Bırakın yaşasınlar, izin verin deneyimlesinler hayal kırıklığını, mutsuzluğu, özlemi, yoksunluğu özellikle de acı ve korkuyu deneyimlesinler! Tanısınlar, tanışsınlar ki nasıl başa çıkabileceklerini öğrenebilsinler... Daha da önemlisi başa çıkabileceklerini öğrensinler. Hiç zorluk çekmemiş, hep korunmuş hep el üstünde tutulmuş bir çocuk nasıl savunur kendini okulda ona vuran arkadaşlarına? Nasıl söyler öğretmenine ihtiyacını destek istediğinde? Bunlar çocuğun okulda, hayatında görebileceğimiz davranışsal sorunlar olarak ortaya çıksa da aslında esas sorun çocuğun iç dünyasında yaşadıkları olur çoğu zaman.
Çocuklarınıza acı çektirin, onlara kötü bir hayat verin demiyorum tabi ki, asıl demek istediğim çocuklarınıza tüm duyguları öğretin ve hayır maalesef bunu anlatarak yapamazsınız. Ev ortamını ve aile ilişkilerini her zaman çocuk için güvenli bir laboratuvara benzetmişimdir. Ebeveynlerinin onu koşulsuz sevdiğinden emin olan çocuk güvenli olan ev ortamında aslında her kötü duyguyu ve deneyimi yaşayabilir çünkü ona gerektiğinde destek olabilecek kişiler yanındadır. İşte bu yüzdendir ki o güçlü ve sağlam ilişkinizi çocuğunuzu sürekli korumak için değil, ona gerçek hayattaki üzüntüleri yaşamasına alan tanıyarak ve ilk zorlanmalarında yanında olarak destek olmalısınız tıpkı ilk adımlarında gerektiğinde elinden tuttuğunuz gibi. Unutmayın ki siz onun için yürüyemezsiniz. Kendi bacakları ve kendi dengesi ile kendi istediği istikamete gidecektir. Ya ona köstek olur ya da destek olmayı seçersiniz. Ben hayatıma giren tüm çocuklara olabildiğinde güç ve destek olmayı seçiyorum.
Destek olun, desteği paylaşın. Destek dolu bir hafta diliyorum.