Geçmişte İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Likud Partisi’ndeki sağ kolu ve ikinci adamı olan Gideon Sa’ar, The Jerusalem Post gazetesine verdiği demeçte, Suriye diktatörü Beşar Esad’ın gitmesi gerektiğini ve İsrail’in de uluslararası liderleri bu diktatörü devirmek için ikna etmesi gerektiğini belirtti.
Politik hayatına verdiği iki buçuk yıllık aradan sonra yazılı basına verdiği ilk demecinde Sa’ar, kendisinin başarılı olma ihtimalini Netanyahu’nun başbakanlığının yükselttiğini de ekledi.
Politikaya verdiği arada, geçmişte bakanlar kurulunda edindiği bilgilere ek olarak Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsünde Suriye konusunda derin araştırmalar yaptığını belirten Sa’ar, “Esad’ın gücünü kaybetmesi İsrail’in yararınadır. Yerine gelecek bir kişi de Siyonist olmayacaktır. Fakat İran, İsrail’in en tehlikeli düşmanıdır ve İran’ın Suriye’yi kontrol edebilmesi ve Hizbullah’a cephane sağlaması bizler için en büyük sorunu oluşturuyor” dedi.
Eski bakan, son zamanlarda gerçekleşen terörist saldırıların çoğunun arkasında IŞİD olduğundan, tüm dünyanın radikal Sünni İslam korkusu içinde yaşadığını fakat İsrail’in, İran’ı bölgedeki baskın askeri güce sahip olarak terörizmi desteklemesinden ve radikal İslam’ı yaymaya çalışarak ayrıca nükleer silah peşinde de koşmasından dolayı daha büyük bir tehdit olarak gördüğünü belirtti. Sa’ar bütün bu sebeplerden ötürü, İsrail’in İran konusunda yoğunlaşmasının diğer ülkelere oranla farklı boyutta olduğunu da bildirdi.
Obama’nın İran ile anlaşma yoluna gitmesine Netanyahu’nun engel olmaya çalışması konusunda Netanyahu’yu destekleyip desteklemediği sorusu yöneltildiğinde Sa’ar, başbakanın meclise bu konuda bilgi vererek olabilecek bir anlaşma konusunda uyarmasını desteklediğini söyledi. Sa’ar diğer yandan, başbakanın olayın umutsuz ve engellenemez olduğunu fark ettiğinde geri adım atmış olması gerektiğini belirterek bu şekilde ABD’nin İsrail desteğini korumasının önemini unutmamasının önemine dikkat çekti.
Sa’ar, İsrail’in İran’a karşı Mısır ve Ürdün ile ortak stratejik çıkarları olduğunu ve bu ülkelerle Filistin sorunu konusunda çatışılırsa bu çıkarların zarar görebileceğini ekledi.
Sa’ar, Likud Partisi’nin geleneksel yapısına uygun olarak, politikaya geri döndüğünden beri Netanyahu’yu eleştirmemeye özen gösteriyordu. Pazar günü Sa’ar bir adım öteye giderek, politik hayata geri dönüşünün Netanyahu hakkında açılan soruşturmalarla alakası olmadığını, Netanyahu’nun 2019 yılı Kasım ayının sonuna kadar olan görev süresinin tamamında iş başında olmasını umut ettiğini söyledi.
Likud Partisinin bir sonraki seçimlerdeki başkan adayının şimdiden Netanyahu olarak belirlenmiş olmasına karşı çıkmış olan Sa’ar, bunu kabullendiğini ve ilerde Netanyahu sonrası döneme hazır olduğunu bildirdi.
