Daha önceki yazılarımda sizlerle duygularımızın düşüncelerimizden sonra oluştuğunu, düşüncelerimizin ise olaylar karşısında verdiğimiz kararlardan ve yaptığımız çıkarımlardan oluşan inanç sistemiz bir bütünü olduğu hakkında yazmıştım. Bugün bu konuyu ‘değişim, adaptasyon ve uyum sürecine bağlayarak farklı bir açıdan sizlere aktarmak istiyorum.
Zaman içinde kişinin inanç sisteminde oluşan düşünceler kişinin davranışlarını şekillendirir. Bu davranışlar yeteri kadar tekrarlandığı zaman alışkanlıklarımızı ve olmazsa olmazlarımı oluştururlar. Aranızdan bazılarının ‘benim olmazsa olmazım yok ki’ dediğini duyabiliyorum Ancak biraz düşündüğünüzde hepimizin günlük yaşamında bazı ritüelleri olduğunu bulacağına eminim. Veya isterseniz biz bunlara alışkanlıklarımız diyelim.
Tabi ki insanoğlu zamanla değişiklikler karşısında farklı tepkiler oluşturur ve değişim gösterir yani adapte olur. Ancak adaptasyon ve değişim aynı şeyler değildir. Değişebilmek için farkındalık gerekirken, adaptasyon zaten insanoğlunun yeteri kadar yokluk veya tehdit altında hayatta kalabilmesi için doğuştan sahip olduğu bir mekanizmadır. Adapte olmanın ise iki türü vardır. Birincisi; var olana uyum sağlamak yani var olan yeniliğe göre değişmek farklı davranış sergilemek veya sadece uyumlanmak. Peki, siz hayatınızda değişim gösteriyor musunuz? Yoksa sadece alışıyor musunuz yeniliklere?
Bu hafta öncelikle size değişimin formülünü sunacağım:
Değişimin olabilmesi için önce bir rahatsızlık veya değişimi gerektirecek bir ihtiyaç olması gerekir. Bu her zaman olumsuz demek değildir. Olumlu ihtiyaçlardan da değişim gerekebilir. Mesela terfi alıp iş değiştirmek gibi. Kişinin içsel ve kişisel gelişimine gelince ise bunun için üç temel adım gerekir.
1- Farkındalık (durum ve duygu): Şu an nasıl bir durum içindeyim? Hangi duyguları hissediyorum. Bir liste oluşturun.
2- Kabul (durumu ve/veya duyguları): Şu anki değişmem gereken durumu veya nedeni ve duygularımı kabul ediyor muyum? Listeye zorlandığınız düşünce ve inançlarınızı yazınız. Olumlu ve olumsuz sizin durumu kabul etmenizi zorlayan maddeleri ekleyiniz.
3- Hareket (davranış/adım): Hareket etmeseniz sadece düşüncede yani beyninizin içinde ve olduğunuz yersiniz demektir. Düşünerek değil hareket edip bularak yeni adımlar ve farklı yollar deneyebilirsiniz ancak. Bu nedenle hareket her zaman ve her adımda temel gereklilik olacaktır.
Unutmayın ki Düşünen değil, İşleyen Demir Pas Tutmaz!
Siz bolca farklı adım atabileceğiniz cesareti getirmesi dileğimle bol hareketli bir hafta diliyorum... Sevgilerimle