Liz Behmoaras’ın 2008’de kaleme aldığı, Remzi Kitabevi tarafından yayınlanıp birkaç yabancı dile çevrilen ‘Suat Derviş, Efsane Bir Kadın ve Dönemi’ dokuz yıl sonra yeni belgelerle zenginleştirerek, Doğan Kitap tarafından okurlarla bir kez daha buluşturuldu.
Osmanlı’nın son döneminde varlıklı bir ailenin Moda’daki köşkünde başlayan, Cumhuriyet’in en sancılı yıllarında Kasımpaşa Deniz Hastanesi’nde yoksulluk ve yalnızlık içinde son bulan bir hayattır Suat Derviş’inki… O, Nazım’ın uğruna “Ağlasa da gizliyor gözlerinin yaşını / Bir kere eğemedim bu kadının başını” dizelerini yazdığı kadındır… Opera tahsili yapmaya gittiği yirmili yılların Berlin’inde, gönüllü sürgün olarak sığındığı ellili yılların Paris’inde, Alman ve Fransız entelijansiyaları tarafından tanınıp kabul gören bir yazardır… Türkiye’de toplumsal gerçekliğin öncülerinden, Fosforlu Cevriye’nin yaratıcısıdır… Röportajlarıyla ve fikirleriyle döneme damgasını vuran bir gazetecidir… Balo salonlarında boy gösteren çapkın ve güzel bir genç kızdır… Ama mutluluğu dördüncü eşi TKP Genel Sekreteri Reşat Fuat Baraner’de bulacak, onunla göz altılara, baskılara, tutuklanmalara göğüs gerecek kadar cesur bir eştir… 12 Mart’tan sonra genç gençleri evinde korkusuzca saklayacak olan bir devrimcidir.
Liz Behmoaras, onu dönemiyle birlikte, biraz bıraktığı eserlerde, biraz onu tanıyanların tanıklığında roman tadında bir biyografiyle yeniden hatırlatıyor.
