Instagram, twitter, facebook vb. sosyal ağların hayatımıza girmesi sayesinde yepyeni bir akımın öncüleri olarak; koşulsuz-şartsız tanımadığımız kişileri, kendisiyle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığımız insanları takip eder olduk. Aralık ayının son haftasında patlak veren sahte Psikolog Çağla Düvenci Sönmez konusunu sosyal medyanın sanal ortamda nelere yol açtığının güzel bir örneği olduğu için sizlere kısaca aktarmayı uygun buldum.
Sosyal Medya Fenomenleri kimlerdir? Sosyal medyada yüksek takipçi sayısına sahip, kendince belli bir ün kazanmış, çeşitli markalarla iş birliğinde bulunan hesapların sahipleridir bu kişiler. Bizler de bu hesapları takip ederek, sosyal ağlarda, daha da ünlenmelerine katkıda bulunarak, neredeyse geceden sabaha kaç kere tuvalete gittiklerini bilecek kadar, onları takip ederek, bu dünyanın içerisinde maalesef yer alır olduk... Keyifli ve eğlenceli vakit geçirdiğimiz de ne yazık ki yalan değil!
Ve işte gelinen son nokta; Aralık ayının son haftasında patlak veren sahte Psikolog Çağla Düvenci Sönmez (Socialmom) olayına dek… Aslında bu konuyu burada ele almak, hayli uzun ve detaylı olsa da; sosyal medyanın sanal ortamda nelere yol açtığının güzel bir örneği olduğu için sizlere kısaca aktarmayı uygun buldum.
Anneler ve birçok marka işbirliğinin popüler yüzü, Anne Blogger Çağla Düvenci Sönmez’in psikolog olduğu iddiası ve tüm bunları açmış olduğu şirketi aracılığıyla, kişilere vermiş olduğu psikolojik danışmanlık çalışmalarıyla gerçekleştirdiğini öğrenmiş olduk. ‘Socialmom’ hesabı ile yaptığı paylaşımlar sayesinde ününe ün katarak, annelere tavsiye niteliğindeki bildirimleri sosyal medyada herkes tarafından paylaşılmaktaydı. Tam bu sırada Instagram’da paylaşım gerçekleştiren bir başka hesap aracılığıyla, kendisinin psikolog olmadığı, verdiği danışmanlık hizmetinin etik olmadığı ortaya çıktı ve bu da sanal ortamda büyük bir yankı uyandırdı. Sosyal medyayı sallayan bu haberin ardından, Çağla Düvenci Sönmez de kendi hesabından, Psikolog unvanını çıkararak, psikolog olmadığını kanıtlamış oldu. Kendisi bu bağlamda, yanlış yönlendirmeler yaparak, birçok anneyle oluşturduğu sağlıksız ve etik olmayan paylaşımlar nedeniyle; birçok annenin duygu dünyasıyla ne yazık ki oynadı. Böylesi uzmanlık gerektiren bir konuda, ehil olmayan ellerin ahkâm keserek, yanlış doğru bilgiler paylaşmaları, ne kadar sakıncalı olsa gerek!
Bu aşamada bizlere düşen görev de, sanal ortamda ortaya çıkan bu denli bilinmez kişilerin kim olduklarını, takip edilen bu gibi şahısların alt yapılarının ne olduğunu, uzmanlık alanlarının ne aşamalarda olduğunun sorgulanması gerekliliğidir…
Tüm bu sorulara yanıt ararken sosyal medyanın sanallığı içinde kaybolmamak adına daha şeffaf, daha gerçek ve anlatılanlardan kayda değer anlamlar çıkardığımız hesapları takip etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu gibi kişiler de kendilerini açıkça ifade etmeli ve iletişimde bulundukları kişilerle faydalı, dürüst ve yararlı iletişim alanları yaratmalıdırlar.
Yukarıda bahsetmiş olduğum olay tüm bunların bir göstergesi olup; belli bir yere gelebilmek, belli bir üne kavuşabilmek uğruna, bu gibilerin söyledikleri yalanlar, sahte profil çizmeleri ve olmayan statüleri varmış gibi göstermeleri, insanları kandırmaktan öteye gitmemektedir. Bu nedenle sosyal medyayı kullanırken, öncelikle etik değerlere, ardından kendi şeffaflığımızı korumaya özen göstermeye dikkat etmeliyiz.
Paylaşımlarımızda her zaman, kendimizi olduğumuz gibi yansıtabilmemiz dileğiyle...