Yüzlerce Kanadalı, geçtiğimiz hafta altı kişinin hayatını kaybetmesinden sonra gerçekleşen ilk cuma namazı sırasında, camilerin etrafında ‘insan kalkanı’ veya ‘barış çemberi’ olarak adlandırılan, koruma zincirleri oluşturdu.
Gösterinin organizasyonundan sorumlu Haham Yael Splansky, hiçbir Kanadalının ibadetini gerçekleştirirken korkmaması gerektiğini ifade etti; barış içerisinde ve barış için dua eden insanların risk altında olmasının kabul edilemez olduğunu ve ibadethanelerin dokunulmaz olması gerektiğini ekledi.
Yüzlerce Yahudi ve Hıristiyan Torontolu, cuma namazı sırasında şehirde bulunan yedi caminin dışında omuz omuza nöbet tuttu. Aynı görüntüler, Ottawa ve Edmonton’da da görüldü.
Splansky, söz konusu fikrin Oslo’da, 2015’te bir sinagog saldırısı sonrasında yerel Müslümanların Şabat duası sırasında nöbet tutmasından esinlenerek oluşturulduğunu belirtti.
Newfoundland eyaletinde de benzer görüntüler yaşandı. Eyaletin Müslüman Cemaati Başkanı Syed Pirzada, gördükleri desteğin kendilerini çok mutlu ettiğini belirtti. Pirzada, yaşanan saldırının Kanadalı Müslümanların hafızalarında telafisi çok zor bir yara açmış olsa da, Kanadalı yurttaşların göstermiş olduğu şefkat ve cömertliğin kendilerini bir nebze de olsa iyi hissettirdiğini, Kanada’nın bu alçak saldırıya, “Nefrete, dini vahşete, hoşgörüsüzlüğe, bağnazlığa hayır!” diyerek en güzel cevabı verdiğini söyledi.