Bu söyleşi Şalom Dergi’nin Mart 2017 tarihli sayısında yer aldı.
O, önce bir anne, sonra yazar, oyuncu ve yönetmen... Yaptığı işlere gönül veren, yazdığı-yönettiği oyun ve filmlerle, özellikle kadınların yaşadığı şiddeti irdeleyerek izleyicilerinin ruhuna dokunan bir değeri, Ümmiye Koçak’ı ağırlıyoruz.
Mersin’e gelin gittikten sonra, 2001 yılında Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğunu kurdunuz. Bunu gerçekleştirmeye sizi iten neydi?
Bu topluğu, kadınların seslerini duyurmak için kurdum. Kendime misyon edindim ve bunu yapmaya devam edeceğiz. Kadınların neler yapabileceğini herkes görsün istiyorum.
Şahsen hiç şiddet gördünüz mü?
Hiç kimseden görmedim ama çevremde olan bitenler beni çok etkiliyor. Yazdığım oyunların hepsi, gerçek yaşantılardan seçtiğim durumların senaryoya çevrilmiş hali. Gerçekler, hele acı gerçekler çarpıcıdır, insanları çok etkiler diye düşünüyorum.
Topluluğunuzdaki kadro kaç kişilik? Hepsini köylü kadınlar mı oluşturuyor?
Hem köyümüz kadınları, hem de köyden şehre göçmüş oyuncularımız var. Oyunun gerektirdiği ihtiyaca göre, oyuncu kadromuz da değişmekte. Toplamına bakarsak, şimdilik kadroda 50’ye yakın oyuncumuz var.
Afife Jale ruhu taşıdığınız söyleniyor. Ne dersiniz?
Teşekkür ederim. Ben de aramızda bir benzerlik olduğunu fark ettim. Mesela, biz okulumuzun önünde tiyatro sahnelerken, bilmediğimiz için, yasal olarak karakoldan izin almamıştık. Haliyle karakoldan gelip dağılmamız söylenmişti. Afife Jale’nin de başına çok benzer bir olay gelmiş. İlk oyununu polis ve jandarma basmış. Bu da ilginç bir rastlantı tabii!
‘Hamlet’ değil, ‘Hamit’ adlı oyununuz ile The Guardian ile The New York Times gibi yurtdışı gazetelerde de haber oldunuz. Yazdıklarınızla, hem Türk izleyicisine hem de dünyaya aktarmak istediğiniz önemli mesajlar neler?
İnsanların bencilliği! Hamlet insanlara bencilliği anlatıyordu. Ben de, insanlarımıza anlayacakları dilde anlatmak ve onlara ayna görevi üstlenmek için bizim köyün Hamlet’ini yazdım. Mesajlarımın doğru hedef kitlelere ulaşması, hepimiz, tüm toplumumuz için çok önemli.
Köylü bir kadını, şehirli bir kadından farklı kılan en büyük özellik sizce nedir?
Hiç bir zaman insanları köylü ve şehirli diye ayırt etmem. İnsana kadın olsun, erkek olsun, insan olarak bakarım. Tabii ki büyük şehirlerde, köylere göre daha fazla olanaklar var. Köyde yaşamı idame ettirmek için gereken her şey çok kısıtlı. Ancak, anladım ki önemli olan, insanın bir şeyi içinden istemesi. Büyük şehirde çok imkân olup da hiç bir şey yapmıyor olabilirsin, ya da tersi... Küçücük bir yerde olsan da, var gücünle çırpınıp büyük işler yapabiliyorsun. Köy veya şehir fark etmiyor, önce olduğun yerde mutlu olmayı öğreneceksin.
Sosyal medyayla aranız nasıl? Bugüne dek, size yapılan ve aklınızda kalan en güzel yorum desem?
Sosyal medya ile aram gerçekten çok iyi. Beni bu günlere basın ve sosyal medya getirdi diyebilirim. Tüm yorumlar çok güzel tabii ancak, sosyal medyada, Cem Yılmaz gibi sevilen ünlü birinin hakkımda güzel bir yorum yazması, hem beni hem de oyuncularımızı çok gururlandırdı. Bizi takip eden, destekleyen herkese bir kez daha teşekkür ederim.
