Şubat ayında 3.94 ile tepe seviyesine gelmesinin ardından, son bir aylık dönemde kurda oldukça istikrarlı bir hareket izliyoruz. Ağırlıklı olarak 3.55 - 3.60 seviyelerinde dalgalanan kurda sakinleşmenin üç temel nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Yaz döneminde yurtdışına tatile çıkacaklar, döviz almak ya da satmak isteyenler ve dış ticaret yapan Kobiler bu yaz boyunca nelere dikkat etmeli beraber inceleyelim.
Kadirhan Öztürk
Merkez Bankasının örtülü faiz artırımları
Geçtiğimiz yıl eylül ayından itibaren sert yükseliş gösteren dolar kurunda ekonomist çevrelerince Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasına (TCMB) en çok yapılan eleştiri faiz artırımı konusunda piyasanın arkasında kaldığı olmuştu. Özellikle 3.94 seviyesinin test edilmesiyle birlikte müdahaleler sertleşirken TCMB'nin piyasayı fonladığı asıl faiz olan ortalama marjinal fonlama maliyetinde yaklaşık 400 baz puanlık faiz artırımı yaşandı. Bu faiz artırımıyla birlikte bazı bankalarda %14,50 seviyelerine kadar yükselen mevduat faizi özellikle yurtiçi yerleşiklerin dolar talebini düşürüp, TL mevduatı tercih etmesine neden oldu. TCMB'den gelen faiz hamlesi ve kurdaki istikrarla birlikte kısa süreli spekülatif alımların da azalmasının TL'nin cazibesini artırdığını söyleyebiliriz. Bu nedenle TCMB'nin TL'nin cazibesine yönelik olumlu /olumsuz adımları kurda esas belirleyici faktör olacağından özellikle TCMB'nin fonlama oranları yakından takip edilmeli.
Küresel olarak dolar endeksinde görülen durgunluk
ABD'de başkan Donald Trump'un azledilme ihtimaline kadar varan ve yeni Watergate Skandalı olarak adlandırılan olaylar dizisiyle birlikte doların küresel olarak oldukça güç kaybettiğini ve özellikle Euro karşısında bir gerileme yaşadığını izledik. ABD'de yaşanan karışıklıklar en eski ve klasik değer saklama aracı olan altına talebi artırırken, şüphesiz TL'nin de dolara karşı 3.55 - 3.60 bandını korumasında destek oldu. Önümüzdeki dönemde ABD içinde yaşanabilecek siyasal çalkantılar ve doların küresel seyri yakından takip edilmesi gerekenler listemizde ilk sıralarda olmaya devam edecek.
Seçimlerin ve referandumun ardından sona eren belirsizlik ve Türkiye'nin risk priminde yaşanan düşüş
Seçimlerin ekonomiye etkisi ABD başta olmak üzere hemen her ülkede bankaların araştırma birimlerinin en önemli konularından biri olmuştur. Bu konuda net bir şey söylemek zor olsa da belirsizliğin sona ermesi nedeniyle seçim sonrası piyasalarda bir rahatlama olması yönünde alışılagelmiş yaklaşım yatırımcılar tarafından ciddiye alınabilir. Küresel piyasalarda CDS (Credit Risk Default) olarak bilinen ve en açık şekilde bir ülkenin risk primini ifade eden rakamlar Türkiye için son iki yılın en düşük seviyelerine doğru ilerliyor. Kısaca Wall Street'ten Türkiye'ye bakan bir yatırımcının ülke riskinin son dönemde düştüğünü ve bu ülkeye parasını getirmesi durumunda sermayesini kaybetme ihtimalinin görece daha düşük olduğunu görüyor. CDS'ler ile Dolar / TL kuru arasında oldukça sıkı bir bağlantı olduğunun istatiksel bir gerçek olması nedeniyle önümüzdeki dönemde de döviz hareketlerini anlayabilmek için CDS'leri yakından takip etmek yararlı olacaktır.
Dünya sürprizlerle dolu bir yer ve finansal piyasalar da dünyanın küçümsenemeyecek bir kopyası. Önümüzdeki üç aylık dönemde elbette şu an hiç gündemimizde olmayan şeylerin hararetle tartışılma ihtimali var ancak TL için yukarıda bahsettiğim başlıkları yakından takip etmek oldukça faydalı olacaktır.