Or Yom’dan elele ortak mesaj: “Yaş yetmiş, iş bitmemiş!”
Eylül ayının başları… Telefonun başında sevgili Moiz Romano Başkan. Heyecanı sesine yansıyor. “20 Eylül’de pansiyoner ve personellerimiz elele yaza veda edeceğiz.” Türk Yahudi Toplumu’nda kimi kurumlarımız vardır ki, oraya her gittiğinizde içinizden bir parça bırakır, hayata dair umut etmeyi, sevgiyi ve kardeşlik duygusunu bir kez daha yaşarsınız. İşte Or Yom’da personellerinden, gönüllülerine, pansiyonerlerinden tüm toplumumuza bu duyguların en üst seviyede yaşandığı kurumlarımızdan biridir. Geçtiğimiz hafta ben de bu mutluluğa ortak olmaya çalıştım. Öğle tatillerimi Or Yom’un sımsıcak ortamında geçirdim. O binanın kapısından içeri girdiğimde yine hem şaşırıp hem de toplumumla gurur duyacağımdan eminim.
Kapıdan içeri girdiğimde umut dolu bir festivalin içinde buluyorum kendimi. Bir yanda Başkan Moiz Romano, hemen yanında Gönüllü Hanımlar Başkanı Toni Biçaçi, Or Yom Müdürü Derya Yücel elele yaşlılarımızın yazın belki de bu son gününü mutluluk içinde geçirmeleri için canla başla çalışmaktalar. Başkan ve ekibine “Bu günü kim hazırladı?” diye sorduğumda iki gencecik hanımefendi ile tanıştırıyorlar. Buket Emirlioğlu ve Ayşegül Kılınç. Or Yom Sosyal Servis kadrosundan sevgili Buket ve Ayşegül’ün yaşlılarımızı kendi anneleri, babaları gibi sevgiyle kucaklamaları, yaşlılarımızın doğru ellere emanet olduğu hissimi bir kez daha pekiştiriyor. Hemen ardından etrafı incelemeye başlıyorum. Bir yanda balonlarla, animasyonlarla süslenmiş bir bahçe, Dj’in yaşlılarımızı eğlendirmek için çaldığı Türkçe ve İbranice parçalar, zaman zaman yerinde duramayıp personelle dans eden pansiyonerlerimiz, hora dansı derken artık ana kapıdan içeri girme vakti geliyor. Girişteki masanın üstünde iki kupa dikkatimi çekiyor. Or Yom bu yıl özel ve kamu evleri arasında düzenlenen bowling turnuvasının şampiyonu ve bilgi yarışmasının ise ikincilik ödülünü almayı başarmış. Hemen yanda ise birbirinden güzel el işleri ve pansiyonerlerimizin yaptığı resimler dikkatimi çekiyor. Özellikle resimler içerisinde özel eğitim sınıfı ve zihinsel engeli bulunan pansiyonerlerimizin de yapmış olduğu resimler mevcut. Ortak sloganı burada öğreniyorum “Yaş Yetmiş, İş Bitmemiş!”
Or Yom normal yaşlılar ve engelli bireylerin bir arada hayata adapte olabilmesi açısından örnek gösteriliyor. Birebir özel eğitim öğretmenleri sayesinde engelli pansiyonerler tuvalet, yeme, öz bakım alışkanlıklarını tamamladıktan sonra kendi bulundukları ortama göre sorumluluk almayı ve normal yaşama adapte olmayı öğreniyorlar. Her hafta düzenli programlar tertipleniyor.
Or Yom Müdürü Derya Hanım ile Moiz Başkan eşliğinde keyifli bir sohbet gerçekleştiriyoruz. “Halen yapabileceklerimiz var!” derken Derya Hanım hedeflerinin sürekli gelişmekte olduğundan bahsediyor. Yemek salonunun bir köşesinde asılı duran ‘Hayat ağacı ve resimleri’ göstererek bu mekânda bir aile ortamı yakaladıklarını anlatıyor. “Pansiyonerlerimiz dün akşam daha yeni konserden gelmişler, bugün ve yarın partimiz devam edecek. Hemen ardından geziler, konserler… Ben bile bu yaşta bu kadar sosyalleşemiyorum” diyerek, kendilerini özverili çalışmaları için tebrik ediyorum.
