Teknoloji dünyasındaki ultra-Ortodokslar

Talmud-Tora çalışmak sizi daha iyi bir bilgisayar analisti yapar mı?

Kültür
2 Kasım 2016 Çarşamba

İsrail’in ultra-Ortodoks Haredi Yahudileri Tevrat çalışmak için kendilerini tecrit ettikleri bir yaşam sürerken,  birçokları ilginç bir şekilde start-up teknoloji sektöründe başarılı oyuncular olarak karşımıza çıkmaya başladı.

Haredi erkekleri zamanlarının çoğunu Tevrat ve Talmud  çalışarak geçirirken, eşleri de zorunlu olarak evi geçindirmek üzere çalışıyor. İsrail’de Haredilerin yarısı bu şekilde yaşıyor.

Hayat pahalılığı artış gösterirken, bir yandan da çocuk bakım yardımı kesildiği için özellikle buna güvenerek 8-10 çocuk yapan Harediler geçim sıkıntısı yaşıyor. Sonuç olarak her geçen gün daha çok Haredi erkeği iş arıyor ve yönlerini İsrail’in yüksek teknoloji sektörüne çeviriyor.

Start-up vatanı olarak bilinen İsrail, Silikon Vadisinden sonra ikinci sırada geliyor ve sürekli kodlayıcı ve geliştiricilere talep doğuyor.

İsrail Haredi okullarında matematik ve fen okutulmadığı gibi İngilizce bile öğretilmezken bu insanların teknoloji sektörü için pek de arz oluşturmadıkları düşünülebilir. Fakat durum öyle değil çünkü iş kolaylıkla öğrenilebilecek beceriler içeriyor, yıllar boyu süren bir öğrenim gerektirmiyor ve geliri de iyi.

 

Ortodokslar ne kadar kaynaşabilir?

Start-up’larda girişim sermayesi fonu bulmak için yapılan ya da işin doğasının gerektirdiği toplantı ortamları Haredilerin içe kapanık, dindar hayatlarından çok farklı olduğu için bütünleşme zorlu bir mücadele gerektiriyor.

Moshe Friedman, Kamatech adlı ultra-Ortodoks start-up’lar ile laik yatırımcıları bir araya getiren bir organizasyonun kurucusu ve aynı zamanda bir haham. Haredi cemaatinin bir üyesi olan Friedman kendisi de start-up işine başladığında çok dışlanmış hissettiğini şu sözleriyle dile getiriyor: “Laik kesimden birçok insanla bir araya geldim ve bana ortaçağdan kalmaymışım gibi bakıyorlardı. Yüksek teknoloji alanında anlamlı bir iş başarma şansımın olmadığına inanıyorlardı.”

Herhangi bir  Friedman değil

Friedman kendi ailesinin tarihinden hareketle Haredilerle İsrail’in geri kalan halkı arasında entegrasyonun geliştirilmesine baş koydu.

Friedman’ın büyük dedesi Kudüs’ün Başhahamı ve aynı zamanda Haredi okullarından İngilizce, matematik ve feni de yasaklayan isim. İnancına göre din ve gelenek dış etkilerden korunmalıydı. Bu yüz yıl önceydi ve dediğini de yaptı. Bugün İsrail’de 1 milyon ultra-Ortodoks yaşıyor - nüfusun yüzde 12’si kadar- ve bu insanlar İngilizce konuşmuyor ve bilimden bihaberler. Friedman’ın durumdan duyduğu rahatsızlığı şu sözlerle dile getiriyor: “Büyük dedemin yaptığını düzeltmem gerekiyor, bu benim görevim.”

Çalışanlar  ne diyor?

