Roş Aşana, Tanrı’nın Krallığı’nda yaşayan herkes için Elul ayında başlayan içe dönüş, hayatın gözden geçirilmesi, iç hesaplaşma devam ederken daha çok dua etme, bizi ve etrafımızı daha iyiye götüreceğine inandığımız yeni iyi niyetler üzerine çalışma ve harekete geçme zamanıdır.
Roş Aşana, tüm haşmetiyle Yahudi takviminde yılın başı olarak yerini alır. Roş Aşana’da Tanrı’yı şofar sesleri arasında Evren’in Kral’ı olarak taçlandırırız. Her şeyi, evreni, dünyayı, insanı yaratan Tanrı’dır. Bu krallıkta yaşayan her birimizin mesul olduğumuz bir görevimiz vardır. Neden bu dünyadayım? Amacım ne? Nelerden sorumluyum?
Roş Aşana, bu bağlamda Elul ayında başlayan içe dönüş, hayatın gözden geçirilmesi, iç hesaplaşma devam ederken; daha çok dua etme, bizi ve etrafımızı daha iyiye götüreceğine inandığımız yeni iyi niyetler üzerine çalışma ve harekete geçme zamanıdır.
Şofar sesi ile Anılma Günü-Zihron Terua; Şofar Çalınma Günü-Yom Terua; Yargı Günü-Yom A-din; Hatırlama Günü- Yom A-Zikaron; Dünyanın Yaratıldığı Gün-Yom Arat Olam gibi farklı isimlerle anılan Yılın Başı- Roş Aşana bu yıl 2 Ekim Pazar ve 3 Ekim Pazartesi akşamları ile 3 Ekim Pazartesi ve 4 Ekim Salı günlerikutlanıyor.
ROŞ AŞANA DEYİNCE
Roş Aşana dualarındaki ana kavramlar: Roş Aşana dualarında Malhuyot-Krallık; Zihronot-Hatırlama; Şofarot-Şofar sesleri kavramları vurgulanır.
“Malhuyot, Tanrı’nın Kral, bizim Kral’ımız olduğunun ve her şeye hakim olduğunun, çünkü tüm evreni ve bizi O’nun yarattığının bilincinde olmaktır. Dünya, Tanrı’nın Krallığı, bizler de O’nun halkıyız.
Tanrı Kral olmasına ve bizim, O’nun karşısında kendimizi ufacık ve önemsiz hissetmemize rağmen, Zihronot bize Tanrı’nın gözünde önemli olduğumuzu hatırlatır. O, bizi hatırlar ve bize göz kulak olur. Tanrı, bizim her yaptığımızı kaydeder, çünkü her bir kişi, O’nun için mühim, anlamlı ve kayda değerdir. Zihronot, Tanrı’nın bizi her an hatırladığını ve hiçbir zaman unutmadığını teyit eder. Hayatımızın bazı dönemlerinde Tanrı bizi unutmuş gibi hissetsek bile, bu sadece bizim bakış açımızdan öyle görünür. Tanrı her zaman bizi hatırlar, bizi kollar ve bize önem verir.
Şofarot; Sina Dağında Tora verilirken duyulan şofar seslerini kasteder. Şofarot, Tanrı’nın bizi sevdiğine ve bize önem verdiğine olan inancımızı ifade eder. Aynı zamanda Tanrı’nın bize Tora ve mitsvaları, O’nu nasıl sevebileceğimizi ve bu dünyada O’nun Varlığı’nı nasıl görülür hale getirebileceğimizin yollarını göstermek için verdiğini tasdikler. Mitsvalar yoluyla Tanrı’yı, O’nun istediği şekilde sevebilir ve O’na bağlanabiliriz.”
Teşuva-Tanrı’ya dönüş: Yapılan hatalardan pişmanlık duyup, içimizdeki Tanrısal kıvılcıma, özümüze, iyiye doğru dönüş ve değişme isteğine ‘Teşuva’ adı verilir. Bu kelime, Tanrı’ya/saf benliğe, Tanrı’nın bizi yaratmış olduğu temiz şekle dönüş anlamını taşır. Teşuva sadece Elul, Roş Aşana ve Yom Kipur’da değil, hayatımızın her günü, istediğimiz her an yapabileceğimiz, Tanrı ve insanlar ile olan ilişkilerimizi daha güzelleştirmek, bağlarımızı sağlamlaştırmak için önümüze konulan benzersiz bir fırsattır.
Teşuva yaparken, bilerek veya istemeden yaptığımız hatalardan dolayı samimiyetle pişmanlık duymak, gerek düşünce, gerekse davranış bakımından, farkında olduğumuz hatayı tamamen bırakmak, hatayı, sözlü olarak itiraf etmek ve son olarak, bu hatayı bir daha tekrarlamama konusunda kesin karar vermek gerekir.
Bu, sadece Tanrı’ya karşı yapılan hatalar için geçerlidir. İnsana karşı yapılan hatalar için, o kişinin kendisinden özür dilemek gerekir.
Şofar Mitsvası: Roş Aşana’ya ait en temel mitsva, şofar sesini dinlemek mitsvasıdır.
