Yeni futbol sezonda bizi neler bekliyor? Özellikle ülkemizde büyük kitlelerin takip ettiği yeni sezon futbol ligi üç hafta sonra başlıyor. Farklı gelişmeler gölgesinde nispeten sakin bir transfer sezonu yaşayan Süper Lig’de bizi neler bekliyor?
Yıllar geçiyor, her sezon ülkenin neredeyse en büyük etkinliği olan ligleri iple çekiyoruz. Bazen transfer sezonu öyle bir geçiyor ki çok heyecanlanıyoruz; bazen de sessiz sakin bir havada devam ediyor. Ama Türk insanı olarak bir özelliğimiz var ki, ne olursa olsun ümitlerimiz tavan yapmış şekilde başlıyoruz.
Bu yaz transfer sezonu genel anlamda sessiz geçenlerden biri olma adaylığını hâlâ koruyor. Üstelik liglerin başlamasına üç haftadan az bir süre kalmış olmasına rağmen... Buna tabii finansal sınırlamalar ve ülkedeki belirsizlikler tuz biber oldu. Ülkemizde birçok konuda olduğu gibi bütçe konusunda da kendi kontrol mekanizmamızı iyi çalıştıramadığımız için kulüpler mali açıdan batmadan UEFA sopasını gösterdi. Altyapıyla ilgili pek bir yatırımı bulunmayan kulüplerimiz de ne yapacağını şaşırdı.
Daha da acı olan tarafı hâlâ altyapıya önem verileceğiyle ilgili bir açıklama veya karar duymamamız. Ders almıyoruz. Yabancı sınırlamasını serbest bırakmak doğru bir karardı. Fakat bununla beraber yerli veya yabancı genç sporcular yetiştirmek de gerekiyor. Sonuçta bu bir oyun. Evet, yarışma tarafı da var ve büyük paralar dönüyor. Ama bir yandan da altyapıdan çıkanlara fırsat vermedikçe ülkedeki çocuklara hayal etme seçeneği vermiyorsunuz. Bu konuda biraz daha duygusal davranmak daha iyi olurdu belki de. Duygusallığa ek olarak finansal olarak da mantıklı.
Gelelim yeni sezona... Bu sezon geçen senelerden farklı olarak son şampiyon Beşiktaş da kendi stadyumunda oynayacak. Bunun ev sahibi avantajı mı yoksa ev sahibi baskısı mı yaratacağını sezon içindeki dalgalanmalarda göreceğiz. Ancak bir gerçek var ki üç büyüklerin arasında en hazır takım Beşiktaş’ta. Şampiyonlar Ligi’ne doğrudan gitmenin de taraftarlar arasında ayrı bir beklentisi var. Beşiktaşlılar için Avrupa’dan önemli takımları ağırlamak zevkli olacaktır.
Fenerbahçe ise geçen sezon büyük tepki alan Pereira ile yola devam ediyor. Bu kararla büyük bir risk aldı. Ülkemizde başarısızlığın sonucu istifa ile sonuçlanmıyor. Bu kültür kendimi bildim bileli yok, belki önceleri de yoktu. Bu yüzden yönetime ucu dokunur diyemiyorum. Ama ters bir durumda tepki alacağı kesin. Şahsen geçen sezondan çok farklı bir oyun beklemiyorum. Yine zor gol yiyen ama gol atmakta zorlanan bir Fenerbahçe görebiliriz. Tabii transfer sezonu bitmeden yeni bir golcü ve yaratıcı bir 10 numara alınmazsa...
Galatasaray ise geçen sezonu çok erkenden kapamıştı. Oyuncu kalitesi açısından da pek Fenerbahçe ve Beşiktaş ayarında değil. Eğer çok büyük bir sürpriz olmazsa Galatasaray’ın yine sezonu erken kapayacağını tahmin ediyorum.
Kısacası pek zevkli bir futbol olmayan ancak “anamızın liginde”, Avrupa futbolunu izlemediğimiz sürece hoşlandığımız yeni bir sezon bizi bekliyor.
