Devşirilmiş ama bir araya getirilmiş imgelerden oluşan bir sergi düşünün… Toplumsal cinsiyete, tarihe büyük ilgi duyan matematikçi, yazar, araştırmacı ve hattat Cemil İrvin Schick’in eserleri, 44A Galeri’de bu sergiyi izleme fırsatı sunuyor.
ESEN SABA
Cemil İrvin Schick’in ‘Çalıntı İmgeler - Oryantalizm Parodileri’ başlıklı sergisi, 27 Kasım tarihine kadar Teşvikiye 44A Sanat Galerisi’ne konuk oluyor. Sergi ilk başta iki soruyu akla getiriyor. Oryantalizm nedir? Parodi nedir? Oryantalizm (şarkiyatçılık, şarkiyat) Yakın ve Uzak Doğu toplum ve kültürleri, dilleri ve halklarının incelendiği batı kökenli ve merkezli araştırma alanlarının tümüne verilen ortak ad. Parodi ise Yunanca’dan Latince yoluyla batı dillerine geçmiş bir kelime, bir edebi eserin gülünç bir şekilde taklit edilmesi demek. Cemil İrvin ise, “Ama parodi illa ki, edebi bir eserin taklidi olmak zorunda değildir aslında. Görsel eserlerin de parodisi olabilir. Maksat, üslubunu taklit ederek bir eseri gülünç hale getirmek, yeri geldiğinde yermek. Bu sergideki resimlerde oryantalist (şarkiyatçı) tabloların üslubundan hareket ediliyor, ama ortaya çıkan oryantalist resimler değil, oryantalizm parodileri” diyor.
1938’de Çekoslavakya’dan Türkiye’ye göç eden Yahudi bir ailede dünyaya gelen İrvin, uzun süre ABD’de eğitim görmüş ve Osmanlıya karşı olan ilgisi burada başlamış. Amacı Oryantalist tablolara resmedilmiş ve sembolü olmuş olan kadının içine sokulduğu cinsellik kalıplarını gün yüzüne çıkartmak. Bu duyguyu arka plandaki renkler ya da kadının üzerinde yer alan bir renkli kumaş parçasıyla bize veren sanatçı, gerçekten etkileyici bir noktaya değiniyor. Kadın konusuna yüzyıllardır alışılagelenden farklı bir açıdan bakan Cemil İrvin, yazılarında da bu konulara geniş yer veriyor.
Doğulu kadını aynı anda hem büyüleyici hem itici bir seyir nesnesi olarak gören tavırları baş aşağı eden bu sergide kadınlar, bu sefer cinselliğinden utanımıyorlar, saklamıyolar. Direkt olarak gözlerinizin içine bakıyorlar sanki. Onları izleyen ve birer obje gibi gören Doğulu erkeklerin arkasında küçülürken, sergideki kadınlar tüm benlikleriyle ön planda yüceliyorlar adeta.
Oryantalist birçok imge bekliyor bu sergide ziyaretçileri. Kahvehaneler, kediler, hamamlar, gözalıcı Doğu motifleri, camiler, fesler, kuleler, paşalar… Ve daha birçoğu! Ve kadın en önemlisi… Yatakta, dışarıya bakarken, arkası dönük, gözünüzün içine bakarken, dışarda… Her yerde her haliyle ve tüm çıplaklığıyla. Saklamak zorunda kalan tüm benliği göz önündeyken, karşımızda yer alıyor. Bazen cinsel bölgelerini bir çarşafla kapatmış bazen ise çırılçıplak. İlk girdiğinizde aklınıza gelen “Bu sergi burada nasıl tepki almadı?” oluyor.
Dünyada son yıllarda artan kadına, cinselliğe ilişkin sergiler görüyoruz; ama Doğu’da sır gibi saklanan ve herkesin içinde merak uyandıran kadının oryantalizmle birleştiğini görmek gerçekten de etkiliyor insanı. Bir yandan gülümsetiyor da…
Estetik çekicilikle bezeli olan resimlerde, beklenildiğinin aksine kadınlar oldukça doğal ve edilgen değiller, seyircinin gözlerinin içine bakıyor kimisi. Hep tekrarlandığı gibi Doğu dişil, Batı eril değil zorunlu olarak. Kadın bedeni kısmen cinsellestirilmiş, evet, ama doğallıktan soyutlanmış bir cinsellik değil sergilediği. Kısacası oryantalist resmin yadsınamayacak olan estetik çekiciliğine farklı bir anlam aşılanmaya çalışılıyor bu sergide.
Fotoğraflarını çekmek istiyorsunuz her eserin, hem de her ayrıntısını. Ancak çekemiyorsunuz çünkü galeri linç edilmekten korkuyor. Kadın bu sergide özgürleştirilmeye, olması gerektiği gibi doğallaştırılmaya çalışılırken toplumsal koşullardan dolayı tekrar gizlenmek zorunda kalıyor. Sergide tezatlıklar bir kez daha bir araya geliyor!
Evet, bu sergi senelerdir alışık olduğumuz sergilerden farklı. Evet, cinselliğe çok değinildi ama hiç bu kadar doğal olmamıştı.
Eğer Teşvikiye’ye yolunuz düşerşe 44A Galeri’ye uğrayın, hem bir kahvelerini