Yahudi takvimindeki en acı gün olan Tişa BeAv’dan altı gün kadar kısa bir süre sonra kutlanan ve takvimdeki en mutlu en harika günlerden biri olan Sevgi Günü Tu BeAv, Yahudi hayatında mutsuz olayların geçici olduğu, düşüş dönemlerinin ise sadece gelecek yükselişlerin zeminini hazırladığı mesajını verir. Tu BeAv bu yıl 19 Ağustos Cuma günü kutlanıyor.
Kimisi onu ‘Sevgi Bayramı’ veya ‘Ruh Eşleri Günü’ olarak adlandırır. Talmud için ise o, yılın en mutlu günüdür. Av ayının 15’i anlamına gelen ve çok önemli bir gün olan Tu BeAv, halen çoğu kişinin bilmediği, günün anlamının ve gücünün farkında olan kişiler tarafından coşku ve neşeyle kutlanan bir bayramdır. Yahudi tarihindeki en acı gün olan Tişa BeAv’dan sadece altı gün sonra Tu BeAv’da tarih boyunca birçok mucizenin gerçekleşmesi, olayların en kötü anında bile umutsuzluğa kapılınmaması ve her zaman Yüce Tanrı’ya güvenilmesi gerektiğini, hiçbir zaman her şeyin sona ermediğini, en beklenmedik bir anda, göz açıp kapayana kadar kısa bir sürede, birden yeni bir kapı açılacağını ve yükselişin başlayacağını hatırlatır.
Bu yıl Tu BeAv; 18 Ağustos Perşembe akşamı ve 19 Ağustos Cuma günü kutlanıyor.
Tu BeAv - Evlilik
Günün mutlu ve hayırlı olma özelliği nedeniyle Tu BeAv, düğünler için de çoğunlukla tercih edilen bir gündür. Talmud, Tu BeAv için şöyle der: “Bu günde, Yeruşalayim’in kızları çıkıp… bağlarda dans ederdi…” ve “bekar erkekler de kendilerine uygun gelini bu bağlarda arardı.”
Tu BeAv’da gerçekleşen altı mutlu olayın ikisi de, evlilikle bağlantılıdır.
Kabileler arası evlilikler
Babalarından toprak miras kalan kızların, başka kabilelerden kişilerle evlenmeleri yasaktı. Bu şekilde toprakların diğer kabilelere geçmesi engelleniyordu. Fakat bu durum, kızların üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu.
Dönemin yöneticileri, bir Tu BeAv günü, bu kuralın sadece İsrail topraklarına ilk giren nesil için geçerli olduğunu ve kızların diğer Yahudi kabilelerle de evlilik yapabileceğini duyurur. Böylece kızlar, artık sadece kendi kabilelerinden kişilerle değil, sevdikleri, gönüllerinin seçtiği diğer kabilelerden Yahudilerle de evlenebileceklerdi.
Toplumdan aforoz edilen Binyamin kabilesinin, tekrar cemaate kabul edilmesi
İsrailoğullarının on iki kabilesinden biri olan Binyamin kabilesinin sınırları içinde korkunç bir tecavüz olayı gerçekleşir. Bunun sonucunda diğer kabileler ve Binyaminoğulları arasında büyük bir iç savaş çıkar. Binyaminoğulları kabilesinin büyük bir kısmı savaş sonunda yok olur, kalan kısmının da diğer kabilelerden kızlarla evlenmeleri yasaklanır.
Bir Tu BeAv günü, Binyaminoğulları kabilesinin tamamen yok olmasını engellemek için bu yasağın sadece olayın geçtiği nesli bağladığı, sonradan gelen nesilleri bağlamadığı ilan edilir. Sevgi, merhamet ve affetme duyguları ile Binyaminoğulları’nın artık diğer Yahudi kabilelerinden kızlar ile evlenmeleri serbest bırakılır.
Yahudi halkının en anlamlı evliliği ise, Sina Dağında Tora’nın verildiği zaman ile bağlantılıdır. Midraş, Şavuot’un düğün töreni, Sina Dağının ise düğün örtüsü, hupa olduğunu anlatır. Yahudiler birlik içinde, Tanrı’nın önünde O’nun eşi olarak dururlar ve O’nu mutlu etmek için her şeyi yapmaya hazırdırlar. O an, yüzyıllar süren bir bekleyişin ve birikimin sonucudur. İhtiyacımız olan her şeye kavuşmuşuzdur ve artık balayına çıkmaya hazırızdır. Fakat bir anda işler değişir, bizden kaynaklanan çok uygunsuz davranışlar sonucu Sevdiğimiz, Damadımız bizden kopar. Tanrı, bir boşanma dilekçesi doldurmaz. Ama Tapınağın yıkılması ve Tanrı’nın Kutsal Varlığı’nın kendisini çekmesi ile Tanrı ve Yahudi halkının evliliği, olması gereken şekilde ilerlemez; artık mutluluk tam olmamakta, her zaman bir eksiklik hissedilmektedir.
