Türk sporunda Yahudiler

Bir önceki yazımızda Türk basketboluna katkıda bulunan Türk Yahudileri hakkında bilgi sunmuştuk. Bu kez, basketbol kadar yaygın olmamakla beraber, başka spor dallarında da performans göstermiş sporcuların bazılarına değiniyoruz.

Naim GÜLERYÜZ Perspektif
28 Eylül 2016 Çarşamba

FUTBOL

Ülkemizde en yaygın spor dalı olan futbolun tarihini irdelerken bu branşta adını yazdırmış üç isme rastlıyoruz.

Nesim Pinhas: 1923-1925 yılları İstanbul Ligi’nde Galatasaray takımında yer aldı. Ulvi Yenal, Mehmet Leblebi, Suphi Batur, Nihat Bekdük ve diğer efsanevi futbolcuların yer aldığı takımda forvette, genelde stoper olarak top koşturan Pinhas 1924-1925 liginde takımının şampiyonluğunun coşkusunu yaşadı.

Dano Baruh: 1944-1950 yılları arasında Galatasaray A Takımı’nda, vatani görevini yaparken Karagücü takımında, 1950’den sonra da Emniyet ve İstanbul Ligi’nin iddialı takımlarından Vefa’da top koşturdu. Ne var ki, Nisan 1954’de, Desportivos takımı kalecisiyle çarpışarak sakatlanınca Dano yeşil sahaya veda etmek zorunluluğunda kaldı.3

Robert Eryol: Tam adıyla Robert İshak Serf Eryol, 21 Aralık 1929’da4 tahıl ihracatı yapan Leon ile eşi Saruna’nın oğlu olarak Mersin’de dünyaya geldi ve ilköğrenimine bu kentte başladı. Aile, 1938’de İstanbul’a yerleştikten sonra, Taksim 29. İlkokulu’na devam etti, orta öğrenimini Kadıköy’de Saint Joseph Fransız Lisesi’nde sürdürdü ve 1951’de mezun oldu.5

Bir taraftan özel keman dersleri alırken, diğer taraftan okul futbol takımında ve ikamet ettikleri Taksim Talimhane’de Sarı Yıldız isimli amatör futbol takımında yer aldı. O günlerde, Beyoğluspor ve Taksim takımlarından aldığı transfer tekliflerini reddeden Rober bu hususu şöyle nakleder:

“Çeşitli takımlarda amatörce futbol oynadıktan sonra 1947’de Pera (Beyoğlu) ve Taksim takımları beni istemişti ama ben bu takımlarda oynamayı istemiyordum. Çünkü o zamanlar bu kulüplerde ekalliyetten [azınlık] olanlar oynardı. Gayrimüslim olduğum için benim de bu takımlardan birinde oynamam gerektiği söyleniyordu ama ben kendimi Türk olarak hissettiğim için kesinlikle bunu reddettim ve Galatasaray’da oynamayı istedim. Çünkü bir Türkiye vatandaşı olarak hiç kimseden farkım olmadığını herkese göstermek istiyordum. Nitekim hem Galatasaray’da hem de Ay-Yıldızlı ekibimizde oynayarak bunu en güzel biçimde gösterdim.”6

Oyununu izleyen Galatasaraylı yöneticiler tarafından beğenilen Rober 1947’de bu takımın resmî lisanslı oyuncusu oldu. Sol bek ve sol haf mevkilerinde 1956 yılına kadar aktif futbol oynadı. 1948-49 İstanbul Pazar Ligi ve 1954-55, 1955-56, 1957-58 İstanbul Profesyonel Ligi’nde şampiyonluğu tattı. İlk kez 25 Mayıs 1953’de Bern’de Türkiye-İsviçre milli maçında milli oldu. 1953-1954 yılları arasında dokuz kez A Milli Takımı, iki kez de B Milli Takımı formasını giydi. 1955 Dünya Askeri Oyunlar Şampiyonası’nda İtalya’ya karşı Türk Milli Takımı’nda yer aldı. 1954 FİFA Dünya Kupası’nda Türkiye’nin oynadığı üç maçta da kadrodaki yerini korudu.7

1960’da İsrail’de Hapoel Ber Sheva takımını antrenör olarak çalıştırdı. İstanbul’a döndükten sonra Maltepe’ye yerleşen Rober İshak Serf Eryol, 2000 yılı Eylül ayında vefat etti ve Ulus Aşkenaz Mezarlığında defnedildi.

