Tarihte değişik yıllarda aynı günlerde meydana gelen acı olaylar anısına, Tevet ayının 10’unda Asara Be’Tevet orucu tutulur.
Bu yıl Asara Be’Tevet orucu 8 Ocak Pazar sabahı gün doğmadan başlıyor, aynı akşam yıldızların çıkmasıyla son buluyor.
Tevet ayının 10’unda tutulan Asara Be’Tevet orucu, bar/bat-mitzva yaşını geçmiş olan herkesin tutması gereken önemli bir oruç günüdür.
MÖ 588 yılı, Asara Be’Tevet- Tevet ayının 10’unda Babil Kralı Nevukadnetsar Yeruşalayim'i kuşatmaya başlar, birkaç yıl sonra da Yeruşalayim'in surlarında gedik açmayı başarır. Bundan birkaç hafta sonra 9 Av'da (Tişa Be'Av) , Tanrı'nın Kutsal Varlığı'nın yeryüzünde ikamet ettiği yer olan Kutsal Tapınak Bet Amikdaş yıkılır. Bu yıkılış, İsrael'in Yehuda Krallığı'nın sonu, Yahudi halkının Babil sürgününün de başlangıcı olur. Asara Be’Tevet orucunun dikkat çekici noktalarından biri; bu günün daha ilerki tarihlerde yaşanacak acı olayların başladığı gün olması, diğeri de bu orucun hangi güne gelirse o gün, hatta Şabat’a bile gelse o gün tutulmasıdır.
Asara Be'tevet orucu, bu yıl 8 Ocak Pazar gün doğmadan başlayıp, aynı günün akşamı yıldızların çıkmasıyla son buluyor.
Hastalar, hamile ve süt veren kadınlar bu orucu tutmaktan muaftır. Fakat onlar da, bu günde et, güzel, keyifli yemekler yememeli, sadece vücutlarının gereksinimini karşılayacak kadar ve basit şekilde yemelidir.
Hasar veya hayat kaybı olmamasına rağmen trajik bir gün
Asara Be'tevet, 10 Tevet, yani kuşatmanın başladığı tarihte, ne büyük bir hasar meydana gelir, ne de bir Yahudi hayatını kaybeder. Yine de bu gün, trajik bir önem taşır. Çünkü kuşatma, aslında Yahudileri uyandırmak, Tanrı Yolu’na dönmeleri için bir mesaj vermek niteliğindeydi ve bu aşamada geriye dönüş, halen mümkündü.
Yahudiler Tora ve mitsvalara bağlı kaldıkları sürece, Tanrı’nın Kutsal Varlığı-‘Şehina’yı barındıran Bet Amikdaş, sonsuza kadar dimdik ayakta duracaktı. Bet Amikdaş kurulduğu zamanlarda, Yahudiler Tora ve mitsvalara gereken değeri verdikleri ve hayatlarını bu doğrultuda sürdürdükleri için inançlarını devam ettirebilmiş, bunun sonucunda barış, bereket ve Tanrı ile direkt bağlantıda olmanın ayrıcalıklı mutluluğunu yaşamışlardı.
300 yıl sonra, Yahudiler Tora’dan ve kendi atalarının yollarından ayrılmaya başladılar.
Talmud, I. Bet Amikdaş’ın yıkılış sebebinin putperestlik, cinsel ahlaksızlık ve cinayet olduğunu belirtir. Bu günahlar; Tanrı’ya karşı, insanın kendisine karşı ve kişinin başka bir insana karşı işlediği suçlardı. Bu üç günahın çoğalma sebebi ise tensel zevklere düşkünlük, arzularının esiri olmak, ‘kendi’ni her şeyin ve herkesin önüne koymaktı. Kişi, sadece ‘kendi’ iyiliğinin, mutluluğunun ve çıkarlarının peşindeydi. Tanrı, onları uyarmak ve O’nun yoluna dönmelerini sağlamak için sürekli peygamberler yolladı. Fakat Yahudiler, yaşam biçimlerini değiştirmeyi reddetti ve Tanrı tarafından gönderilen peygamberleri yalan felaket habercileri diye alaya aldılar.
10 Tevet’teki kuşatma, Yahudilerin gerçekleri ‘görmelerini’ sağlama amaçlı bir uyarıydı. Bu aşamada, geriye dönüş şansı vardı. Yahudiler, kuşatma başladıktan sonra bile teşuva yapabilir, Tanrı yoluna dönüp Tora ve mitsvalar doğrultusunda yaşamak için ilk adımları atabilirdi. Fakat Yahudiler ne peygamberlerin, ne de kuşatmanın uyarı mesajlarını dikkate almayarak yaşam biçimlerini değiştirmediler.
Bu şekilde kuşatma, Kral Şlomo’nun yaptığı I. Bet Amikdaş’ın yıkılışı ile sonuçlandı.
Binlerce yıl önce yaşananlar için bugün hâlâ neden oruç tutuyoruz?
