Ülkemizde her yıl düzenlenen uluslararası eğitim fuarlarında genellikle Amerika Birleşik Devletleri veya Avrupa’da bulunan üniversiteler stant açarak kendilerini Türk öğrencilere tanıtmak ister. Bu fuarlarda İsrail’den herhangi bir üniversitenin yer aldığı pek görülmez. İstanbul’dan bir buçuk saat uzaklıkta yer alan bu ülkenin yükseköğrenimdeki yetkinliğini de ülkemizde çok az kişi bilmektedir. Bugün İsrail’de dokuz üniversite bulunmaktadır. Bu üniversiteler sırasıyla, Technion- İsrail Teknoloji Enstitüsü, Kudüs İbrani Üniversitesi, Weizmann Bilim Enstitüsü, Bar-İlan Üniversitesi, Tel Aviv Üniversitesi, Hayfa Üniversitesi, Negev Ben Gurion Üniversitesi, İsrail Açık Üniversitesi ve Ariel Üniversitesi’dir.
Dünyada her yıl yapılan ve üniversiteleri bilimsel etkinliklerine göre sıralayan webometrics info üniversite sıralamalarında bu dokuz İsrail üniversitesi her zaman ilk dünya üniversiteleri sıralamalarında ilk 550 üniversite arasına girmeyi başarmaktadır. Örneğin, Kudüs İbrani Üniversitesi yayınlanan bu listede mükemmellik sıralamasında 218. iken Tel Aviv Üniversitesi 146., Technion-İsrail Teknoloji Enstitüsü 242., Weizmann Bilim Enstitüsü 268., Negev Ben Gurion Üniversitesi 388., Haifa Üniversitesi 674., Bar İlan Üniversitesi ise 522. sırada yer alır. Dört kategoride dünya üniversitelerini sıralayan webometrics sitesinin en bilinen ve dünya akademik otoriteleri tarafından kabul edilen sıralaması, İngilizce ‘presents ranking’ olarak bilinen üniversitelerin bilimsel etkinliklerine göre yapmış olduğu sınıflandırmadır. Bu kategoriye bakıldığındaysa Kudüs İbrani Üniversitesi 132. sırada, Tel Aviv Üniversitesi 287. sırada, Technion-İsrail Teknoloji Enstitüsü 344. sırada, Weizmann Bilim Enstitüsünü ise 198. sırada görmekteyiz.
Dikkat edilirse Kudüs İbrani Üniversitesi ve Weizmann Bilim Enstitüsü her zaman için bu listede dünya üniversiteleri arasında ilk 200’de yer almaktadır. Neden bu listede iki İsrail üniversitesinin en üst sıralarda bulunduğunun nedeni ise bu iki üniversitenin tarihinde ve yapmış olduğu çalışmalarda saklıdır. Dünya bilim literatürüne yön vermiş Albert Einstein, Sigmund Freud, Martin Buber ve Haim Weizmann, Kudüs İbrani Üniversitesi’nin ilk yönetim kurulunda yer alan ünlü isimlerden bazılarıdır. Yine bu üniversiteden yedi araştırmacı ve lisans derecelerini bu üniversitelerden almış olan bilim insanları Nobel Ödüllerini almıştır. Biraz daha detaylı bilgi verecek olursam eğer, 2015’te Dünya Üniversiteleri Sıralaması Merkezi’ne göre Kudüs İbrani Üniversitesi bütün dünya üniversiteleri arasında 23. sırada yer almaktadır.
1918 yılında, henüz İsrail kurulmadan 30 yıl önce Ortadoğu’da kurulmuş olan Kudüs İbrani Üniversitesi, bulunduğu bölgenin en eski üniversitelerinden biridir. Bu üniversitenin tarihi aynı zamanda İsrail devletinin kuruluş tarihiyle de paralellik gösterir. 1884’te Katowice Konferansı’nda bir araya gelen Yahudi topluluğu bu topraklarda bir üniversite kurulmasının Yahudi toplumu ve kültürü açısından önemli olduğu sonucuna vararak üniversiteyi kurmak için gerekli finansmanı toplamaya başlamıştır. 24 Haziran 1918’de kurulan üniversite, yedi yıl sonra 1 Nisan 1925’te bugünkü kampüsü olan Scopus Dağı’nda açılmıştır. 1947’de, yani İsrail kurulmadan bir yıl önce İngiltere kontrolündeki Trans-Ürdün topraklarında Kudüs İbrani Üniversitesi, zamanının en büyük araştırma merkezlerinden biriydi. 1949’un mayıs ayında, yani İsrail’in kurulmasından bir yıl sonra tıp fakültesinin kurulma çalışmaları başlanmış, 1952 yılında hukuk fakültesi kurulmuş ve İsrail Devletinin kalkınmasında çok önemli bir yere sahip olan ziraat fakültesi 1940 yılında kurularak çalışmalarına başlamıştır.
Bugün Kudüs İbrani Üniversitesi, dünyanın saygın bilim otoriteleri tarafından en önemli bilim yuvası olarak kabul edilmektedir. Bir diğer İsrail Üniversitesi olan Weizmann Bilim Enstitüsü ise devlet üniversitesi olarak bilinmekle beraber, sadece yüksek lisans, doktora ve doktora sonrası vermiş olduğu örgün eğitimle diğer İsrail üniversitelerinden ayrılmaktadır. Araştırma merkezinde 2500’e yakın bilim adamı, doktora sonrası araştırmacı, doktora ve yüksek lisans öğrencisi, uzman, teknisyen ve idari kadro çalışmaktadır. Bu araştırma enstitüsünden özellikle kimya alanında etkinlik gösteren bilim adamları, her yıl düzenlenen Nobel Bilim Ödülleri’nde başarıya imza atmışlardır. 2015’te yayınlanan Dünya Üniversiteleri Akademik Sıralaması’nda bu araştırma merkezinin yeri genellikle ilk 101 ile 150 arasında yer almaktadır. 2015’te CWTS Leiden sıralaması olarak bilinen ve üniversiteleri yayınlamış oldukları bilimsel makalelerle değerlendiren dünyanın en saygın bilimsel otoritesine göre sadece 2010 ve 2013 yılları arasında dünyada en fazla atıfta bulunulan makalelerin yüzde 10’u burada çalışan bilim insanları tarafından yayınlanmıştır. Belki biraz fazla rakamsal veri oldu, ancak sözün özü şu ki, bu sonuç araştırma enstitüsü, dünyada ilk 10 arasında bulunmaktadır. Bu enstitünün kurulması 1934 yılında, aynı zamanda biyokimyacı ve kimyager olan saygın bilim adamı ve politikacı İsrail’in birinci Cumhurbaşkanı Haim Azriel Weizmann tarafından sağlanmıştır.
Birbirine bu kadar yakın iki ülke olmasına rağmen bilimsel ve akademik anlamda dünyada en üst sıralarda yer alan bu üniversitelere Türkiye’den neden hiç öğrenci gitmediği de sorulması gereken bir sorudur…
NOT: Dünya üniversitelerinin eksilerini ve artılarını uzun uzun konuştuğumuz Sayın Dr. H. Volkan ORAL’a teşekkürlerimi sunarım.