Artık takvimlerin haziran ayını, günlük en yüksek sıcaklıkların 30 dereceyi göstermesi ile birlikte yaz geldi çattı.
Tabii ki, bu durumdan memnun olan kişi sayısı yüksek. Dört mevsim olmasına karşın, yaz tanıdığım insanların üçte ikisinin favori mevsimi... Millete çocukluğundaki üç aylık tatilleri mi çağrıştırıyor yoksa deniz-kum-güneş favori üçlü diye mi bilemiyorum. Daha evvel mutlaka söylemişimdir, her şeyi seçerim mevsim seçmem! Size bu yazıyı terasta yazmamı sağlayan yazı ben de en içten mutluluk dileklerimle karşılıyorum ve hemen yaz bize neler getirecekmiş anlatmaya başlıyorum.
Tabii ki ben de yazın ilk yazısına TATİL kısakısa’ları ile başlayacağım. Nedendir bilmem bu yaz çok; (1) Positano, Ravello, Capri, Sicilya, Sardunya gibi İtalya yaz tatili planları duyuyorum. Kimseye bir şey demiyorum ama madem yeri geldi yazayım. Eğer siz, Phiphi Island, Maldivler, Küba filan demeyecekseniz, yaz tatilinin en güzel adresi Türkiye! Siz İtalya’ya baharda gidin, haziran başı gidin... Türkiye’nin batı ve güney sahillerinden hangisini seçerseniz seçin harika! Mesela ben (2) Çeşme - Alaçatı’cılardanım. Geçtiğimiz haftalarda sezonumu açtığım üzere Alaçatı için bir iki mekan önerisiyle geleyim. Çeşme’de Horasan yıkılıyor. Mezeleri efsane... Küçücük bir yer; mutlaka rezervasyonla gidin. Bir de, adından çok söz ettiren ve gidilecekler listemde yer alan Kolburanos Pizza’yı gitmediğim halde önereceğim... Öyle iyi kaynaklarım var. Ve her yaz ki gibi yemek sonrası, bahçesi ve kokteylleri ile Hacımemiş Kapari Bahçe olmazsa olmazlarınız olsun. Bir de Ferdi Baba Köy İçi çok in... Leziz yemekleri, bol piyasasıyla Alaçatı’dan fazla uzaklaşmadan gidebileceğimiz bir alternatif. Bodrum’cular da ise (3) Kaplankaya modası başlamış duruda! Türkbükü’ne yaklaşık 2, Bodrum merkeze yaklaşık 1.5 saat uzaklıkta olan ve şimdiden şahane düğünlere ev sahipliği yapmaya başlamış olan Kaplankaya’da gitgide daha çok tesis açılacak ve piyasa oraya taşınacak gibi duruyor. Yok illa denize girmeye yurt dışına gideceğim ben diyorsanız; bırakın İtalya’yı... Güzel bir deniz için bilumum (4) Yunan adaları ve Hvar adası’ndan birini tercih edebilirsiniz bence.
Gelelim PLAJ haberlerine. Trendi yakalamak istiyorsanız, öncelikle mutlaka (5) mesaj kaygılı bir hasır şapka edinmeniz gerekiyor. Mesajın konuyla bağlantısı çok önemli değil, zira üzerinde “mom to be” yazanı bile gördüm! Benim şahane tatil şapkamda “I need a vacation” yazıyor mesela... Tatilde verilecek en olmadık mesaj! O tatili saymamış gibi mi yapmam lazım? Yoksa çektirdiğim fotoğrafları kışın cebimden çıkarıp harika bir #tbt (throwbachthursday) yapabilmem için mi böyle tasarlamışlar acaba, bilmiyorum.
Şapkanız tamamsa, çantayı anlatıyorum. (6) Plaj çantanız büyük, hasır, mümkünse ponponlu ve içeri doğru ikiye katlanabilen bir şey olmalı. Ponponlu diyorum çünkü; aynı şeyin ponponsuzunu ev eşyaları satan bir yerden almıştık ve uzun da bir süredir wc’de tek kullanımlık küçük havluları atmak için kullanıyoruz. Aslında yenisini almadan, kirli sepetimizle de plajlarda harikalar yaratabilirdim, ama olsun... Story’mde gören herkes çantayı nereden aldığımı sordu. Bir Avm’ye gidin ve etrafınıza bakın! Her yerde!!! Çanta valize girmediğinden, tatil beldesine taşıma kısmı biraz rahatsız. Kafanızda şapka, elinizde çanta tatilci imajı çizmemek için, şapkanızı sığdırmak üzere çantanın büyük boylarından edinebilirsiniz.
Bikini ve havlularda, şu ananas modası bitemedi gitti demek istiyorum. Hala her yerde flamingo, hala yer yerde ananas, kaktüs! Buradan moda dünyasına ve ‘trendsetter’lara sesleniyorum! Artık dünyamıza sokacağınız yeni ikonları heyecanla bekliyoruz. Mesela, (7) sandaletlerini görüp bayıldığım karpuz ve limonları baştan aşağı kuşanabiliriz diye düşünüyorum. Sandalet demişken, geçen taa geçen yaz almanızı söylediğim (8) Nomadic sandaletleri almadıysanız artık almanız gerekiyor. Yoksa kendinizi eksik hissedeceğiniz bir dönem olacak. Ah bir de, (9) yılların plastik, çirkin terliğini, kendi kendime “hayır sen Sandra Franko’sun, aptallık etme!” deyip almamaya çabalıyorum. Tam bir moda kuklasıyım biliyorum ama çok güzelleri varrr!!! Bunlar gelip geçici trendler diyorsanız, yapabileceğiniz en doğru yaz yatırımını söylüyorum: (10) Joanna Ortiz’in nefes kesen mayoları! Tek kelimeyle: Harikulade!
Henüz okumadım ama (11) İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar isimli roman plajlara damgasını vuracak yaz kitabı gibi gözüküyor. Şimdiden alabilirsiniz.
Tatil trendlerini konuşmak güzel de sizi tatilin ortasında bırakamam, geri getirmem gerek! O halde plajlardan çıkıp, ŞEHİR trendlerine doğru dönelim. Herkes kimonolarını edindiyse yeni giyim trendini söylüyorum. Modayı yakalamak istiyorsanız; (12) aşırı uzun, ayakkabınızın altına dolanacak ve sanki terziye götürüp kısaltmayı unutmuşsunuz gibi gözüken pantolonlar almanız gerek. Modayı yakalarken paçalarına takılıp düşenler olacak mı merak etmiyor değilim. Kapanış olarak da yazın en keyifli şehir aktivitesinden bahsedeyim! (13) Açık hava sinemaları bu sene de çok in! Bomontiada, Uniq ve Saiy Halim Paşa’da açık hava sinemalarına giderek hem yazın hem de şehrin tadını aynı anda çıkarabilirsiniz.
Herkese İyi Yazlar!