Sene boyunca tutulan oruçlar, geçmiş olayların anısına tutulmaz. Zamanın spiral olduğunu kabul eden Yahudilikte, bu özel günler, bize bugün, şimdi gerekli olan, bizi bugün uyandıracak alarm sinyalleri, onları fark ettiğimiz ve önemsediğimiz takdirde bizi, içimizde var olan potansiyele ulaştıracak kapıların anahtarlarıdır.
Asara Be’Tevet günü başlayan kuşatma, Yahudilerin uyanmaları ve davranışlarını düzeltmeleri için bir uyarı mesajıydı. Fakat o dönemde yaşayanlar, kendilerine dönüp hatalarını bulup, sorumluluğunu üstlenip düzeltme yolunu seçmediler, “nasılsa bir şey olmaz” diyerek davranışlarını değiştirmediler, olaylar ilerledi ve sonunda Bet Amikdaş’ın yıkılışına kadar götürdü.
Günümüze baktığımızda şekli farklı olsa da yine kuşatma altındayız. Yahudi olarak, kültürel mirasımızın gerçek değerini bilmiyoruz, çocuklarımız köklerinden uzak yetişiyor, aileler olarak konunun önemini ve ciddiyetini fark etmiyoruz ve bunun doğal sonucu olarak gelen yüksek asimilasyon oranını görünce hayretler içinde kalıyoruz.
Eğer bugün Yahudi probleminin özü, umursamazlık, ilgisizlik, kültürel mirasın bilinmemesi, değerinin anlaşılmaması ise, bunun çözümü ancak Tora eğitimi sayesinde, Tanrı’nın hayatımızı daha anlamlı kılmak için vermek istediği mesajları düşünerek, bunları anlamaya çalışmakla, çocuklarımıza Tanrı korkusu değil Tanrı sevgisi aşılamakla, çocuklarımızın aklındaki sorulara cevap verecek şekilde kendimizi eğitmekle, Tora ve bilgelerin öğretilerini hemen şimdi bugün hayatımızın, evimizin içine getirmekle, söylediklerimiz değil yaptıklarımızla örnek teşkil etmemizle mümkün olabilir. Çünkü ve ancak bu şekilde insanlar sevginin ve iyiliğin kaynağı olan Tanrı’ya yakınlaşabilir, insanların birbirine olan sevgisi ve Tora sevgisi artabilir, Tanrı’nın her bir yarattığını önemseyebilir, karşısındaki için karşılık beklemeden bir şeyler yapmak isteyebilir, birisine verdiğini sandığı şeyleri aslında kendi kendisine verdiğini ve sen-ben farkı olmadığını artık doğal olarak idrak edebilir. İşte oruç günlerinde bu çerçevede kendimiz için, ailemiz için, halkımız için, dünya için neler yaptığımızı, neler yapabileceğimizi düşünmeye çalışırız.
Bilgeler der ki: “Kendi döneminde Tapınağın kurulamadığı her nesil, aynen onun yıkılmasına sebep olan nesil kadar suçlu sayılır.”
Oruç amaç değil, araçtır
Orucun amacı, sadece ruhu müteessir etmek değildir. Oruç, asıl amaca ulaşmaya yardımcı olan bir araçtır: kişinin, Tanrı hizmetini geliştirmesi, özüne, Tanrı’ya dönmesi için. Rambam’a göre, bütün Yahudilerin tuttuğu bu oruç günlerinin asıl amacı, kalpleri teşuva yoluna-Tanrı yoluna açmaktır. Bu oruç günleri bizim ve atalarımızın bu acı günleri yaşamamıza sebep olabilecek davranışlarımız üzerine yoğunlaşmamızı sağlar. Bu olayları hatırlayarak, davranışlarımızı sorgulamaya, hatalarımızı kabul edip sorumluluğunu almaya, bu davranışlarımızı değiştirmeye niyet ederiz. Oruç günleri, Tora, Tanrı ile bağlantımızı sağlayan dualar ve iyi davranışlar üzerine düşünerek bu alandaki çabalarımızı artırmak için çalışırız. Bu şekilde bu acı günlerin yaşanmasının sebebi ortadan kalkınca, otomatik olarak etkileri de yok olur.
