Rav Davit kendini bildi bileli hayatını Tanrı'ya adamış, sayısız insana yardım etmiş, sevilen sayılan çok değerli tanınmış bir din adamıdır. Bir gece rüyasında bir melek görür. Melek ona, “Sen mükemmel bir insansın. Şu an dünyada seninle Tanrı katında aynı seviyede biri daha var. Adı Şimon ve küçük bir kasaba olan Kfar'da yaşıyor” der. Rav uyanır ve rüyasının çok etkisinde kalır. Ertesi sabah erkenden yola çıkar. Şimon'u çok merak etmektedir. Kasabaya varır ve sinagogun yolunu tutar. İçeri girince Rav, “Bu kasabada Şimon adlı biri var mı?” diye sorar. İçlerinden biri, “Kendi halinde, suya sabuna karışmayan, bir kasap var. Adı da Şimon'dur. Sizinle ne işi olabilir?” der. Rav açıklama yapmadan onun dükkânını öğrenir. Şimon oldukça kilolu, kaba sapa bir tiptir. Onu görünce, Tanrı bu kişi ile onu aynı seviyede görmüşse kesin bu adamın yaptığı değişik bir şeyler vardır diye düşünür. Şimon ona ne istediğini sorduğunda “Bugün burada senin dükkânında bir köşede otursam, çıkışta evine gelip bu geceyi sende geçirsem olur mu?” diye sorar. Şimon çok sevinir. Derken Mösyö Baruh adlı biri gelir. Yarım kilo kıyma alıp çıkar. 15 dakika sonra hızla geri döner. Yüzünde telaşlı bir ifade vardır. “Şimon, elimde 50 lira vardı. Şimdi yok. Burada düşürmüş olabilir miyim?” diye sorar rengi benzi atmış bir şekilde. Şimon, “Evet, ben de parayı buldum. Kimin diye düşünüyordum. Burada merak etmeyin, deyip kasadan 50 lira çıkarıp ona teslim eder. Adam derin bir nefes çekip mutlu bir ifadeyle dükkândan ayrılır. Rav şaşkınlıkla, “Ben para falan görmedim etrafta”, der. Şimon, “Mösyö Baruh çok kıt kanaat geçinen oldukça yoksul biridir. Kim bilir o parayı kaybettiği için ne kadar üzülecek ve günlerce bunu dert edinecekti. Buna gönlüm razı gelmez. Onu sevindirmek istedim. Parayı burada düşürmedi. Ben kendi paramdan verdim. Her hafta yarım kilo kıyma almaya gelir. Dört çocuğu var. O farkına varmadan ona bir kilo veririm. Hayat bazıları için kolay değil. Biraz destek olmak şart”, der. Ardından içeri bir kadın girer, “Benim paketim hazır mı Şimon? O zengin adam benim için paket yaptırdı mı Şabat için? Bir de sorar mısın ona Pesah yaklaşıyor. Geçen seneki gibi bize Pesah için malzemeleri verecek mi? Allah o varlıklı adamdan razı olsun” der. Şimon, “Paketin hazır. Konuşurum Pesah için de. Gönlü çok zengin bir adam. Sen bunları düşünme. İçini ferah tut” diyerek onu kapıya kadar yolcu eder. Rav, ona hayırseverin ismini sorar. Şimon; “Size yalan söyleyemeyeceğim, Rabi. Babam küçükken bana dullara ve yetimlere yardım edersem Tanrı’nın kat ve katıyla beni mükâfatlandıracağını söylerdi. Babacığımın sözlerini asla unutmam. Nerede dul ve yetim varsa elimden geldiğince destek olurum. Anlayacağınız ona yardımcı olan kişi benim. Aynı mahallede büyüdük. Genç yaşta dul kaldı. Benden yardım alacak hale geldi diye kendini kötü hissetmesine gönlüm razı gelmez” diye açıklar. Ardından içeri bir adam daha girer: “Şimon o senin doktor arkadaşını bugün bize yollar mısın? Annem yine rahatsızlandı. Sigortada böyle bir doktor tanıdığın olmasaydı ne yapardık bilemiyorum. İlaçları bile eve getiriyor adam. İlgilendiğin için çok sağ ol” deyip çıkar. Şimon hemen telefona sarılır: “Doktor Bey, o adrese yine gidelim. İlaçları da alalım. Yarın sabah ödeme yapmak için erkenden sizin muayenehanenize geleceğim” der.
Rav, tüm olanları küçük dilini yutarak izler. Şimon “Dükkânı kapatma vakti. Her akşam iş çıkışı anneme uğrarım. Ben gitmezsem yemeğini bile yemez. Siz de gelin. Çok mutlu olur” der. Annesine gittiğinde Rav’ı tanıştırır. “Koskoca ünlü Rav bizim eve geliyor. Eee kolay mı anne duası aldım ben. Senin sayende. Her akşam bana dua etmeseydin ne yapardım? Herkesin annesi melek benimki en melek” der sarılarak ve evinin yolunu tutar. Kapıyı eşi açar. Ona karşı da sevgi doludur. “Karıcığım ev mis gibi kokuyor. Bu çiçekler de sana”der. Sohbet, tatlı şakalaşmalar süregelir. Rav söze atılır, “Şalom Bayit diye adlandırdığımız 'evde huzur' o kadar önemlidir ki, bunu başarabilen hanelerin içinde büyük bir ortak daha vardır. Tanrı'nın kendisi. O evden, bolluk, maddi manevi bereket eksik olmaz. Şimon, sen mükemmel ve çok başarılı birisin. Seni tanıdığım için kendimi çok şanslı hissediyorum” diye belirtir ve tüm ailesi için dualarda bulunur.
Rav; bu kadar yüce bir insanla eşdeğer gördüğü için Tanrı’ya şükranlarını dile getirir, büyük bir gönül rahatlığıyla sorusunun cevabını bulmuş olmanın tatlı huzuruyla ...
İnsan olabilmek çok büyük bir erdem. Maalesef günümüzde insan kalabilenlerin niceliği gün ve gün azalmakta. Tanrı ise önce iyi birer insan olmamızı istiyor. Şov yapmak, egolarını tatmin etmek için yapılan sahte yardımlarla onu kandıramayız. İnsanları üzmeden, incitmeden, rencide etmeden yardım etmeliyiz. Anne babaya saygı, hasta ziyareti, başkalarının sorunlarına duyarlı davranmak ve eşlerimize önem verip evlerimizde barışı sağlamak gibi insani davranışlarla Tanrı'nın da bizim yanımızda her işimize ortak olacağını ve o sonsuz mucize kapılarını sonuna kadar bizler için açacağını unutmamak gerekir.
Herkese yüzlerde gülümseme, gönüllerde huzur, yuvalarda sevgi dolu birbirinden güzel günler dilerim.