ABD Los Angeles’ta yaşayan Metin Samrano, Tiferet İsrael Sinagogunda uzun yıllardır gerçekleştirdiği gönüllü çalışmaları ile ‘Los Mericidos Award’ ödülü ile onurlandırıldı. Samrano’nun ödül gecesini, arkadaşı Niso Levitas aktardı.
Los Angeles’ta güzel bir Şabat Gecesi
Güneşi eksik olmayan şehrin telaşında Arvit’in ilk on dakikasında Wilshire Bulvarındaki Sefarad Tiferet İsrael Sinagogunun kapısından girmeyi başardım. Bir yandan gözlerim Türkiye’den hasbelkader zaman içinde Los Angeles’a yerleşmiş arkadaşlarımı ararken diğer yandan kafamda durmamakta direnen takkeyi düzeltmeye çalışıyordum.
Türkiye’de çocukluğumdan tanıdığım arkadaşların yanı sıra, Los Angeles’ta tanıştığım ve hayatın getirdikleri ile bağlandığım arkadaşlarımı öpüp yerime yerleştim. Hazan Hayim Mizrahi’nin tanıdık makamdan Şabat ilahileri hemen içimi ısıttı. Eğer yurtdışında Sefarad kökenli olmayan sinagoglarda bulunduysanız, çocukluğunuzdan itibaren duyarak büyüdüğünüz, alıştığınız bu sesin ne kadar değerli olduğunu takdir edersiniz.
Bu Şabat gecesi, yürekten sevdiğim arkadaşlarımdan Metin Samrano onurlandırılacaktı. Bunu duyduğumda aklımdan ‘Geç bile kaldılar’ diye düşünüp çok sevinmiştim. Metin yaklaşık on üç sene önce Los Angeles’a geldiğinde hemen kendine sinagog aramıştı. Tiferet İsrael’e devam etmeye başladıktan kısa bir süre sonra sıcak kişiliği, yaşlılara ve çocuklara kendine özgü o içten güzel yaklaşımı ile herkesin gönlüne girdi. Dua ve toplantılardan sonra el sıkmaktan ve hoş sohbetten kapıya ulaşamadığına bizzat şahidim.
Cemaatin toplantıları, piknikleri ve yemekleri, gerek profesyonel gerek gönüllü emek ve yardımlarla yapılıyordu. Metin çabaları görüp yardım etmek istedi. Yemek işine elinin yattığını açık ettikten sonra da sinagogun vazgeçilmezi oldu. Uzun seneler karşılık beklemeden verdiği emekler bu gece Los Merecidos unvanı ile onurlandırılacaktı
Arvit bittikten sonra yemek salonuna geçip grubumuza ayrılan masamıza oturduk. Yemekten sonra Metin kürsüye çağrıldı. Metin hakkındaki konuşmayı Vicky Karmona arkadaşımız yaptı. Metin’e bir toplantıda “a bak burada bir Türk daha var” diye tanıştırıldığında Türkçeyi anlamayan ve konuşamayan Vicky ile Metin Ladino konuşup hemen kaynaşmışlar. Los Angeles’a çok genç yaşta gelip Türkçeyi unutan Vicki’yi Metin bize tanıştırdığında biz de çok sevdik. Vicky kürsüde nasıl tanıştıklarını ve Metin’in katkılarını anlattıktan sonra Los Merecidos Plaketini verdi. Metin yaptığı konuşmada sinagogu ikinci değil asıl evi gibi benimseyip zevkle çalıştığını ve bu cemaatle birlikte olmanın güzelliğini anlattıktan sonra değerli eşi Tanya’ya övgüler yağdırıp teşekkür etmeyi ihmal etmedi.
