Açık Ayıplama

Riva DUVENYAZ Köşe Yazısı
20 Mart 2019 Çarşamba

Amerika’da ortaya çıkan eğitim skandalını duymuşsunuzdur. Yale, Stanford gibi saygın üniversitelerin de içinde olduğu skandalda rüşvet ve yalan belgelerle çocuklarını okullara kaydettirenler açıklandı. Genelde yapılan üçkâğıt, giriş sınavında yolsuzluk (SAT) ve okulların atletik kontenjanından faydalanma amaçlı sahte spor başarılarını kapsıyor. İsimlerin teşhir edilmesi ve medyada yaşanan açık ayıplama ünlüleri epey zor durumda bıraktı. Türkiye’de de bu tür sahtecilikler oluyor. Ancak ben okul sahteciliği yüzünden Türkiye’de rezil olup utanç duyan, dillere düştüğü için hayatı değişen vaka hatırlayamadım. Murathan Mungan’ın hoş bir vecizesi vardır hatta: “Türkiye’de her şey olabilirsin, rezil olamazsın” diye…

Açık ayıplanma, açık itibarsızlaştırma aslında bir bireyin başına gelebilecek en büyük lanettir. Tarihin yaprakları halka açık ayıplama metotları ile doludur. Meydan dayağı, katrana bulayıp üzerine tüy döşeyip dolaştırma gibi… Belki o zamanlar insanlar köy değiştirip, isim değiştirip geçmişte yüz karası haline geldikleri konuyu atlatabiliyorlardı. Ancak artık sosyal medyanın olaya hızlıca müdahil olması ile normal hayata dönüp herkes tarafından olanların unutulmasının imkânsız olduğu yeni bir dönemdeyiz.

20 yıl kadar önce ABD, Monica Lewinsky skandalı ile sarsılmıştı. 22 yaşındaki bir kız, ne ilk ne de son olacak bir yasak ilişki yüzünden birden dünya çapında ünlenip, medyanın karalamasına ve pek çok kötü şakaya maruz kalmıştı. Hayatı boyunca düzgün bir iş bulma fırsatı yok olmuş, ailesini ve kendisini içinden çıkılmaz bir utanç sarmalına hapsetmişti. Artık onunla konuşurken içine düştüğü durumu aklına getirmeyen kimse kalmamıştı dünya yüzünde. İtibarını tekrar inşa etmesi imkânsızdı. Belki bugünkü şartlarda daha fazla medya karmaşası içinde bu skandal kaynar giderdi. Ancak o zamanlar için olay büyüktü…

Kendinizi düşünün, kimse tarafından bilinmesini istemeyeceğiniz bir gerçek herkes tarafından biliniyor ve herkes bunun bilinci ile size yaklaşıyor.

Skandalların öfke uyandırması ve böylece tekrarlanmasına caydırıcı olmasına karşı değilim. Medyada beğenilmek arzusu ile yanıp tutuşan insanların değneğin diğer ucu ile tanışması da sadece kendilerinin bir seçimidir diye düşünüyorum. Yani ünlü insan çarpık davranışlarının dillere düşmesini engelleyemez. Aşırı boyutta olan skandallar söz konusu ailenin diğer bireyleri için epey yaralayıcı olsa da...

Bu tür açık ayıplamaların yıllar süren etkilerini yaşayan insanlarla karşılaştığımda, ben şahsen o ayıplama perdesini aralayıp içindeki insanı da görmeye çalışırım. Bu şekilde sürdürülen karalamanın ‘vurun kahpeye’ şeklinde destekleyicisi olmamayı denerim. Bazı şanslı insanların pişkinlik sergiledikleri utançlarını toplum hemencecik unutuyor. Başka bir yöne çevrilen bakışlar iyi yönetilerek hafızalardan siliniyor. Onların bu lüksü varsa herkesin olmalı. Herkesin ikinci bir şansı olmalı. Toplumsal bilinç, bireylerin olgunluğu ile gelişecek bir organizmadır.

İtibarsızlaşmak insanın bütün hayatını tanımlayacak bir süreç gibi görünse de eninde sonunda biter, dostlar baki kalır. Bazen uzun bazen kısa sürede… Monica Lewinsky’nin güler yüzle olayı anmaya başlaması 20 yıl sürmüş…

 

Siz de yorumunuzu yapın

Tüm Yorumları Görün