Bir basketbol dehası David Blatt

Haziran ayında Darüşşafaka Doğuş takımı ile iki yıllık sözleşmeye imza atan İsrailli Koç David Blatt, Türkiye basketbol ligi için “Avrupa’nın en iyisi” dedi.

Spor
16 Kasım 2016 Çarşamba

 İgal Mevorah ve  Roza Saba Morhayim 

 

Roza Saba Morhayim ve İgal Mevorah, 10 Kasım tarihinde oynanan THY Avrupa Ligi karşılaşması Darüşşafaka Doğuş-Brose Bamberg basket maçını canlı izledi. Maçın ardından da Darüşafakka Doğuş koçu, İsrailli David Blatt ile bir söyleşi gerçekleştirdiler… Blatt, Türkiye ve Türk basketbolu hakkındaki izlenimlerini paylaştı.

Maç saatinden 25 dakika öncesinde oradaydık. Etrafta fazla kalabalık yok gibiydi ancak içeri girdiğimizde, bizi coşkulu bir kalabalık bekliyordu. Salon çok dolu sayılmazdı ancak orada oturan her bir seyircinin bir basketbol sever olduğu su götürmez bir gerçekti. Doğrusunu söylemek gerekirse Wolkswagen Arena, çok şık, modern ve kompakt bir salon. Kompakt olmasının avantajı ise, seyircilerin takımları doğrudan etkileyebilmesi. Zira tribünler sahaya oldukça yakın. Oturacağımız yerleri ararken anladık ki Daçka (Darüşşafaka) Basın Sorumlusu Alp Ulagay bize güzel bir jest yapmış, maçı harika bir noktadan gören bir yerden takip etme fırsatı vermişti.

KIRAN KIRANA MÜCADELE

Hakemin hava atışından itibaren iki takım için de kolay bir maç geçmeyeceğini anlamıştık. Birinci periyotta Daçka sayıları daha çok pota altından bulmaya çalıştı ve başarılı da oldular. Zira ilk periyot Brose Bamberg, üçlük atışları üzerinden oynadı fakat atış yüzdeleri çok düşük kalınca istediği sayıya ulaşamadı. İkinci periyotta ise, pota altındaki savunmasını güçlendiren Bamberg, Daçka’ya içerden oynama fırsatı vermeyerek ilk yarıyı 40 - 40 beraberlikle kapatmasını bildi.

Fakat üçüncü periyotta bambaşka bir Daçka sahadaydı. David Blatt’ın talimatıyla, rakip yarı sahasında baskı yaparak savunmayı öne taşıyan Daçka, rakip alanda kaptığı toplarla farkı açtı. İlerleyen dakikalarda 3 sayı atışlarından yararlanamayan Daçka, bir ara 11 farka kadar açtığı sayıyı eritti. Ancak son 2 dakikada boyalı alandan 2 sayılık atışları sokmayı başarınca Yeşil-Siyahlılar, savunmasında da düzeni bozmayarak maçı iki sayı önde bitirip, Euroleague’de evindeki ilk galibiyetini de almış oldu. Bu arada Daçka adına, Moerman 3 sayılık atışlarıyla galibiyetin mimarı oldu.

Maçı zor da olsa Daçka almıştı, bizi de haliyle kocaman bir rahatlama aldı. Keza bütün maç kendi aramızda, “Ya yenilirlerse, ya koç David Blatt bizi terslerse” diye düşünüp durduk. Kolay değildi dünyaca ünlü bir koçla tanışmayı beklemek ne de olsa. Basın toplantılarının ardından sıra bize gelmişti. Eklemeden edemeyeceğim, David Blatt harika bir kişiliği olan mükemmel bir koç daha da önemlisi harika bir insan…

DAVİD  BLATT  KİMDİR?

1959 yılında Boston ABD’de doğdu. Gençliğinde İsrail’e göç ettikten sonra burada bir süre 1. Lig’de basket oynadı. Geçirdiği sakatlıktan sonra antrenörlük kariyerine start verdi ve dünyanın en başarılı koçlarından biri olarak kabul gördü. Maccabi Tel Aviv ile Euroleauge’ı kazandıktan sonra, Cleveland Cavaliers’te iki yıl çalıştı. Burada NBA finali görmeyi başardı. 8 Haziran 2016’da Darüşşafaka Doğuş ile iki yıllık sözleşme imzaladı.

 

Blatt: “TÜRKİYE LİGİ şu  anda Avrupa’nın en iyi ligi”

Darüşşafaka Doğuş- Brose Bamberg mücadelesini, özellikle karşılaşmanın son periyodunu nefeslerimizi tutarak izledik desek yalan olmaz. Tabi ki bir spor izleyicisi olarak galibiyet istiyorduk ancak daha önemli bir konu vardı; takımın başantrenörü David Blatt’ın maç sonrası röportajımız sırasında keyifsiz olmasını hiç istemiyorduk.

Darüşşafaka Doğuş maçı iki sayı farkla kazandığında galibiyet sevinciyle soyunma odasına doğru yol aldık ve David Blatt ile tanışmak için heyecanla beklemeye başladık.

David Blatt’ın galibiyetin de etkisiyle keyfi oldukça yerindeydi, daha sonrasında anladık ki kendisi zaten genel olarak çok keyifli ve cool biri…

Basın toplantısında sağduyulu bir şekilde Ata’mızın ölüm yıldönümü,10 Kasım’ın anlam ve önemini belirten bir konuşma ile giriş yaptı Blatt. Ardından maça gelen tüm seyircilere özel olarak teşekkür etti.

