19 yüzyıldan bugüne, Yahudi bilim adamları, Yahudi müzisyenler, Yahudi sanatçılar büyük buluşlara, eserlere başarılara imza attılar. Ancak gelecekte bu trendin devamı şüpheli görünüyor.
Yahudi tarihi konusunda uzman ve yazar Shmuel Rosner ‘in görüşüne göre, İsrail’in kurulması ve diyasporanın bir şekilde zorunluluk olmaktan çıkması Yahudilerin bilimde ve sanatta geniş topluma göre öne çıkmaları trendini olumsuz etkiyebilir.
Rosner her zaman diyasporada yaşamış olan Yahudi toplumunun başarmak için çok daha büyük bir itici güce sahip olduğunu, dolayısı ile bir adım önde olmak için daha çok çalıştığını savunuyor.
2000 sene vatansız yaşamış Yahudi milletinin içinde bulunduğu geniş toplumdan her zaman dostça muamele görmediği tarihi bir gerçek.
Yedioth Aharonot gazetesine bir köşe yazısı kaleme alan Rosner, özetle, eğer Yahudi toplumunun başarısı çağlar boyunca süren antisemitizme bir reaksiyon ise bunun ortadan kalkması ile Yahudilerin de diğer uluslardan gelecekte farklı olmayacağını ifade ediyor.
Ancak Rosner’in iddiası şu soruyu da akla getiriyor, çağlar boyunca ezilmiş, defalarca yok edilmek istenmiş, tarihleri ve kökenleri defalarca inkar edilmiş bir kabile nasıl olurda şimdiye kadar yok olmamış, özünü koruyabilmiş?
Normal şartlarda defalarca tarih sahnesinden silinmesi gereken bir toplum nasıl olur da tam tersine, Karl Max, Mahler, Einstein ve Chagall gibi tarihe damgasını vurmuş adamları yetiştirir.
Burada Yahudi milletinin kitaplara okumaya olan merakının ötesinde dünyevi olmayan bir parmağın rolü olabilir mi?