Donald Trump Amerikan başkanlığına adaylığını açıkladığından beri yıldızı medya ile hiç barışmadı.
Ali Abaday
Donald Trump Amerikan başkanlığına adaylığını açıkladığından beri yıldızı medya ile hiç barışmadı.
Ünlü iş adamı ve televizyon yıldızı Trump’ın aday adaylığı döneminden itibaren söyledikleri, yaptıkları özellikle büyük medyanın gündemindeydi. Gazete ve televizyonlar Trump’ın söyledikleri ile gerçekleri karşılaştırıp, başkan adayının yalanlarını ortaya çıkarsa da o bundan hiç etkilenmedi.
Kadınlar hakkındaki sözleri, kurduğu üniversite yüzünden açılan dava, vergiler kayıtlarını saklaması, seçim kampanyasından cebinden harcadığı paralar, iş bağlantıları gibi konuların hiçbiri Donald Trump’ın başkanlık yarışını kazanmasını engelleyemedi.
Trump bütün bu haberlere karşı ana akım medyayı özellikle kendisine karşı yalan haber (fake news) üretmekle suçladı. Trump’ın destekçileri de bu fikri benimsedi.
Trump ve destekçilerine göre ana akım medya başkan hakkındaki haberlere daha önceki yönetimlere kıyasla olumsuz bir bakışla yaklaşıyor ve onun söylediği sözleri cımbızlayarak ana konudan saptırıyor.
Başkanlık yarışını kazandıktan kısa bir süre sonra Donald Trump, ülkenin önde gelen televizyon kanallarının ana haber sunucuları ve patronlarını New York’taki Trump Tower’da toplantıya davet etmişti. Kayıt dışı (off the record) olması istenen bu toplantının bitiminden kısa bir süre sonra Trump’a yakınlığı ile bilinen New York Post, yeni Başkan’ın toplantıdaki herkesi yalancılık ile suçladığını yazdı.
Bu esasında Trump’ın yarış bitmesine karşı medya ile anlaşamayacağının ilk ve en önemli göstergesiydi. Toplantıya katılanlar kayıt dışı sözü verdikleri için kendilerini savunamadılar ancak New York Post’un haberi pek çok Trump destekçisi tarafından sevinç ile karşılandı.
Bu toplantının ertesinde New York Times ile yapılacak olan görüşmenin de kayıt dışı olması Trump tarafından istendi. Gazete bu isteği reddedince önce toplantının iptal edildiği duyuruldu ama kısa bir süre sonra toplantı başta kararlaştırıldığı gibi halka açık yapıldı.
Donald Trump yemin ederek görevi devraldıktan kısa bir süre sonra Beyaz Saray’da bir basın toplantısına BBC, CNN, New York Times, Buzzfeed gibi medya kuruluşlarının alınmaması sansür olarak nitelendirildi. Beyaz Saray ise diğer medya kuruluşlarına da eşit hak tanımak için böyle bir yola gittiklerini belirtti.
Büyük medya kuruluşlarının toplantıya alınmamasının kısa bir süre sonrasında Trump attığı bir tweet’te bu yılki Beyaz Saray Muhabirleri Derneği Yemeğine katılmayacağını açıkladı. ABD Başkanı’nın onur konuğu olduğu yemeğe en son Ronald Reagan katılmamıştı. O da yemekten birkaç hafta önce kendisine yönelik suikast girişimi nedeniyleydi ki Reagan buna rağmen telefon ile bir bağlantı yapmış ve “Size bir öğütte bulunayım mı? Şayet biri size ‘hemen arabaya gir’ diye bağırırsa, yapın” esprisiyle suikast girişimine göndermede bulunmuştu.
Bu sene Beyaz Saray Muhabirleri Derneği Yemeğinde yeni Başkan’a karşı basının görevini yaptığı ve yalan haber üretmedikleri konuşmaları yer aldı. Geceye damga vuran isim ise The Daily Show isimli haber mizah programının muhabirlerinden, komedyen Hasan Minhaj oldu. Oldukça keskin bir dille Trump ve yönetimdeki isimleri eleştiren Minhaj, Donald Trump’ın gece 3.00’te attığı tweet’lerden Beyaz Saray baş stratejisti Steve Bannon’ın radikal görüşlerine kadar çoğu konuyu diline doladı.
Trump ise ana akım medya ile arasındaki ilişkilerin neredeyse hiç düzelmeyeceğine bir işaret verircesine ayını gün Pennsylvania’da bir miting düzenledi. Görevdeki 100. günü nedeniyle düzenlenen mitingde Trump medya çalışanlarını dünyadan bir haber kişiler olarak tanımladı ve yalan haber üretmeye devam ettikleri iddiasını yineledi.
Görev süresinin daha başındaki Donald Trump ile medya arasındaki gerilimin ne dereceye varacağı oldukça merak konusu. Ancak anketleri ve pek çok uzmanı yanıltarak başkan seçilen Trump’ın medya ile olan savaşının gelecek seçimlerde ona büyük zarar vereceği pek çok kişinin hemfikir olduğu bir nokta.