Basın toplantısının bitmesinin ardından bizleri mutlu bir ifadeyle karşıladı. Neredeyse bizleri gördüğüne sevindi bile diyebiliriz. Sonrasında kendisiyle keyifli küçük sohbetimizi gerçekleştirdik. Sohbet sırasında David Blatt'ın karizmatik ve beyefendi tavırları karşısında çok etkilendik doğrusu.

David Blatt gibi her anlamda başarılı ama bir o kadar da mütevazı bir spor adamını ülkemizde ağırlamak bizim için büyük bir şans. Zaferlerle dolu basketbol kariyerinin getirdiği engin tecrübesi Türk basketboluna büyük katkı sağlayacaktır hiç şüphesiz…

 Sizi Darüşşafaka Doğuş’taki başantrenörlük görevinize getiren şey nedir? Cleveland sonrasında burada olmakla ilgili nasıl hissediyorsunuz?

İbrahim Kutluay ve Mithat Demirel ile çok özel bir bağım var. Geçtiğimiz sezonun ardından başka seçenekler de söz konusuydu tabi ancak onlarla kendimi daha rahat hissettim. Sonrasında beni bütün bu projenin arkasındaki isim Ferit Şahenk ile tanıştırdılar. Ferit Şahenk ve ekibinden hem insan olarak, hem de kulüp ve takımın ileri gitmesi için sahip oldukları vizyondan çok etkilendim. Bilirsiniz ya, içimde güzel bir his vardı… Çok uzun bir kariyere sahibim, dünyanın en iyi takımlarının bazılarında koçluk yaptım. Kariyerimin öyle bir noktasındayım ki; liderlik yapma ve gelişime yardım etme fırsatına sahip olmak istiyorum ama aynı zamanda çalıştığım insanlarla ve içinde bulunduğum durumla ilgili kendimi iyi hissetmek istiyorum. Burada Daçka’da bunun mümkün olacağını düşündüm ve hissettim. Bu kararımda kesinlikle haklı olduğumu mutlulukla söyleyebilirim. Burada çok mutlu ve huzurluyum. İstanbul’u daha önceden de biliyorum zaten. Her gün işe gitmek için mutlu uyanıyorum ve bunu söyleyebilmek çok büyük bir şey. Bu işi kabul etmemin ikinci sebebi ise İsrail’e çok yakın olması. Bu benim için gerçekten çok önemli. Şu ana kadar bile birkaç kez gittim ve çocuklarım beni ziyarete geldiler. Sadece iki saatlik bir mesafe olması benim için büyük bir artı.

 İstanbul’daki zamanınızı nasıl geçiriyorsunuz?

Ailem burada benimle değil ancak beni ziyarete geliyorlar. Koçunuzun pek vakti yok maalesef İstanbul çok eşsiz bir şehir; eski ve yeninin, Avrupa ve Asya’nın, liberal ve muhafazakârın muhteşem bir karışımı. Farklı mekânlarda, restoranlarda, alışveriş merkezlerinde, sokaklarda veya mahallelerde zaman geçirmeyi ve farklılıklara rağmen bir şekilde uyum içinde olduklarını hissetmeyi - ki bu ülkeyi olduğu gibi yapan şey de bu - büyüleyici buluyorum.

 Buradaki Yahudi yaşantınızdan biraz bahsedebilir misiniz?

Size Yom Kipur örneğini verebilirim; o gün antrenmana gelmedim ve tabi ki takımıma benim için kutsal bir gün olduğunu ve çalışamayacağımı anlattım. Gün boyunca tek başıma evde durdum, oruç tuttum ve yapılması gerektiği gibi düşünüp taşındım… Dediğim gibi, buradaki toplumun bir parçası bu; hem kendin olabiliyorsun hem de başkalarına saygı duyabiliyorsun ve bu iyi bir şey. Tabi ki benim belirli bir Yahudi yaşantım var, çünkü İsrailli bir ailem var. Yani her gün İbranice konuşuyorum, ailemle ve arkadaşlarımla iletişim kuruyorum. Bu Yahudi yaşantısı günlük hayatta benim varoluşumun bir parçasını oluşturuyor. Bugüne kadar buradaki Yahudi toplumunun içinde tam olarak yer alamadım ancak içlerinde tanıdığım birçok insan var ve bu benim için anlamlı bir şey. Ancak tanıdığım diğer insanlarla da aynı derecede iletişimim var ve bu benim için gerçekten önemli.

 Son olarak, Türkiye Basketbol Ligi ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Avrupa’nın en kompetitif liglerinden biri olduğuna katılıyor musunuz?

Daha önce de birçok kez söyledim; baştan aşağı Türkiye Basketbol Ligi şu anda Avrupa’nın en iyi ligi. Bunu bugüne kadarki en özel Euroleague ile birleştirin;16 kaliteli Avrupa takımı,16 kaliteli Türk takımı… Oyuncular, koçlar ve takımlar sahaya her ayak bastığında yüksek düzey basketbol tecrübe etmek isteyen taraftarlar için muazzam bir fırsat ede ediyorsunuz. Bu hepimiz için çok benzersiz bir Avrupa basketbolu durumu ve ben şahsi olarak bunun bir parçası olduğum için çok mutluyum.