Globalleşen dünya ve teknolojik gelişmeler sonucunda hızla yaşadığımız değişiklikler eğitim sisteminde de kendini gösteriyor. Üniversite sınav sistemi değiştikçe öğrencilerin üniversite tercihleri de yıllar içerisinde değişiyor.
Greta Mizrahi
Eğitimde öğretmen merkezli eğitimden öğrenci merkezli eğitime dönüldü. Öğretmen bilgi verici değil beceri kazandıran rehber konumuna dönüştü. Eğitimde sonuç değil süreç ön plana çıkmaya başladı. Başarıda sadece IQ’nun değil EQ’nun da önemli olduğu anlaşıldı. Bir sorunun birden çok cevabı olabildiği kabul edildi. Kara tahtadan akıllı tahtaya, defter kalemden tabletlere geçildi. Birçok meslek dalı yok oldu, yenileri oluştu; yenilerde uzmanlıklar ön plana çıkmaya başladı. Eğitimde fırsat eşitliği sağlamak adına videolarla eğitim başladı. Flipchartlar, online eğitimlerle zaman mekan sınırlaması ortadan kalktı.
60’lı yıllardan günümüze gençlerin üniversite tercihleri nasıl değişti?
60’lı yıllardan günümüze yıllar içinde üniversite sınavında yapılan değişikliklerle birlikte her dönemin dinamiği, iş hayatının beklentileri, öğrencilerin hedefleri de değişti. Bazı üniversitelerin kendilerine özel giriş sınavları düzenlediği 60’lı yıllarda üniversitede okumak bir lükstü.
70- 80’li yıllarda merkezi üniversite giriş sınavı lise son öğrencileri tarafından talep görüyor, üniversite tercihleri sınava girmeden önce yapılıyordu. Mühendislik, mimarlık, hukuk, tıp, öğretmenlik mesleği dışındaki birçok mesleği yürütmek için üniversite mezunu olmak gerekmiyordu. Piyasada yetişen esnaf, usta yanında yetişen zanaatkârlar varken; birçok iş de babadan oğula geçiyordu.
90’lı yıllarda iş hayatında üniversiteli olmak bir ayrıcalık olmaya başladı. Artık nerdeyse üniversiteli olmak tüm lise öğrencilerinin hedefiydi. Fakat Türkiye’deki öğrenci nüfusunu karşılayacak sayıda üniversite yoktu.
2000’li yıllarda devlet üniversitelerinin yanında vakıf üniversiteleri, özel üniversiteler açılmaya başlandı. Özellikle büyük şehirlerde bu üniversitelere rağbet yıllar içinde arttı. Fakat yıllar içinde iş hayatında üniversite diplomasına sahip olmak da yetersiz kalmaya başladı. Yüksek lisans diploması olanlar ya da eğitimini yurtdışında görmüş olanlar ayrıcalıklı olmaya başladılar. Mesleklerde de uzmanlıklar ön plana çıkmaya başladı. Marka Yönetimi, Halkla İlişkiler Uzmanlığı, Görsel İletişim Tasarımı, Mekatronik, Sistem ya da Enerji Mühendisliği gibi…
İş yaşamı binlerce iyi eğitim almış, yetişmiş gencin içinden en yaratıcısını, en donanımlısını, fark yaratanı kendi bünyesine katmaya çalışıyor. Dolayısıyla gençlerin yol haritası da değişti. Artık üniversite değil, kendi ilgileri, yetenekleri doğrultusunda onları ön plana çıkarabilecek bölümleri tercih ediyorlar. Tutku ile yapılan işin onları ön plana çıkaracağının bilincindeler. Okullarda yürütülen kariyer eğilimi, kişilik analizi çalışmalarına katılıyor, yaz stajları yapıyor, çeşitli platformlarda iş adamlarıyla bir araya geliyorlar. Beklentilerini karşılayabilecek, yapmaktan mutluluk duyacakları iş alanlarına yöneliyorlar. Artık eğitimde zaman, mekân sınırlaması da kalmadı. Eğitim olanakları için çok daha rahat yurtdışına gidebiliyor ya dünyanın en prestijli üniversitelerinden online dersler alabiliyorlar.