Büyükbabası Çanakkale’de şehit düşen Rober Eryol’un yaşam felsefesine ışık tutan bir anısını, Alpaslan Dikmen’in kaleminden naklen izleyelim:

“Sene 1953… Çanakkale Şehitler Anıtı’nın yapılması için bir gazete tarafından kampanya başlatılır. Aynı kampanya çerçevesinde üç büyükler arasında bir de turnuva düzenlenir. Galatasaray 19 Nisan’da oynanan maçta Fenerbahçe’yi 3-1 mağlup eder. Daha sonraki maçta ise Beşiktaş’a 2-1 yenilir. Ancak kupayı kazanma başarısı Galatasaray’ındır. Bu maçların geliri, Çanakkale Anıtı’nın yapımında kullanılacaktır. Rober Eryol ise bu anlamlı olayı yaşlı gözlerle anlatıyordu: ‘Benim dedem Çanakkale’de şehit olmuştu. Arkasında yedi çocuk bırakmıştı. Ailemizde bu olayın çok büyük bir yeri vardı. Fenerbahçe ve Beşiktaş gibi büyük kulüplerle böyle bir turnuva oynamak ve bu müthiş kupayı kazanmak benim ve ailem için oldukça anlamlıydı. Çünkü biz de birçok şehidimiz gibi dedemizin mezarını bilemiyorduk. Yapılacak olan Çanakkale Şehitler Anıtı’nı artık dedemizin mezarı olarak kabul edecektik… İşte hüznümden ağlaya ağlaya oynadığımız bu kupayı kazanarak, hem Çanakkale’de şehit düşen Galatasaraylıların hem de dedemin ruhunu şad ettik’…”8

VOLEYBOL

Voleybolda temayüz eden bir sporcu, 16 yıl Eczacıbaşı ve iki yıl Galatasaray’da oynayan ve milli formayı 45 kez gururla taşıyan 1960 doğumlu Selim Öztreves’dir.

İzmir’den Eczacıbaşı’ya transfer olup Milli Takım’a seçilen 1955 doğumlu Yusuf Hakim ve yine İzmirli 1954 doğumlu Selim Bonomo da diğer örnek isimlerdir.

YÜZME

1960’lı yıllarda ‘yüzme havuzlarında yıldızlaşan’12 Lale Kohen, Adalar Su Sporları Kulübü yüzücüsü olarak ilk rekorunu 1968’de kırdı. 1969’da Milli Takıma seçildi ve uzun yıllar Balkan Yüzme Şampiyonaları dâhil birçok karşılaştırmada milli mayoyu giydi. 100 ve 200 m. kurbağalamada 9 Türkiye rekoru kırdı. İleriki yıllarda tenis ve wind-surf sporuna gönül veren Lale halen surf yarışmalarına katılmakta.

Bu arada, Miryam Behar da Balkan Yüzme Yarışlarında milli mayo ile 4x100 Bayrak Yarışı dalında rekorlar kırmaya devam etti.

Viktor Zekeriya 1971-78 yılları arasında Erkekler grubunda değerli şampiyonluklar elde etti ve Uluslararası yarışmalarda da madalyalara layık görüldü. İzmir’de düzenlenen 1972 Balkan Yüzme Yarışmalarında gerçekleştirdiği bir ikincilik ve iki üçüncülük, Türk yüzücülerin ilk uluslararası madalyaları idi. İstanbul Yüzme İhtisas Kulübü’ne kayıtlı Viktor Zekeriya 35 defadan fazla milli oldu. Yüzme Federasyonu Masterler Teknik Kurulu’na da seçilen Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Viktor Zekeriya 2008 yılı 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında 22.si düzenlenen Eceabat-Çanakkale Çimenlik arası yüzme yarışlarında,51-60 yaş grubunda birinci oldu.

