Yapılan son Fransa cumhurbaşkanlığı seçimleri anketlerinde, aşırı sağcı Ulusal Cephe lideri Marine Le Pen ile başa baş ilk turdan ikinci tura geçen, sosyalist ve liberal çizgisiyle adından söz ettiren Emmanuel Macron, gençlik ateşiyle de Fransa´da iyice popüler olmaya başladı.
Ali Jean Çorakçı / Strasbourg
Kurduğu siyasi oluşum olan ‘Yürüyüş’ün (En Marche) adına yakışır bir şekilde Macron da sürekli "hareket halinde" bir siyasetçi olarak biliniyor. Ancak 39 yaşındaki siyasetçi, adaylığıyla hem hükümetinde görev yaptığı Sosyalist solun hem de muhafazakâr sağın tepkisini çekti. Tüm bunların arkasında ise genç siyasetçinin güçlü bir aday olması nedeniyle hem sağ kanatta hem de siyasi kariyerinin başladığı sol kanatta yarattığı korku yatıyor. Macron, cumhurbaşkanlığı adaylığını açıkladığı konuşmasında, "Amacım, yalnızca sol ile sağı değil, Fransız halkının tamamını birleştirmek" demişti.
Fransa'nın kuzeyindeki Amiens kentinde dünyaya gelen Macron, ülkenin en disiplinli ve en prestijli okulları arasında gösterilen Paris'teki Henri-IV'te eğitim gördü Daha sonra yine ülkenin elit tabakasının gittiği ENA Kolejinde eğitimine devam etti. Önce felsefe eğitimi aldı, sonrasında 2008 yılında Rothschild & Cie Bankasında finans kariyerine adım attı.
Eskiden Fransızca öğretmenliğini yapan, kendinden 20 yaş büyük Brigitte Trogneux ile 2007 yılında yaptığı evlilik şaşkınlık yarattı. Trogneux, Paris Match dergisine verdiği mülakatta, "Henüz 17 yaşındayken Emmanuel bana 'Ne yaparsan yap, bir gün seninle evleneceğim!' demişti" diye konuştu.
Macron, siyasi kariyerini ilk yıllarda Hollande'ın kanatları altında sürdürdükten sonra En Marche (Yürüyüş) hareketini kurduğu Nisan 2016'dan sonra hükümetteki rolü de giderek tuhaf bir hal almaya başladı. Yeni siyasi oluşumuyla ilgili yaptığı ilk mitingin ardından başbakana sadakatiyle ilgili soru işaretleri doğarken, Hollande da Macron'u görevden almakla tehdit etti. Hollande, "Kurallara uymazsan, burada işin yok" dedi.
İşçilerin Genel Konfederasyonu (CGT) sendikasının haziran ayındaki protesto gösterisinde, bir sendika üyesine "Bir takım elbise satın almanın en iyi yolu çalışmaktır" diyen Macron'a "defolması" söylenmiş ve üzerine yumurta atılmıştı. Ağustos ayına gelindiğinde ise, "Mücadelesinde yeni bir adım atmak ve hükümetin bir parçası olmaya uygun olmayan... bir proje geliştirmek" istediğini söyleyerek istifa etti.
Yürüyüş hareketinin şu anda 100 bini aşkın kayıtlı destekçisi bulunuyor ve Macron da zamanını cumhurbaşkanlık için kampanya yaparak geçiriyor. Seçim programında, Fransa'da şu anda 35 saat olan haftalık çalışma süresini daha genç kesimler için kaldırma planları da yer alıyor. Le Nouvel Observateur'a yaptığı açıklamada, bu planını, "Gençken, 35 saat hiçbir şeye yetmez. Daha fazla çalışmak ve işi öğrenmek istersiniz" sözleriyle savundu.
Ortaya attığı görüşler, Macron'u ‘Kopyala-yapıştır Tony Blair’ olarak nitelendiren Fransız solu tarafından ciddiye alınmıyor. Bununla birlikte, Macron kendisini solcu olarak tanımlıyor ancak bu solu "gerçeklerin farkında olan ve bu ülke için reform isteyen" bir siyasi yapı olarak tanımlıyor.
Emmanuel Macron, mart ayı başında seçim programını açıkladı. Bu programda yer alan diğer vaatler arasında Kasım 2015'teki Paris saldırıları sonrası yürürlüğe sokulan olağanüstü uygulamasının ‘değerlendirilmesi’ yer alıyor. Macron'a göre, terörle mücadelede mevcut güvenlik önlemlerinin daha verimli hale getirilmesi önemli rol oynuyor. Genç siyasetçi de Le Pen gibi 10 bin yeni polis memuru alımı yapılacağını söylüyor. Bu nedenle, Fransa seçimleri ve Macron'un adaylığı İngiltere'nin üyelik ayrılma kararı ve Avrupa'da yükselen aşırı sağ nedeniyle zor dönemden geçen AB'nin geleceği içinde büyük önem taşıyor.