Tapınağın kurulmadığı her yıl, Maşiah’ın gelmediği her yıl, evliliğimizdeki ayrılık döneminin devam ettiğini gösterir. Kutsal Eşimizin bizimle barışmasını, eve geri dönmesini ve bir daha hiç terk etmemesini istiyoruz. Evliliğin yürüyebilmesi, gelişebilmesi için sevmek, çok sevmek, daha çok sevmek, affetmek, özür dilemek, teşekkür etmek, sürekli çalışmak ve hiç bir zaman ondan vazgeçmemek gerekir. Tu BeAv’ın sevgi ve bağlantı gücünü, Tişa BeAv’ın karanlığını ve kopukluğunu dağıtması için kullanalım. Belki Tanrı da Yahudilerin içinde yaşayabilmek için Kendisine uygun bir yer hazırlamalarını bekliyordur. Belki o da dönmek istiyor ama dönecek ortam olmadığı için istemeye istemeye uzakta kalıyordur.
Sevdiğimizin geri dönmesi için nasıl bir ortam hazırlayabiliriz? Bunun için biz ne yapabiliriz? İçimizde ve dışımızda var olacak, büyüyecek, sevecenlikle, açık ve cömert bir ruhla, merhametle, kendi içimizle ve etrafımızla bağlantıda kalalım. Kendimize, halkımıza, başkalarına, yaşayan her canlıya, yaratılan her şeyin içinde dans eden kutsal kıvılcıma sevgi, iyilik, şefkat ve farklılıklarımızı kabul ile yaklaşalım. Akranlarımızı, birbirimizi sevdiğimizi, aynı düşünceleri paylaşmasak da, kendimizi birbirimizle olan ilişkimizi sürdürmeye, farklılıklarımızın bizim için birer zenginlik olduğunu takdir etmeye, sevgide ve ilişkide kalmaya, vazgeçmemeye adadığımızı, içsel ve dışsal zorluklara birlikte göğüs germeye niyet ettiğimizi, bunları yaşayarak gösterelim. Kalbimizi açıp, kutsallığı kucaklayarak, Sevdiğimizin, Damadımızın eve geri gelmesi için bir yer yapalım.
Breslov’lu R. Nahman şöyle der: “Eğer yıkacak gücümüz varsa, yeniden yapılandıracak gücümüz de var demektir.”
Tu BeAv’ın gücüyle kendimizi, içimizi, evlerimizi, evliliklerimizi, ilişkilerimizi, ailelerimizi, toplumumuzu ve Tanrı ile bağlantımızı yapılandırmaya hemen başlayalım. Tu BeAv’ın derin ve güzel anlamını içimize alalım, en kısa zamanda sevginin zaferini, Sevdiğimizin geri gelişini kutlayalım.
Tu BeAv’da gerçekleşen diğer mutlu olaylar
* Casusların kurguladığı rapor üzerine verilen ceza son bulur ve bu sebeple meydana gelen ölümler sona erer.
* Halkın Bet Amikdaş’ı ziyaret etmesini engelleyen birlikler kaldırılır.
* Betar’da ölenlerin gömülmesine nihayet izin verilir.
* Yom Tabar Maagal-Döngünün Son Bulduğu Dönem-Tu BeAv’da, bütün sene yapılacak korbanlar için gerekli olan odun stoku sağlamış olmanın sevinci yaşanır, artık ‘baltalar kırılabilir’. Bir mitsva tamamlandığı için ve günler kısalıp geceler uzadığı ve Tora öğrenimine artık daha fazla zaman ayırabileceğimiz döneme girildiği için, Tu BeAv günü, şenlikler ve mutlulukla kutlanır.
Tu BeAv mesajları
Yahudilikte, herkesin ‘tam’ olmak üzere aradığı, ruhunun bir diğer yarısının olduğuna inanılır. Kişi doğmadan kırk gün önce, göklerde ruh eşinin kim olduğuna karar verilir. Tu BeAv- 15 Av, Yaratılış - 25 Elul’ün kırk gün öncesidir. Buna göre, insandan, yaradılıştan bile önce, ruh eşlerinin birleşmesi potansiyeli oluşmuştu. Bu yüzden yeni bir ilişki kurmak veya şu an içinde bulunulan ilişkiyi daha derinleştirmek, yükseltmek ve daha ileri seviyelere götürmek için en iyi, en uygun en bereketli gün, Av ayının dolunayıdır.