ATLETİZM

Bu alanda akla ilk gelenler, 200 metre koşucusu Eli Levi ile kros ve uzun mesafe koşucusu İsak (İzak) Franko’dur.

1918 İstanbul doğumlu İsak Franko, 1933 yılında futbolu, 1934’de boksu denedi, sonuçta 1935 yılında atletizmi seçti. Dönemin ünlü Beyoğlu Halkevi Kır Koşuları’na katılarak dikkatleri üzerine çekti. 1937’de Cross Country’de 3.000 metrede 10.35 ile zamanının en iyi derecesini yaptı. Orta ve uzun mesafe koşularında İbrahim Kır ve Rıza Maksut İşman ile çalıştı. 1937’de Beyoğluspor’a girdi, 1.500 metre yürüyüş dalında 7.47.3 derecesi ile rekor kırarak birinci oldu ve 1938’de Galatasaray’a transfer oldu. 1939’da 4.000 metrede Türkiye Rekortmeni İsak Franko 1940’da Milli Takım’a seçildi ve 6 kez ay-yıldızlı milli formayı giydi. 1950’de yürüyüş şampiyonu oldu; dış temaslarda 22 devletin atletleri arasında dördüncülük unvanı almayı başardı. Cezmi Or, Gül Kupası Ferdi ve Puanlı İstanbul Birinciliği, Türkiye birinciliği sahibi Franko 1957’de hakem lisansı aldı. 19509 ve 1953 Makabiyatları’nda atletizmde Türkiye’nin tek temsilcisi olan Franko aynı yıl Makabiyat Karması’na seçildi.

Türkiye’de 1.500 metre yürüyüş dalında ilk resmi yarışmalar 1952’de İstanbul’da yapılmaya başlandı. Bu yarışmalarda yer alan ilk üç Türk atletten biri olan İsak Franko10 23 Ağustos 1989’da vefat etti ve Ulus Aşkenaz Musevi Mezarlığına defnedildi.11

KAYAK

‘Yaşantısının bir uzantısı olan spordan hiç kopmayan, eski bir yarışmacı, sporcu’ olan kayakçı Dario Porsemay, sportif başarılarına ilaveten Türk Kayak Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi (16 yıl), Türkiye Olimpiyan Derneği İkinci Başkanı, FİS-Uluslararası Kayak Federasyonu Komite Üyesi görevlerini yürüttü. Dario Porsemay, 2001 yılında IOC-Uluslararsı Olimpiyat Komitesi’nden, “Sporda Başarı Diploması” ve 2005 yılında ‘TMOK-Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Şeref Diploması’ ile onurlandırıldı.13

 

1Ayrıntılı bilgi: Naim A. Güleryüz, Toplumsal Yaşamda Türk Yahudileri, İstanbul, Gözlem, 2012, s.211-226

2Şalom, 3 Ağustos 2016

3Dano Baruh ile Ocak 2012 tarihli görüşmemiz.

4Bazı kaynaklarda 1930 olarak belirtilmiş ise de kendi ifadesine göre 1929.

5Sara Yanarocak, “Bir Futbol Yıldızı – GS’li Rober Eryol”, Şalom, 10 Eylül 1997.

6http://www.frmck.com/galatasaray-sk/76543-36721769-galatasaray-tarihi-36721769-a-17.html.

7en.wikipedia.org/wiki/rober eryol.

8http://www.frmck.com/galatasaray-sk/76543-36721769-galatasaray-tarihi-36721769-a-17.html

9Moşe Levi Belman, “İsak Franko, Atleta de Valor”, La Vara, 1 Eylül 1950..

10www.ankaraatletizm.org

11Salvo Yeşua Loya, “Milli Atletimiz İzak Franko’nun ardından”, Şalom, 30 Ağustos 1989; Eli Franko (oğlu) 1991 mektubu

12www.saglikspor.com/spor/turk_yuzme_tarihi.html.

13Dario Porsemay, Bir Olimpiyan 2009, Türkiye Olimpiyan Derneği, İstanbul, 2010.