21.yüzyılda başarılı olmak için, gençlerin sahip olması gereken yetkinlikler nelerdir?
Eleştirel düşünme ve problem çözme: Şirketler, yeni küresel ekonomide diğer şirketlerle rekabet edebilmek için; ürün, süreç ve hizmetlerinin sürekli olarak geliştirilmesi ile ilgili düşünen ‘bilgi çalışanlarına’ ihtiyaç duyuyorlar. Yöneticiler, eleştirel düşünme ve problem çözme becerilerinin özünün, ‘doğru soruları sorabilme’ olduğunu söylüyorlar. Bir üst düzey yöneticinin de belirttiği gibi: “Dünün cevapları, bugünün sorunlarını çözmeyecek”.
İşbirliği geliştirme ve liderlik: Takım çalışması kavramı 20 yıl öncekinden çok farklı. Teknoloji sayesinde artık sanal takımlar kurulabiliyor. Dünyanın birçok yerinden uzmanlar bir problemi çözmek için birlikte çalışabiliyor. Aynı odada çalışmıyorlar, hatta aynı ofise bile gelmiyorlar. Fakat her hafta birçok konferans görüşmeleri, görüntülü, sesli bağlantılar ya da internet üzerinden toplantılar yapılıyor. Şirketlerin gençlerden beklentisi, liderlik ve işbirliği yetkinlikleri.
Değişime uyum: Şirketlerin aradığı en önemli özelliklerden biri de “düşünen, esnek, değişime uyum sağlayan ve problemleri farklı yöntemler kullanarak çözebilen” çalışanlar. Şirket yapısı, iş süreçleri, ürünler sürekli değişiyor. Çalışanların değişime adapte olmayı öğrenmeleri gerekli; işin niteliği çok çabuk değişebilir, hatta gelecekte var bile olmayabilir. Bu nedenle değişime uyum ve öğrenme becerileri teknik becerilerden daha önemli.
Gençler ömür uzadığından dolayı, belki birkaç değişik kariyer yapacaklar, bu değişen kariyer süreçlerinden elde edinilen yetkinlikler bilgiden çok daha önemli.
Etkili sözlü ve yazılı iletişim: Şirketler gençlerin, iletişim becerilerine (yazılı iletişim, sözlü iletişim, sunum becerileri) ayrı bir önem veriyorlar. Fikirleri etkili bir şekilde karşıya aktarabilmek çok önemli. Üst düzey bir yöneticiyle konuşurken, sunumunuzun ilk 60 saniyesinde konuyu net bir şekilde anlatamazsanız, size soracağı ilk soru “Bu toplantıda ulaşmaya çalıştığınız nokta nedir?” olur.
Bilgiye erişim ve bilgiyi analiz etme: 21. yy çalışanları, iş yaşamlarında her gün çok fazla miktarda bilgiyi yönetmek zorundalar. Bilgiye çok rahatlıkla erişebilirler, ancak bunu iyi bir süzgeçten geçiremezlerse, bu kadar bilgiyle doğru adımı atmaları mümkün değil.
Merak ve hayal gücü: ‘A Whole New Mind’ın yazarı Daniel Pink, refahın artmasıyla insanların daha tek ve özgün ürün ve hizmetleri talep ettiklerini söylüyor. “İşletmeler için, uygun fiyatlı ve yeterli düzeyde işlevsel bir ürün yaratmak artık yeterli değil. O ürün aynı zamanda güzel, özgün ve anlamlı da olmalı” diyen Pink, gençlerin hayal gücü, yaratıcılık ve empati yeteneklerinin gelişmesinin, ülkelerin gelecekte rekabet avantajı kazanmaları açısından önemli bir rol oynayacağını belirtiyor.
UÖMO öğrencileri 21. yüzyıla nasıl hazırlanıyor?
UÖMO idarecileri bu konudaki düşüncelerini bizlerle paylaştı.