Basit düzeyde düşünüldüğünde, çoğu zaman ruh eşi ile bir araya gelindiğinde, işte o günün mutlu gün olduğu sanılır. Talmud’un bu günü mutlu olarak adlandırmasının sebebi ise, ilk bağlantı anı veya ilişkinin başladığı zaman olması değil, bu günün, ruh ikizleri ilişkisini mükemmel seviyeye getirebilecek potansiyele sahip olmasıdır. Aklımızda tutmamız gereken önemli nokta, ruh eşlerinin uyumunun mükemmel seviyesinin anlık bir şey olmadığıdır. En önemli an; ruh eşimizle buluşacağımız an ve artık ondan sonra her şey güllük gülistanlık olacak DEĞİL! Ruh eşlerinin uyumlu birlikteliğine, ancak gün gün hiç vazgeçmeden ilişkinin üzerine çalışarak, emek verilerek, ilişkinin içinde büyüyerek ve hiç vazgeçmeyerek, seneler sonra ulaşılabilir. R. David Aaron, karısının onun ruh eşi olduğunu yirmi küsur yıldan sonra anladığını söyler. İlişkimizi daha iyi hale getirmeye çalışmak, hayatta yaptığımız en önemli şeylerden biridir. Zohar’a göre, dünyadaki en büyük nimet, bizi ruhsal gelişimimiz için, büyümemiz için itekleyen ve bizim de onu aynı şekilde iteklememize açık olan birisi ile birlikte olmaktır. Kabala bilgelerinin öğretilerine göre, bir ilişkide veya karı-koca arasında uyuşmazlık, anlaşmazlık olduğu zaman, bunun etkilerinin yansıması, sadece o kişilere değil, tüm evrene yayılır. Bunun sonucu olarak düşmanlık ve nefret ortamı oluşur veya zaten var olan husumet ve garezin gücü artar. Bu sebeple, ilişkilerimizde dikkat etmemiz gereken sadece gelişmemiz ve yanımızdakini geliştirmeye çalışmamız, ilerlememiz ve yanımızdakinin ilerlemesi için katkıda bulunmamız değil. Bunların yanında sevginin içinde büyümemiz, sevgide, kabulde ve sürekli bir farkındalık içinde olmamız gerekiyor. Çünkü ilişkilerimiz ve etkileşimlerimiz sadece bizi değil, etrafımızı ve tüm dünyayı etkiliyor.
O yüzden Tu BeAv’ın, ruh eşlerinin bağlantısının uyandığı, ruh eşlerinin bir araya gelme potansiyeli olan bu özel günün gücünden faydalanmaya odaklanalım. Üzerinde çalışmaya, emek vermeye niyet ettiğimiz bir ilişkinin temelini kurmayı veya içinde olduğumuz ilişkiyi daha ileri seviyelere götürmeyi, yükseltmeyi dileyelim, sevgide kalalım, vazgeçip bırakmayalım.
Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, Bamidbar (Gözlem), Devarim (Gözlem) kitaplarından ve www.chabad.org; www.haaretz.com; http://opensiddur.org, www.livingwisdom.kabbalah.com, https://kabbalahtoronto.ca, www.livekabbalah.org, www.meaningfullife.com, www.torah.org sitelerinden okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla derlenmiştir. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için, önemli günler hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi rabilerine başvurması gerekir.
ŞABAT NAHAMU
Tişa BeAv’dan sonraki ilk Şabat; Şabat Nahamu-Teselli Şabat’ı olarak anılır. Bu yıl Şabat Nahamu 20 Ağustos Cumartesi günüdür.
Tişa BeAv ile Roş Aşana arasındaki yedi Aftara; Şiva DeNehemta-Teselli Yedilisi olarak adlandırılır. Bu Aftaralar, Yeşayau Peygamber’in kitabından, Bet Amikdaş’ın yıkılışından duyulan acıyı bir nebze olsun teselli edebilecek ve gelecek için ümit veren bölümlerdir. Bu aftaralarda Yeşayau Peygamber, çok üzgün olan Yahudilere, günah işledikleri, suçlu oldukları halde Tanrı’nın onları hiç bir zaman unutmayacağı, ışıklı günlerin yakın olduğu mesajını verir.
Şiva DeNehemta Aftara’larının ilki: Tişa BeAv’dan hemen sonra gelen Şabat’ta okunan Nahamu-Teselli; Avunma Aftarası’dır. Bu isimle anılmasının sebebi, Aftaranın giriş cümlesidir: “Avutun, avutun halkımı” diyor Tanrı’mız”(Yeşayau 40:1)
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.