TEDx sunumunuzda bahsettiğiniz gibi, size yakıştırılan tüm unvanların dışında, en sevdiğiniz ‘anne’ unvanıymış. Sizce, annenizin bugünkü Ümmiye Koçak’taki etkisi nedir?
Her şeyden önce, beni çok serbest büyüttü annem. Bugünkü duruşumu ona borçluyum. Yaşantımda bana ait ne varsa kesinlikle onun bir payı olduğunu düşünüyorum. Çocukluğumdan beri, annemden veya ailemden hiç bir şekilde baskı ya da şiddet görmedim.
Hayat felsefenizde, yanınızda daima taşıdığınız üç kavramınızı bizimle paylaşır mısınız?
Doğruluk, dürüstlük ve sevgi...
Yazdığınız ve yönettiğiniz oyun ve filmler için sponsor bulmak zor oluyor mu?
Şimdiye kadar hiç aramadım ki. Hep kendi imkânlarımla yapmaya çalıştım. Sponsor kavramını da yeni öğreniyorum. Şimdilerde, bazı güzel gönüllü insanlar kendileri arayıp destek vermek istiyorlar. Herkesten, Allah razı olsun.
Türkiye’nin günümüz tiyatro, sinema ve televizyonu hakkında düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Tiyatro ve sinema dışında, televizyonlardaki evlilik programları insanlarımızı uyutuyor. Maalesef bunların sayısı da artmış durumda. Eğitici programlar da var; ancak bence çok yetersiz. Ülkemiz insanının, en çok ve daha fazla eğitim programlarına ihtiyacı var.
İlk okuduğunuz kitabı hepimiz biliyoruz. Bugünlerde hangi kitabı okuyorsunuz?
Yrd. Doç. Dr. Kahraman Arslan’a ait, ‘Yaşama Yön Veren 101 Öykü’ adlı kitabı okuyorum.
Şu sıralar, yeni bir proje için hazırlık var mı? Elinize sihirli bir değnek verilse, ne yapmak isterdiniz?
Tabi ki yeni bir projemiz var ve çok yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Elime sihirli bir değnek verilse, yeryüzündeki tüm savaşları durdurur, dünyanın neresinde olursa olsun anaları asla ağlatmazdım. Herkesin mutlu olduğu bir dünya istiyorum.
Ümmiye Koçak, 1957 yılında, Adana’da on çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak doğdu. Bugün üç evlat annesi. İlkokul mezunu; çok istemesine rağmen ilkokuldan sonra okula gönderilmedi. Kendini okuduğu kitaplarla geliştirdi; ilk okuduğu kitap Maksim Gorki’nin ‘Ana’ adlı kitabıydı. İlk oyunu ‘Taş Bademleri’nden sonra, ‘Hasret Çiçekleri’ adlı oyunuyla 2006 yılında Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivalinde sahne aldı. Bugüne kadar on bir tiyatro oyunu yazdı ve Türkiye’nin dört bir yanında binlerce kişi tarafından izlendi. Tarlada çalışarak kazandığı paraları biriktirerek, kadından kadına şiddet sorununu anlatan ‘Yün Bebek’ filmini yazdı ve yönetti. 49. Antalya Altın Portakal Film Festivalinde galası yapılan filmi Ümmiye Koçak’a, New York Avrasya Film Festivalinde ‘Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı’ ödülünü kazandırdı.
ÜMMİYE KOÇAK VE ÖDÜLLERİ
Adana Uluslararası Tiyatro Festivali Ödülü, Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali Ödülü, Darüşşafaka Eğitim Kurumları Girişimcilik Ödülü, Bornova Uluslararası Kadın Sanatçıları Festivali Ödülü, Toros Koleji Eğitime Destek Ödülü, Sivil Toplum Örgütleri (KADER) Kadında Şiddete Hayır Destekleme Ödülü, Mersin Sanayicileri ve İşadamları Derneği (MESİAD) Yılın Sanat Ödülü, TİKAV - 2012 Anneler Okulu Projesine Destek Ödülü, New York Avrasya Film Festivali: Sinemada En İyi Kadın Sanatçı Ödülü, Samsun Sivil Toplum Örgütü Girişimcilik Ödülü.