Her ne kadar günlük olarak teknolojinin tüm nimetlerini sonuna kadar kullanarak görüşme imkânı bulsak da yaşadığım ve çalıştığım ortamlarda sevdiklerimin fotolarının bulunması beni her zaman mutlu etmiştir. İnternette yaptığım kısa araştırma sonucu bulduğum Live-Frame uygulamasıyla fotoğraflarım çerçeve halinde kullandığım eski iPad’imde.
Yaklaşık iki ay önce ABD’ye taşındım. Yaz ortasına kadar geçecek olan süreçte hem çocuklarımın okulu hem de buradaki hayata uyum sağlayabilmek adına belli bir süre ailemden uzak olarak yaşayacağım. Her ne kadar günlük olarak teknolojinin tüm nimetlerini sonuna kadar kullanarak görüşme imkânı bulsak da yaşadığım ve çalıştığım ortamlarda sevdiklerimin fotolarının bulunması beni her zaman mutlu etmiştir.
Alıştığımız anlamda kâğıda basılmış fotoğraf çerçevelerinin, nostaljik görünseler de, eskide kalmaları ve kendilerini güncelleyememeleri gibi bir problemleri var.
İnternette bu konuda onlarca güzel karşılaştırma bulabilirsiniz, kabaca şunu söylemek mümkün; bundan yaklaşık 10 sene evvel bir yılda çekilen fotoğraf sayısından daha fazlası günümüzde bir saat içinde çekiliyor. Ayrıca üç - beş saniyelik kısa videolar veya iPhone’larda bulunan Canlı Resim (Live Photo) adı verilen özellik sayesinde örneğin bir doğum gününde pasta mumu üflenmesi sırasındaki bir saniyenin görüntüsünü bir fotoğraf karesi gibi görüntülemek artık tek tıkla mümkün.
Piyasada satılan dijital fotoğraf çerçevelerinin hemen hepsi Google Photos, Facebook veya Instagram gibi uygulamalara erişmekte sorun yaşıyorlar. Özellikle ucuz tabletlerin piyasaya çıkması sonrasında bu cihazlara olan rağbet iyice azaldı.
Bu ihtiyacımı gidermek için evde bulunan beş yıllık bir iPad Mini kullandım. Hızlanan yazılımlara destek vermekte zorlanan, iyice yavaşlamış ve yazılım güncellemeleri yapmanın mümkün olmadığı bu iPad Mini, yaşlanan iç aksamı ve yazılımına rağmen tek bir çiziği bulunmayan ekranı ve gövdesi ile yepyeni bir görünüme sahipti, yani fotoğraf çerçevesi projem için çok uygundu.
İnternette yaptığım kısa araştırma ve yaklaşık on farklı App denemem sonrasında Attibo firmasının LiveFrame adındaki uygulamasına denk geldim. Uygulama genel olarak Instagram ve Google Photos’da yer alan fotoğrafları belli bir sırada veya karışık olarak bir fotoğraf çerçevesi gibi arka arkaya sıralamaya olanak sağlıyor, aynı zamanda bulunduğunuz yerin hava durumu, saat ve tarih gibi ilave bilgilerle de güncel bir görüntü sunuyordu.
Instagram’a yüklediğim fotoğraflar içinde, çocuklarımın ve ailemin bulunduğu fotoğrafları özel bir etiket (#hashtag) ile etiketliyorum. LiveFrame uygulaması içinde Instagram fotoları içinde etiket filtrelemesi özelliği bulunmuyordu. Bununla ilgili AppStore’da bulunan e-mail adresine bir talep maili gönderdim. Yaklaşık bir hafta sonra geri dönüş aldım. Talebimi kaydettiklerini, ilerleyen dönemde buna yer vermeye çalışacaklarından bahsediyordu.
Standart bir cevap mesajı gibi algıladığım bu e-mail yazışmasından yaklaşık üç hafta sonra LiveFrame için bir güncelleme yayınlandı. Güncellemenin detaylarında Instagram için etiket desteği getirildiğini duyuruyorlardı. Teknik olarak çok zor olmayan bu konuda, gelen müşteri talebini kısa zamanda gerçeğe dönüştürmek için adım atmışlar ve talebimi dikkate almışlardı.
Uygulamanın zaman kısıtlaması olmayan ve reklamlardan arındırılmış tam sürümü için 4,99 USD’lik ücretini ödedikten sonra ofisimdeki masamda tüm güncel Instagram fotolarına sürekli ulaşabileceğim ve eski iPad’ımın kendisini ise yarar hissetmesini sağlayacak harika bir fotoğraf çerçevem var artık…