nın olduğu düşünülünce, dinlenme ve eğlence sunan tatil yöreleri bile terör saldırılarının hedefi haline gelebilir. Gidişat pek de iç açıcı değil...

***

2011 yılında AKP üçüncü kez seçimi kazandığında bu partinin başarısını kutlamış, muhalefet partilerinin de kendisine çeki düzen vermesi gerektiğini yazmıştım. AKP 7 Haziran’da yapılan seçimlerde önceki seçimlere göre  gerilemesine rağmen, hükümet oluşturulamamasına bağlı olarak yapılan yeni genel seçimlerde 2011 genel seçimlerindeki oy oranını yakalayarak bir kez daha tek başına iktidar olmayı başardı. Bir kez daha tebriği hak etti.

Bu durumda başarısız olan liderler ne yapmalı? Elbette, Türk kültüründe olmayan istifa mekanizması bu sefer de işlemeyecek ve ne CHP lideri Kılıçdaroğlu ne de MHP lideri Bahçeli istifa etmeyecek. AKP’den şikayet edenler ise taşın altına parmaklarını bile koymayacakları için sekiz sene (dört değil dikkat!) daha mızmızlanmaya devam edecekler. Samimi söylemek gerekirse bu kesim de, Fuat Avni de, hiç bir inandırıcılığı kalmayan, halkın gerçek düşüncesini yansıtamayan hatta buna yaklaşamayan kamuoyu yoklamaları da çoktan kabak tadı verdi. Ayrıca seçim sonuçlarına bakıldığında, mızmız kesimin halkın nerdeyse yarısını oluşturan AKP seçmenini sürekli olarak aşağılaması da son derece itici bir hale geldi. Hem Demokrat geçineceksin, hem de insanların  demokratik seçimleriyle alay edeceksin. Bunu da kendi bildiğin doğrular adına yapacaksın Olmaz o iş! Diğer yüzde 50'yi gerçek anlamda anlamadan, anlamaya çalışmadan, empati kurmadan, huzurlu bir ülkeye ulaşmayı kimse beklemesin.

***

Dünyada baş gösteren, Çin’i zorlayan, dünya hammadde ve menkul borsalarını sallayan ekonomik bir kriz sürerken, Ortadoğu’da Rus uçaklarını düşürmeye, Ankara’nın ortasında 102 kişiyi öldürmeye muktedir IŞİD  terör örgütü, tekrar hortlayan ve Türkiye’ye kabus yaşatan PKK terörü yeni hükümetin öncelikli konuları arasında olacak hiç şüphesiz. Siyasi istikrarı olan, halk arasındaki kutuplaşmayı azaltmış bir Türkiye küresel ekonomik krizi fırsata çevirerek ülkeye tekrar yabancı sermaye girişini çekmeyi başarabilir. Bilindiği üzere  2015 yılında gelişmekte olan ülke pazarlarından çok net bir şekilde para çıkışı yaşandı. Aynı trendin 2016’da da devam etmesi hiç şüphesiz sıkıntı yaratır. Ancak Türkiye sağlanan siyasi istikrarla durumu kendi lehine, tersine çevirerek büyümeye devam edebilir. Güçlü ve dinamik bir ekonomi ise diğer sorunları çözmekte hiç şüphesiz etkin rol oynayacaktır.