Edirne Yahudi yaşamında önemli bir kırılma noktası Harik-i Kebir (Büyük Yangın) olarak anılan 1905 yılı Kaleiçi yangınıdır.
2 Eylül 1905 gecesi saat 20.30 sularında, Kaleiçi Metropolit Mahallesinde, Topkapı Sokak 35 numaradaki boş evinin üçüncü katında başlayan yangın 18 saat sürdü. Tulumbacıların ve itfaiyenin tüm gayretlerine rağmen, su kıtlığı dolayısıyla çabalar sonuç vermeyince de 1.100 ev, 252 dükkân, 28 depo, 6 eczane, 8 fırın, 13 ahır, 1 cami, 4 kilise, 13 sinagog ve 5 okul, toplam 1.430 bina tamamen yandı. Yardıma muhtaç yangın zedelerin sayısı, 3.378’i Yahudi olmak üzere toplam 4.072 kişiydi. Sinagog ve yeşiva’lardaki çok değerli ve antika Sefer Tora’lar ile Behmoras ve Geronların tarihî kütüphaneleri eşi bulunmaz eserleriyle birlikte bu yangında kül oldu. Bu felâketten sonra bölge ‘yangınlık’ olarak anılmaya başlandı.
1905 Yangınının, inanç ve geleneklere vurduğu manevi darbenin zararı maddi zararından da daha büyük oldu. Edirne Yahudilerinin yaşamında ‘artık hiçbir şey eskisi gibi olamadı’, köklü ‘aidiyet duygusu’ bir daha geri dönmedi.
Büyük Yangın’la birlikte 20 bine yakın nüfusu ile ibadethanesiz kalan Yahudiler için yeni bir sinagog inşası zorunlu hale gelmişti. Rusya, Almanya, Avusturya-Macaristan ile diğer bazı ülkelerden toplanan yardımların paylaştırılmasının birtakım çözümsüz sorunlar yaratabileceği düşüncesiyle yeni bir tek büyük sinagog yapılması kararlaştırıldı. Sultan II. Abdülhamid’in 6 Ocak 1906 tarihli İradesi’ni takiben, daha önce Mayor ve Pulya Sinagoglarının bulunduğu yerde inşaata başlandı. Viyana Sefarad Sinagogu model alınarak Fransız Mimar France Depré tarafından inşa edilen sinagog Nisan 1909’da, Pesah Bayramı arifesinde ibadete açıldı ve Kal Kadoş ha Gadol (Büyük Sinagog) olarak adlandırıldı.
Kaynak: Naim A. Güleryüz, Tarihte Yolculuk –
Edirne Yahudileri, Gözlem, 2014