Funda Kara: Dünya değiştikçe gençler ve hayata dair beklentileri de aynı şekilde değişiyor. UNESCO’nun verilerine göre Türkiye, yurtdışına öğrenci gönderen ülkeler sıralamasında 11’inci sırada yer alıyor ve üst sıralara tırmanış devam ediyor. Aynı durum bizim okulumuzun öğrencileri için de geçerli. Geçtiğimiz yıl mezun olan öğrencilerimizin yüzde 55’i şu an Amerika, İngiltere, Kanada, İspanya ve İsrail’de üniversite okuyorlar. Bu yıl mezun olacak öğrencilerimizin çoğu yurt dışındaki üniversitelere başvurdular. Eskiden gençler doktor, mühendis, avukat olmak isterdi. Artık kırk yaş üstündeki insanların adını bile bilmediği meslekler var gündemde: değişim yöneticiliği, yönetici menajerliği, hot-line işletmeciliği, akıllı tedarik yöneticiliği, robotik sorunlar avukatlığı, yapay zekâ pazarlamacılığı, beş duyu reklam tasarımcılığı, duygu tasarımcılığı, gen programcılığı, genetik ekonomi, kök hücre programcılığı, alternatif besin mühendisliği, siber teknoloji mühendisliği, ergonomi mühendisliği, nano tıp doktorluğu, nano yapı mühendisliği…
Röne Kaspi: Ulus Özel Musevi Okulları olarak öğrencilerimizi hızla değişen, gelişen dünyaya fark yaratan bireyler olarak hazırlamak istiyoruz. Yurtdışında eğitim almak isteyen öğrencilerimiz için AP – Advanced Placement derslerimizi bu yıl arttırdık. Online ders sistemini başlatıyoruz. 21. yüzyıl becerilerini geliştirmek için ‘Assessment Center’ Değerlendirme Merkezleri ile işbirliği yapıyoruz.
Çocuklarımız İngilizceyi ana dilleri gibi konuşsunlar, İspanyolca ve İbranice öğrensinler, sosyal sorumluluk projeleri yapsınlar, AP dersleri, online dersler alsınlar, teknolojiyi kullansınlar, staj yapsınlar, uluslararası projelere katılsınlar, girişimci olsunlar, sanat ve sporla ilgilensinler diyoruz. Bunları yaparken kendilerini tanımalarını, ilgi alanlarını, yeteneklerini keşfetmelerini istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki dönem fark yaratanların dönemi. Değişimi görmek ve alt yazıları iyi okumak gerekiyor. Çocuklarımızı kendi kafamızdaki kalıplarla değil, değişen dünyanın gerçeklerini gözeterek yönlendirmeliyiz çünkü gelecek, geleceği öngörebilenlerin olacak.
Funda Kara: Active Minds Danışmanlık, öğrencilerimizle ‘Geleceğe Hazırlanma’ konulu ‘Assessment’ çalışması yaptı.
Belli bir konu içerisinde gruplar halinde gerçekleştirilen üç gün süreli çalışmada, öğrencilerin iletişim, yaratıcı düşünce, farkındalık, grup çalışması yapabilme, liderlik, yöneticilik, farklılık yaratma gibi becerileri değerlendirildi. Çalışmanın sonunda öğrencilere birebir geri bildirimler verildi.
Röne Kaspi: ‘Assessment Center Değerlendirme Merkezi’ ile yapılan çalışmaların sonucunda bireyin kişisel özelliklerine uygun meslekler ortaya çıkıyor.
Assessment Center, becerinin ve davranışın test edildiği, ‘role playing’ ya da panel olarak düzenlenen, birçok adayın birlikte değerlendirildiği bir işe alım süreci modellemesi. Adayın beceri ve yetkinliklerini ortaya çıkartan bir uygulama.
Dünyanın seçkin üniversitelerinden UÖMO öğrencilerinin kabulleri geliyor.
American University, Carleton University, ClarkUniversity , Concordia University, George Washington University , Hebrew University of Jerusalem , IDC Herzliya, Imperial College London, Istituto Europeodi Design , King’s College London, La Salle Campus Barcelona , Lynn University, Mc Gill University, Northwestern University, Queen’sUniversity , Roger Williams University , Rollins College , Royal Holloway, University of London , Rutgers University , Tel Aviv University, The Nuova Accademiadi Belle Arti , University College London , University of British Columbia University of California San Diego , University of Guelph, University of Kent, University of Manchester , University of Surrey , University of Tampa, University of Toronto University of California, Berkeley, Duke, Brown.