Bu esnada dışarıdan ‘Evenu Shalom Alechem’ melodileri geliyor. Bu anı unutulmaz kılmak için sosyal medyadan canlı yayına geçiyoruz. Bir, on, yüz derken yaklaşık bin kişi yaşlılarımızın o anki mutluluğuna ortak oluyor. Sahnede durmadan ter döken Buket ve Ayşegül’ü bir an yakalamışken sormadan edemiyorum. “Peki, siz mutlu musunuz? Neler hissediyorsunuz yaşlılarımız ile ilgilenirken?” Söze Buket başlıyor: “Sevgi insana güç veriyor, mutlulukla hazırladık ve onların mutluluğu bizi de mutlu ediyor” diyor. Ayşegül ise “Yaptığımız işi seviyoruz ve keyif alıyoruz. Birbirimize desteği arttırmak ve sabır noktasında profesyonelliği ön plana çıkarmak için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” diyerek ekliyor. Derya Hanım’la sohbetimiz devam ediyor: “Amacımız yaşlılarımızın yaşlı olduklarını değil, kendi evinin rahatlığında olduklarını hissetmeleri” diye özetliyor. “Biz burada onları da bu enerjinin içine çekerek, eğlenmenin yaşı olmadığını, halen birçok şeyi başarabileceklerini göstermek istiyoruz. Personel, gönüllü ve pansiyonerlerimiz elele yaza veda partisi düzenlememiz de bir anlamda bu ilişkileri daha da ilerletmeyi amaçlıyor” diye ekliyor. Or Yom’un gönüllü kahramanlarından Toni Biçaçi’ye dönüp “Peki bugün sizi şaşırtan, enerjisi ile çok mutlu eden bir pansiyonerimiz oldu mu?” diye soruyorum. “Yeşua Pardo ve Fortüne Barokas. Yeşua kendini daha içe kapanık hisseder, pek fazla katılmak istemezdi. Her ikisi de bu düzenlediğimiz etkinliklerle kendilerini keşfettiler” diye anlatıyor. “Peki, öğlen yemeğinde de festival tadında bir yemek var mı?” diyorum. Toni Biçaçi heyecanla devam ediyor: “Olmaz mı? Bugüne özel, kaşer sucuklu kuru fasulye, turşu ve yanında kola içecekler. Yarın da bildiğin gibi mangal partisi ile devam ediyoruz” diyor. Masaları dolaştıkça mutlulukları yaşlılarımızın yüzlerinden okunuyor. Öğleden sonra animasyonlar sihirbaz gösterisi, Hint kınası, patlamış mısır sunumu ve zumba dersi ile devam edecek. İşe dönmem gerektiği için Or Yom Ailesini heyecanları ile baş başa bırakıp ayrılıyorum. Öğleden sonra Or Yom yönetim kurulu üyelerinin sosyal medyada paylaştığı foto ve videolarla “Keşke kalabilseydim” diyorum.
Çarşamba günü bu kez festival kahve sonrası golf, tavla, bowling ve dart turnuvası ile devam ediyor. Karaköy’den Or Yom’a doğru yürürken mis gibi kaşer mangalın kokusu midemi guruldatıyor. Pansiyonerlerimizin bir bölümü yemekhanede, kimisi de heyecanla ziyafet sırasının kendilerine gelmesini bekliyor. Moiz ve Toni Başkanlar eşliğinde Or Yom’da kısa bir tur atıyoruz. Geriatri katı, yeni asansör, Torel binası derken mangal çoktan hazır ve dağıtım başlıyor. Başkan ve ekip tek tek masaları gezip, yaşlılarımızın hal hatırlarını soruyorlar. Rengârenk bugüne özel tabak, çatal ve masa örtüleri kullan-at market tarafından bağışlanmış. Kısa bir süre sonra Türk Yahudi Cemaati Başkanı İshak İbrahimzadeh de içeri giriyor ve yaşlılarımızla tek tek ilgileniyor. Bu esnada Moiz Başkan güvenliğin en üst seviyeye alınması için gerekli talimatları veriyor. Bu ne yazık ki bizler için çok olağan bir durum. En mutlu anlarımızda bile, yaşımız kaç olursa olsun bu korku ile yaşamak bizim bu topraklardaki gerçekliğimiz değil mi? Neyse moralleri bozmak hele ki yaşlılarımıza belli etmek katiyen olmaz. Eğlence son hız yemek sonrası devam ediyor. Vedat Bahar’ın konseri ve hemen ardından Marko Palaçi’nin seslendirdiği parça ile duygular en üst seviyeye çıkıyor. Bu esnalarda ne yazık ki ofise çoktan dönüp, günün kalan karelerini sosyal medyadan takip ediyorum.
Siz hiç, bir günlüğüne bile olsa Or Yom Gönüllüsü olup, iştahı olmayan bir pansiyonerimize yemek yedirmeyi denediniz veya onu alıp gezmeye götürdünüz mü? Peki, Or Yom’a getireceğiniz ufak hediyelerle onları mutlu etmeye ne dersiniz? Vaktiniz mi yok? O zaman en azından bağışlarınız ile bu mutluluğa katkıda bulunmayı düşünür müsünüz? İçiniz rahat olsun, profesyonelinden gönüllülerine idari kadrodan yönetim kuruluna altın kalpli insanlar tanıdım Or Yom’da… Peki ya pansiyonerlerimiz? Her birinin tıpkı annemiz babamız gibi bizler için ne kadar değerli olduğunu söylememe gerek var mı? Birçoğu ile geç kalınmadan sözlü tarih çalışması yapmakta yarar var. Hadi o zaman ertelemeyin. İster bir Şabat tefilasında, ister bir Pazar sabahı siz de Or Yom’u ziyaret edin. Unutmayın mutluluk paylaşarak çoğalır! Teşekkürler Moiz Başkan, Toni Başkan, profesyonellerimiz, yönetim kurulu, tüm cesur yürekli kahramanlar! İyi ki varsınız!
Unutmayın mutluluk paylaşarak çoğalır!
“Yaşlılarımız
doğru ellere emanet”
********************