Naftali Bennett İsrailli hiçbir yetkilinin UNESCO temsilcileriyle bir araya gelmeyeceğini ve uluslararası konferanslar dahil bu organizasyonun dahil olduğu hiçbir profesyonel işbirliğinde yer almayacağını belirtti.
Naftali Bennett’ın cuma günkü bu açıklamasının ardından, bir önceki gün Paris’te Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) yönetim kurulu tarafından gerçekleştirilen oylamayla ilgili, gerek İsrail gerekse uluslararası bazı Yahudi grup ve cemaatlerden güçlü kınama mesajları gelmeye başladı.
Altı oya karşı 24 oyluk ezici bir üstünlükle kabul edilen ilk aşamasındaki çözüm önerisinde, aralarında El Haram El Şerif olarak adlandırılan Tapınak Tepesi’nin de bulunduğu ve Yahudilikte kutsal kabul edilen pek çok alanın Yahudilikle bağı olan İbranice veya İngilizce isimlerini hiç belirtmeksizin sadece İslami isimleriyle anılmaları kararı bulunuyor.
Bennett, ABD’li bir yetkilinin de ‘tek taraflı ve yardımcı olmayan’ bir karar olarak nitelendirdiği ve pek çok ülkeden kınama mesajlarının adeta yağdığı ortamda bir açıklama yaparak, İsrailli hiçbir yetkilinin UNESCO temsilcileriyle bir araya gelmeyeceğini ve uluslararası konferanslar dahil bu organizasyonun dahil olduğu hiçbir profesyonel işbirliğinde yer almayacağını belirtti.
ABD’de önümüzdeki günlerde gerçekleşecek başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin adayı olan Donald Trump da, UNESCO’nun bu hareketini “İsrail’in üç bin yıllık başkentini görmezden gelmeye yönelik tek taraflı bir girişim” ve “İsrail karşıtlığı eğiliminin geldiği dev boyutu göz önüne seren bir başka delil” olarak nitelendirdi.
Demokratların Başkan Adayı Hillary Clinton’ın dışişleri danışmanı Laura Rosenberer da bir kınama mesajı yayınlayarak, “UNESCO’nun Tapınak Tepesi ve Yahudilik arasındaki tarihi bağı inkâr etmesi rezilliktir” dedi.
Diğer yandan UNESCO Genel Sekreteri İrina Bokova da cuma günü kararı eleştirdiği şeklinde algılanan bir açıklama yaparak, “Herhangi kutsal bir alanın, Yahudi, Hristiyan veya Müslüman geleneklerine olan tarihi bağını inkar, örtbas etmek veya silmek, bu alanları bizler için son derece değerli olan UNESCO Dünya Hazineleri listesine yerleştirmekteki amacımıza hizmet etmemektedir. UNESCO diyalog ve barışa adanmış bir teşkilat olup, bu tip ayrımcılıklar bizlerin misyonumuzu gerçekleştirmemize engel oluşturmaktadırlar” dedi. Bennett da verdiği demecinde, UNESCO üyesi ülkelere de çağrıda bulunarak, “Bu kararınız tarihi inkâr etmekte ve terörü cesaretlendirmektedir. Kudüs’te tam da iki Yahudi’nin öldürüldüğü hafta Cihad destekçilerini ödüllendirenler, Allah korusun, daha fazla kurban verilmesini teşvik etmektedirler” dedi.
ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Litvanya ve Estonya’nın olumsuz oy kullandığı ve 26 ülkenin de katılmayarak oy vermediği toplantı, İsrail’in UNESCO elçisi tarafından, Kudüs’le ilgili bu tip tasarılara genelde batılı ülkelerin daha çok destek verdikleri daha evvelki Birleşmiş Milletler oylamalarına göre, daha olumlu gelişen bir durum olarak değerlendirildi. Rusya ve Çin’in tasarıyı destekleyen ülkeler arasında olduğu belirtildi.
Geçtiğimiz nisan ayında yine UNESCO’nun yaptığı, Tapınak Tepesi’nin Yahudilikle bağını yine inkâr eden ve 33 evet, 6 hayır, 17 de katılım göstermeyen ülke sonucuyla gündeme gelen oylamada tasarıya destek veren Fransa ve İsveç bu kez, Perşembe günkü oylamaya katılmaktan çekindiler.
‘İşgal edilmiş Filistin’ konusuyla ilişkili olarak sınıflandırılan ve perşembe günkü toplantıda oylaması olumlu sonuçlanan söz konusu UNESCO çözüm önerisi, Cezayir, Mısır, Lübnan, Fas, Umman, Katar ve Sudan tarafından gündeme getirilmişti. Öneride, Kudüs’te bulunan Eski Şehir’in ve duvarlarının tek Tanrılı üç büyük din için önemi teyit edilirken, Yahudiliğe biri Hebron’daki kutsal bölgelerin tarifinde, diğeri de “El Burak Plaza’nın Mugrabi Yokuş’unda zorla oluşturulan Yahudi dua alanı” şeklinde Ağlama Duvarı olmak üzere iki kez atıfta bulunuluyor. Tasarıda sözde El Burak Plaza olarak adlandırılan ve bilinen adıyla Batı Duvarı Plaza bölgesi, tüm Yahudi dünyasının muhtemelen en kutsal yeri olarak gösteriliyor. Simon Wiesenthal Merkezi, bu yeni ve Arapça ismin, Hamas’ın edebiyatından yapılmış bir alıntı olduğunu bildiriyor.