“Talmud çalışmak belirli bir soruna değişik bakış açılarıyla yaklaşıp, değişik çözümler bularak tüm zihnimizle çalışmayı gerektirir. Düşünme şekli açısından programlamaya çok benziyor.”  Moşe Slaven, 26 yaşında

Sektöre adım atan Haredilerin laik bir ortamda çalışırken bir yandan dini hayatlarını canlı tutabileceklerine güvenleri tam. Chedva Kleinhandler, Lean On adlı start-up şirketinin yöneticisi, aynı zamanda kariyer yapmak isteyen dindar insanlara yol gösteriyor. Herzliya’da Microsoft binasında bir ofiste çalışan ve ultra-Ortodoks bir hayat süren Kleinhandler, sürekli dindar olmayan meslektaşlarıyla birlikte zaman geçiriyor. Haredi bir kimlikle din dünyasından apayrı bir iş hayatında varlık göstermenin mümkün olduğunu sözlerine ekleyen Kleinhander hafta arası sürekli internet ile haşır neşir olduğunu, laptop, iPhone ve iPad’siz ya da Whatsapp ve Messenger olmadan yaşamadığını belirtiyor. Fakat cuma Şabat olduktan sonra tamamen bağlantısını kestiğini ve her tür elektronik cihazı kapattığını söylüyor, yani ‘dijital detoks’ yaptığını. Kleinhandler içinde çalıştığı laik çalışma dünyasını anlamada zorluk çektiğini kabul ediyor ve şöyle diyor: “Azınlık olarak her zaman çoğunluğun dilini konuşmalısınız, davranış kurallarını ve hatta terbiye kurallarını da bilmelisiniz. Bunları özümseyip, çıkıntı gibi görünmemelisiniz.” Kleinhandler laik kesimden insanların Haredileri kucaklamak için biraz efor sarf etmeleri gerektiğini düşünüyor.

Muhalif sesler

Haredi toplumunda birçok kişi laikliği ultra - Ortodoks Yahudiliğinin varlığına birebir tehdit olarak görüyor, özellikle de yüksek teknolojiyi ve interneti. Tel Aviv’in ultra-Ortodoks bir kasabasından olan Haham Mordecai, “İnternet katastroftur” diyor ve “İnternet yüzünden aileler parçalanıyor, liberal, apaçık ve müthiş bir tehlike” diye ekliyor.

Suka altında start-up

KamaTech, 19 Ekim’de tamamen Haredi toplumundan start-up’çılara ve girşimcilere yönelik sermaye toplamak için yatırımcıları sezona uygun olarak bir sukanın altında bir araya getirdi.

12 Melek adı verilen bu yeni fonda tam olarak 5 milyon dolar toplanabildi. Yatırımcılar arasında Pitango Venture Capital kurucusu Chemi Peres, Facebook İsrail’in Genel Müdürü Adi Soffer Teeni ve USB flash’ları icat eden firmanın sahibi Dov Moran bulunuyordu. Suka’nın altında göze çarpan bir başka isim ise gençlerinin yüksek öğrenim almasını sağlayan öncül olan Adina Bar Shalom’du.

KamaTech yardımsever bağışlarıyla ayakta kalan ve kâr gütmeyen bir kuruluş olmasına rağmen 12 Melek tamamen kar amaçlı. Proje ile önümüzdeki üç yıl, 30 kadar Haredi start-up’ın e-ticaret, eğitim teknolojisi, yapay zeka, siber güvenlik ve finans teknolojisi konularına odaklanması sağlanacak.

Bugüne kadar Kamatech, Haredi toplumundan 6 bin bireye yüksek teknoloji sektörünün gerektirdiği beceri ve nitelikleri kazanmaları için, iş bulmaları ve iş geliştirmeleri için yardım etti. KamaTech ayrıca ücretsiz bir şekilde Haredi toplumunu yatırımcılarla buluşturuyor, işin inceliklerini öğretirken, hukuki ve finansal tavsiyelerde de bulunuyor.

Kuruluşun başarı hikayesi olarak Bontact firması göze çarpıyor. İş yerlerinin direk olarak müşteri ve internet kullanıcılarıyla iletişimi için yaratılmış bu platform Haredi bir kadın olan Sari Roth tarafından kurulmuş. Bontact şu anda dünya çapında 20 binden fazla işyerine hizmet veriyor ve 2 milyon dolarlık bir girişim sermayesi toplamış.