Züğürt Ağa Şener Şen’in naif domates satışı akıllara gelince nerede o çocukluğumuzdaki kokulu domatesler, çilekler diyecektir okuyucularımız. Konu domatesin, patatesin fiyatı, bundan hareketle gıda enflasyonu, oradan hareketle faizler ve piyasalar, faizden hareketle çiftçinin, tarım işletmesi KOBİ’nin maliyeti, tarımının finansmanı ve tabii sürdürülebilir tarımın geleceği.
Sürdürülebilir tarım ve gıda tüm dünyanın sorunu aslında. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ‘Yenilebilir Böcekler: Gıda ve Yem Güvenliğinin Geleceği İçin Öneriler’ başlıklı 2013 tarihli raporunda alternatif beslenme olarak böcekleri önermişti. Rapora göre bir kilo et elde etmek için büyükbaş hayvanlarda sekiz kilo yem harcamak gerekirken, böceklerde bu rakam iki kilo. Tarım ülkesi Türkiye’de hayvancılığın maliyetinde önemli rol oynayan ithal küspe dikkate alınarak böcekleri önyargısız değerlendirmek gerekiyor. Bugün küspe fiyatları toz ve pelet olarak 28 ve 37 TL arasında değişiyor. Kuzu, buzağı ve sığır yemleri de 42 ve 47 TL arasında. Etten konuyu açtık, hayvancılıkla devam edelim. Sürünün maliyetinde veteriner, ilaç, yem, çoban, barınma gibi sürekli değişken maliyetler söz konusu. Yavru sayısı arttıkça sermaye yavruluyor yani bir hisse senedinin rüçhan hakkı ile yavrulaması gibi olay. Ancak yavru üretken olana kadar tüketen tarafından sermayenin maliyetini de arttırıyor. Dolayısı ile ete dönüşene kadar elde edilebilecek en önemli temettü yani kâr payı süt, tezek ve bazıları için kırpıldıktan sonra çıkan yün. Süt (alım) fiyatlarında artış yeterli olmadıkça hayvanın maliyetinden kaçınmak için çiftçi tarafından kesime gönderiliyor olması haliyle sürünün büyümesini dolayısı ile hayvancılığı etkiliyor. Dolayısı ile süt ve süt ürünlerine talep çoğaldıkça Türkiye’de hayvancılık gelişir gibi bir sonuç çıkartılabilir. Ancak üretimde verimlilik burada da karşımıza çıkıyor. Sarıkız ile Holstein arasında yıllık süt üretimi hayvanın cinsine göre 3-5 katı kadar fark edebiliyor. Süt ürünleri dediğimiz zaman da karşımıza besin değer zinciri ve tedarik zinciri yönetimi çıkıyor. Torku bu noktada çok önemli bir referans. Üretimden tüketime, markalaşmadan başarılı bir kooperatif örneği olmaya kadar fındık, zeytin, narenciye, süt, et gibi ürünlerde küresel kazanımlarımız için dikkate alınması gereken bir model. Zeytinyağını dünya İtalyan diye tanıyor, İtalyanlar ise yağı dökme olarak ithal edip şişeleyip dünyaya ihraç ediyor. Fındıkta ise külleme hastalığı nedeni ile rekolte kayıpları yaşanıyor. Dünya pazarının yüzde 85’inden yüzde 65’ine (bazı kaynaklar yüzde 77) gerileyen üretimimiz önemli bir gösterge. Çikolata sektörünün dünyadaki büyüklüğü 75 milyar dolar civarında iken Türkiye’nin fındık ihracatı 3 milyar dolar civarında.
Tarımda küresel rekabette yer almak mümkün
Markalaşmış, besin değer zincirinde katma değer eklenmiş ürünler ile tarımda küresel rekabette yer almak ve kalmak mümkün. İşte Hollanda, dünya tarım ürünleri ihracatında ABD’den sonra ikinci sırada. Konya’nın yüzölçümü kadar arazideki üretiminin yanında ithal ettiği ham tarım ürünlerini işlenmiş gıda ürünleri haline çevirip ihraç ediyor. Hollanda demişken 150 bin civarında traktörünü ülkemizdeki yaklaşık 950 bin civarındaki traktör ile kıyaslayınca verimlilik bir daha karşımıza çıkıyor. Traktör çoğunlukla ithal, servisi ve yedek parçası da genelde. Çiftçi hasat özelliği nedeni ile yaz tahtaya al haftaya bunları temin ediyor. Burada yerli otomobil kadar yerli traktör ve tarım ekipmanları da önemli. Keza işin bir de cari açığa katkısı boyutu var. Arazi toplulaştırması kanunlaşsa da dönüme, verime, rekolteye bakmadan yenilenen tarım ekipmanları, başta traktörler, çiftçilerin maliyetini arttırıyor. Gıda enflasyonu derken konu aslında daha çok finansal okuryazarlık sorunu. Eğitimlerimde Türkiye’nin dört bir yanından bayi, servis sahipleri ile finansı konuşma imkânım oldu. Çoğu KOBİ patronu ve tarım işletmesi sahibi çiftçimiz henüz büyük veya küçük defter arasındaki farkı bilmiyor. Vade farkı hesabına hiç girmeyeyim, kasada (cepte) gün sonu kalan parayı kârı sanan çok girişimci ve sermayedar var. Kasa bilançoda aktifteki ilk kalem, kâr ise pasifteki son kalem. Bilançoda yerleri bile farklı. Hasat ödemeli tarım kartlarının finansman kolaylığı ve imkanlarının yanında (faiz) maliyetlerinin tarıma, gıdaya dolayısı ile enflasyona nasıl bir etki yarattığı konunun bir diğer boyutu. Kredi kartlarının azami faiz oranları TCMB tarafından belirleniyor. Ancak ticari kartların üzerinden kapalı devre diğer ticari kredi kullanımlarında mevzuat gereği ticari kredi akdi faiz oranları serbestçe belirleniyor. Haliyle hasat geri ödemeli kartların çoğu bankaların fonlama maliyeti nedeni ile bu kredilerle finanse ediliyor. Denemelerimizin devamı haftaya ikinci bölümde.