China Forbes ve Storm Large beraberliğinde konuk vokallerin de yer aldığı son albümleri ‘Je Dis Oui’yi yayınlayan Pink Martini, 15 Nisan’da Volkswagen Arena’da unutulmaz bir konser vermeye hazırlanıyor. Son albümlerinde sekiz dilde, 15 şarkıdan oluşan bir repertuvara yer veren grup, Türkçe olarak ‘Aşkım Bahardı’ şarkısını da seslendiriyor. Grubun kurucusu ve piyanisti Thomas Lauderdale ile son albümleri ve Volkswagen Arena’da gerçekleştirilecek İstanbul konserini konuştuk.
Hakan Akoğlu
Samurayların aşk şarkılarından 1930’ların Küba müziğine, Fransızca şansonlardan Brezilya sokak şarkılarına kadar dinlemesi en keyifli şarkıları tozlu raflardan bulup çıkaran Pink Martini, Türkiye’deki hayranlarıyla şarkılarını paylaşmak üzere hemen hemen her sene ülkemize geliyor. Ünlü grupla bu yıl da Storm Large’ın kulak pası silen sıcak vokali ve en yeni şarkıları ile Volkswagen Arena’da yine harika bir konserde bir araya geleceğiz.
Pink Martini’nin son albümü ‘Je Dis Oui’den bahseder misiniz? Bu albümün öncekilerden farkı nedir?
Bu albüm zengin bir repertuvara sahip, kariyerimizde yaptığımız en mutlu albümlerden biri. Sekiz dilde, konuk vokallerin de eşlik ettiği 15 şarkı var. ‘Souvenir’ filmi için hazırladığımız şarkılar da albümde yer alıyor.
Albümde solist olarak Kathleen Saadat, Rufus Wainwright gibi farklı isimleri de görüyoruz. Bu isimler nasıl albümün bir parçası oldu?
Albümde Kathleen Saadat, Ari Shapiro, Rufus Wainwright, İkram Goldman gibi isimler yer alıyor. China ve Storm ile birlikte albümde çok güzel bir sinerji yakaladığımızı düşünüyorum. Albüm ile ilgili çalışırken yavaş yavaş herkes bir araya geldi. Bu isimler zaten yıllardır benim ya da grubun iletişimde olduğu insanlar. Farklı dilde şarkılar seslendirdiler. Pink Martini’nin zengin ve çeşitli müzikal yaklaşımına da çok uydu. Tüm bu isimlerle çalışmak albümün enerjisini daha çok arttırdı.
Yıllardır Türkiye’de hatırı sayılır bir hayran kitleniz var. Albümde bir de Türkçe şarkı seslendiriyorsunuz. Bu Türk hayranlarınıza bir jest mi?
Aslında yıllardır bildiğimiz ve sahne üzerinde söylediğimiz bir şarkıya yer verdik. Türk hayranlarımız tabii ki bizim için çok değerli. Albüm çalışmasına başladığımızda farklı birçok dilde şarkıya yer vermeye karar verdik, bu noktada Türkçe bir şarkıya yer vermemek olmazdı çünkü daha önce Belkıs Özener ile de birlikte sahne almış ve şarkıyı sahnede birlikte söylemiştik. Zaten çok sevdiğimiz bir şarkı ve Pink Martini’ye de çok yakıştığını düşünüyoruz.
Bu albümde yer verdiğiniz Fransızca şarkılar ‘Souvenir’ filminde de yer alıyor. Şarkılar albüme nasıl dâhil oldu?
Aslında bu Fransızca şarkılar albümün başlangıç noktasıydı. Hatta ‘Joli Garçon’ albüme adını veren şarkı. Filmde şarkı Isabella Huppert tarafından seslendirildi. Albümde de China seslendiriyor. Bizim için çok güzel bir deneyim oldu.
Pink Martini dünyada yaşanan politik olaylara kayıtsız kalmayan bir grup. Bu anlamda Trump’ın göçmen sorununa bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bizim Pink Martini olarak çeşitliliği, zenginlik sayan bir bakış açımız var. Bu tarz konulara her zaman hassas yaklaşılması gerektiğini düşünüyoruz. Göçmenler konusunda daha fazla empati yapılması gerekiyor.
‘Je Dis Oui’ sonrasında yeni bir proje var mı?
Yeni şarkıları araştırmaya her zaman devam ediyoruz. Pink Martini’nin misyonu bu. Şu an ‘Je Dis Oui’ Avrupa turnesi devam ediyor. Konser takvimimiz yoğun. Hedefimiz albümü olabildiğince çok insanla buluşturmak.
15 Nisan’da İstanbul’da yeni albümünüzle sizi dinleyeceğiz. Pink Martini için İstanbul ne ifade ediyor? 15 Nisan’da nasıl bir konser dinleyeceğiz?
İstanbul turnemizin en rahat geçtiği şehirlerden biri; yıllardır geldiğimiz için İstanbul’a çok alıştık. Şehrin dokusu ve enerjisi bize her seferinde heyecan veriyor. Son albümümüzden şarkıları ve her zamanki Pink Martini klasiklerini dinleyebileceğiniz muhteşem bir konser olacak.