Tanrı’yı hoşnut eden gün
Yeşaya Peygamber, bazılarının oruç tutma şeklinin geçersiz olduğunu, Tanrı’nın sözleriyle duyuruyor: “İstediğim oruç bu mu sanıyorsunuz? İnsanın isteklerini denetlemesi gereken gün böyle mi olmalı? Kamış gibi eğilip çul ve kül üzerine mi oturmalı? Siz buna mı oruç, Tanrı’yı hoşnut eden gün diyorsunuz?” (Yeşaya 58:5)
Burada, orucun, ancak gerektiği gibi tutulduğu takdirde amacına ulaşacağı, ancak o zaman Tanrı’yı hoşnut eden bir gün olacağı anlatılıyor. Tanrı’nın nasıl bir oruç istediği de şöyle belirtiliyor: “Benim istediğim oruç…yiyeceğinizi açla paylaşmak değil mi? Barınaksız yoksulları evinize alır, çıplak gördüğünüzü giydirir, yakınlarınızdan yardımınızı esirgemezseniz, ışığınız tan gibi ağaracak, çabucak şifa bulacaksınız.” (Yeşaya 58: 7-8)
Pişmanlık ve acı simgesi çul ve kül sermenin- dua kavramının- yeterli olmadığı, aynı zamanda ve daha önemlisi ekmeğini aç olanlarla paylaşmanın, evini yoksullara açmanın, çıplağı giydirmenin- tsedaka kavramı ve iyi davranışların önemi vurgulanıyor. Nasıl dua edileceğini, gerektiği şekilde, yerinde ve iyi davranışlarda bulunulabileceğini bilmek için Tora öğrenmek gerekir. Dolayısıyla, bir oruç gününde üç şey vurgulanır: Tora öğrenimi, dua ve iyi davranışlar. Bunlar aynı zamanda dünyanın, üzerinde var olduğu üç temel unsurdur.
1948 yılında, İsrail Hahambaşılığı, Asara Be'tevet’e “Yom ha-Kaddish ha-Klali” anlamını ekledi. II. Dünya Savaşı’nda Nazi Soykırımı’nda hayatını kaybeden, ölüm tarihleri bilinmeyen ve kurtulan yakınları da olmadığından kendileri için Kadiş Duası’nı okuyacak kimsesi olmayan Yahudiler için genel Kadiş söyleme günü olarak ilan edildi.
Asara Be’Tevet -10 Tevet ve yakınlarında gerçekleşen acı olaylar
1- MÖ 10 Tevet 588, Babil Kralı Nevuhadnetsar, Yeruşalayim’i kuşatmaya başlar, bu şekilde Bet Amikdaş’ın yıkılışına götürecek olaylar zinciri başlamış olur.
2- MÖ 313 yılının 9 Tevet günü, bilge Koen Ezra ölür. Aynı zamanda bir Tora yazıcısı (sofer) olan Ezra, II. Bet Amikdaş döneminde Yahudilerin Tanrı Yolu’na dönmelerine yardımcı olur, asimilasyonu engeller, daha çok kişinin Şabat kurallarına uymalarını teşvik eder, Sinay Dağında verilen Sözlü Tora’nın devam ettirilebilmesi için gerekli okulların ve eğitim yollarının açılması için önayak olur, İsrailoğulları ve Tanrı arasındaki anlaşmayı yeniler. Yahudiliğin ve Yahudilerin bugünlere kadar gelebilmesi, büyük ölçüde Ezra sayesindedir.
Buna ek olarak Ezra; özel kişiliği ve yaptıklarıyla, bilgeler tarafından: “Eğer Tora, Moşe yoluyla verilmeseydi, sofer Ezra yoluyla verilebilirdi” denecek kadar yüksek bir seviyede tutulur.
Ayrıca bazı Yahudi bilgelere göre, son peygamber Malahi ile Ezra, aynı kişidir. Buna göre, Ezra’nın ölümü, Mısır’dan çıkışla başlayıp Ezra’nın ölümüne kadar süren bin yıllık peygamberler döneminin sonunu simgeler.
3- MÖ 246 yılının 8 Tevet günü, Yunan-Mısır Kralı Ptolemy’nin emriyle Kutsal Kitap, birbirinden ayrı evlere yerleştirilen 70 Tora bilgini tarafından ilk defa Yunancaya çevrilir. Talmud’a göre, bu çeviri açığa çıktıktan sonra, “dünyaya bir süre derin bir karanlık çöker ”. Bu olay, Yahudi tarihinde, altın buzağı gibi bir dönüm noktasını oluşturur. Tora’nın gizemini, sadece direkt tercümeyle, yani sözlü Tora’nın desteği olmadan anlamak mümkün değildir. Kutsal Kitap’ın Yunancaya çevrilmesi, Yunan kültürünü Yahudi hayatına entegre etmek isteyen Helenist Yahudilerin de işlerini kolaylaştırır. Bu çeviri,-Septuagint; zaman içinde İncil’in Eski Ahit kısmını oluşturur.
Asara Be’Tevet Felesefesi: http://www.sevivon.com/index.php?option=com_content&task=view&id=1164&Itemid=37#Content
Önemli Not: Yazıda kısa bir özet olarak verilmiş olan bilgiler, okuyucuya bu konular hakkında fikir vermek amacıyla; Inside Time, The Book of Our Heritage, Yahudilik Ansiklopedisi kitaplarından ve www.chabad.org, www.aish.com, www.torahtots.com, www.ou.org sitelerinden derlenerek hazırlanmıştır. Cemaatlerin farklı gelenekleri ve uygulamaları olabildiği için özel günler ve uygulamalar hakkında en doğru ve detaylı bilgiler için, cemaatin kendi rabilerine başvurması gerekir.
*Katkıları için Rav İzak Peres’e teşekkür ederiz.