Şofar sesi, kralın taç giyme törenini ilan eden trompet seslerini simgeler. Roş Aşana, insanın yaratıldığı ve dünyanın kuruluşunun tamamlandığı gün olduğu için, dünyanın doğum günü olarak kabul edilir. Bu günde, Yahudiler, Tanrı’yı tüm evrenin hakimi, kralı olarak taçlandırır, ve şofar sesiyle bunu tüm dünyaya ilan eder.
Bunun yanında Şofar, davranışların gözden geçirilmesini ve Tanrı’ya dönülmesini hatırlatır. Tanrı, içtenlikle pişman olan ve teşuva yapan -O’na dönen- kişileri her zaman affeder.
Ayrıca Şofar sesi, Sina Dağında Tora verilirken duyulan şofar seslerini anımsatır ve Tanrı’ya dönmeyi hedefleyen bu pişmanlık gününde Tora, bir anlamda yeniden kabul edilir.
Buna ek olarak koçboynuzundan yapılan şofar, Akeida – atamız Yitshak’ın, tam kurban edileceği sırada, onun yerine kurban edilmek üzere Tanrı tarafından yollanan koçu sembolize eder. Yahudilerin Tanrı’ya olan sevgi, sadakat ve güveninin, Abraham Avinu gibi olması gerektiğini vurgular.
Ayrıca, bu şekilde Tanrı’nın, atalarımız Abraham ve Yitshak’ın fedakarlıklarını hatırlayarak, onların çocukları olan bizlere de merhamet etmesi için dua edilir.
Atarat Nedarim-Yeminlerin iptali: Kişi, yıl boyunca Tanrı’ya karşı birçok Neder- vaatte bulunmuş olabilir. Bunların bazılarını yerine getrmiş, bazılarını ise getirememiş olabilir. Roş Aşana’ya girmeden, kişileri tutamadıkları vaatlerin ağırlığından kurtarmak için, Roş Aşana’dan önceki gün Selihot duasının sonunda, Atarat Nedarim töreni yapılır.
Taşlih atmak: Roş Aşana’nın birinci günü, (bu yıl 3 Ekim Pazartesi) öğleden sonra, Yahudiler, akan bir su kenarına gider, üstlerini, ceplerini silkeleyip peygamber Miha’nın sözleriyle, Tanrı’nın sonsuz iyiliğiyle bize karşı bağışlayıcı davranması, günahlarımızı silmesi, hatalarımızı bir daha hiçbir zaman hatırlanmayacakları, dikkate alınmayacakları, akla gelmeyecekleri denizin derinliklerine atması için dua ederler. Suyun, cebin içinde kalan kırıntıları sürükleyip götürdüğü gibi, yapılan teşuva sonucunda günahları da alıp götürmesini ümit edilir. Simgelerin işlevi sadece dileklerimizi görsel hale getirmektir. Akan su kenarında üzerimizi silkelemek, sadece günahlarımızdan arınma isteğimizi gösterir. Günahlarımızdan arınma sağlayan, su kenarında üzerimizi silkeleme hareketi değil, günahlarımızın ve hatalarımızın üzerine düşünmek, bunları yapmaktan vazgeçmek, ilerde de yapmamaya niyet etmek, bunları yapmış olmaktan dolayı suçluluk duymak ve bunları yapmış olduğumuz Tanrı’ya veya kişilere sözlü olarak itiraf edip özür dilemektir.
Yargı Günü Roş Aşana’da açılan kitaplar: Roş Aşana, yargı günüdür. Herkesin gelecek yıl için kaderini, Tanrı Roş Aşana’da kararlaştırır. Roş Aşana’da, Tanrı’nın önünde üç kitap açılır. Bir tanesi dürüst ve erdemli kişiler için, bir tanesi günah işlemeyi alışkanlık haline getirenler için, bir tanesi de bu ikisinin arasında kalan ortalar ‘benonim’ için. Dürüst ve erdemli kişiler ‘Yaşam Kitabı’na yazılırlar. Günahlarından dönmeye niyeti olmayan günah sahipleri ‘Ölüm Kitabı’na yazılırlar. Arada kalan ‘ortalar’ hakkındaki karar ise, Yom Kipur’a kadar ertelenir. Roş Aşana ile başlayıp Yom Kipur ile sona eren Aseret Yeme Teşuva-On Pişmanlık Günü’nün sonunda Tanrı, bu arada kalanlar hakkında kararını belirler. Bu sebeple Yahudiler bu on gün boyunca daha da yoğun bir şekilde geçmiş senenin muhakemesini yapar, işledikleri günahlar için Tanrı’dan samimiyetle af diler ve Tanrı’nın kendilerini Yaşam Kitabı’na yazmasını umut eder.
Yaşam kitabı, sadece yaşanılan günlerin uzunluğu değil, yaşanılan günlerin kalitesi anlamını da taşır: hayatın nimetleri, mutluluk, sağlık, maddi güvence, rahatlık vb. Ölüm kitabı ise dert, acı, hastalık, yoksulluk, dert dolu bir yıl anlamını da taşır.