Bu hafta içi, eylül ayında 7 yaşını bitirecek olan kızımla ilginç bir konuşma yaptık. FaceTime üzerinden yaptığımız sohbette kızım bana kibar bir şekilde ne zaman kendine ait bir telefonu olabileceğini sordu. Belli diğer konularda müzakere ederken kullandığım bir taktiği kızım benim meraklı oluşumu bildiğinden bana karşı kullanmaya çalıştı ama cevap hiç de beklediği gibi olmadı.
Bu hafta içi, eylül ayında 7 yaşını bitirecek olan kızımla ilginç bir konuşma yaptık. FaceTime üzerinden yaptığımız sohbette kızım bana kibar bir şekilde ne zaman kendine ait bir telefonu olabileceğini sordu. Belli diğer konularda müzakere ederken kullandığım bir taktiği kızım benim meraklı oluşumu bildiğinden bana karşı kullanmaya çalıştı ama cevap hiç de beklediği gibi olmadı.
Bana, “Senin kaç yaşında cep telefonun oldu?” diye sordu. Sahi, ben telefonum olduğumda kaç yaşındaydım? 1.000 USD’den fazla para verip takoz gibi bir NETAŞ telefon aldığımda takvim 1995 senesini gösteriyordu ve ben 20 yaşında idim.
Bu cevabı pek de beğenmeyen kızım hevesi kırgın bir sesle, “Ben de o yaşa kadar mı bekleyeceğim?” diye sordu. Doğduğu günden beri akıllı telefonlarla haşır neşir olan kızım için acaba doğru telefon alma yaşı ne olmalıydı?
29 Haziran 2007, saat sabah 08:00
Amerika’da üzerinde Apple dükkânı bulunan sokak ve caddelerde normalin çok üzerinde bir kalabalık var. Kimi caddelerde bu kalabalık günler, hatta haftalar öncesinde oluşmaya başlamış.
Tüm bu kalabalık altı ay önce duyurusu yapılmış olan ve iletişimde bir çığır açacağı beklenen bir elektronik cihaz için toplanmış durumda.
Steve Jobs, kovulduğu şirketine geri döndükten sonra 2000’lı yılların başında piyasaya sürdüğü iPod adındaki müzik çalarla öncelikle milyonların müzik dinleme alışkanlıklarını değiştirdi. Aynı zamanda şarkıların teker teker satın alınmasına olanak kıldı ve bütün altyapının yasal bir zeminde ilerlemesini sağladı. Müzik endüstrisinin alışık olduğu satış listeleri ve başarı kriteri sayılan CD/kaset satış rakamlarını tamamını da kullanışsız hale getirdi.
iPhone böyle bir ortamda, tam da Blackberry’nin dünyadaki hâkimiyetini sağlamlaştırdığı, her iş insanının her ortamda çıtır çıtır sesler çıkaran bol tuşlu cihazlarının hâkimiyetini yok etmek üzere, 180 derece zıt bir strateji ile ortaya çıktı.
Aradan geçen on yıl zarfında kendini defalarca yenileyerek paradigmaları yerle bir eden, defalarca eleştirilere maruz kalan iPhone, tüm teknoloji endüstrisinin temellerini değiştirecek birçok yeniliği de beraberinde getirdi.
2000 senesindeki patlayan internet balonunda, teknoloji şirketlerinin değerlemesinde dünya üzerinde yaşayan insanların birbirleri ile hızlı bir şekilde ve anlık olarak etkileşimde bulunacakları vizyonu vardı ve şirket değerlemeleri buna göre yapılıyordu. Ancak ne mevcut kullanıcı sayısı ne de hızlı internet altyapısı ve mevcut yazılımlar bu vizyonu destekler nitelikte değildi.
2007 senesinde, iPhone’un duyurulmasından önce 64 Kbit-256 Kbit/sn hızındaki GPRS ve 2,5G tabir edilen EDGE altyapısı mevcuttaki tüm mobil Internet ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyordu.
Sadece on senede, iPhone ve takip eden tablet iPad’ın hayatımıza girmesi sonrasında yaşadıklarımıza kısaca bir göz atalım.
• Google’da ‘iphone’ kelimesini arattığınız zaman iki buçuk milyardan fazla web sayfası listeleniyor.
• Cebimizde bir bilgisayar kadar güçlü bir cihaz taşınabileceği fikri tüm PC endüstrisini altüst etti. Eminim okumuşsunuzdur, şu anda cebinizde taşıdığınız herhangi bir akıllı telefonun işlemci gücü, Amerika’nın 1969’da aya gönderdiği Apollo 11 uzay gemisini destekleyen tüm bilgisayar altyapısının bilgi işleme gücünden katbekat daha fazla.
• iPhone yalnızca kendisine yeni bir kulvar açmadı, UBER, Instagram, WhatsApp, Snapchat gibi tüm stratejisi mobil üzerine kurulmuş olan milyarlarca dolarlık bir şirketler silsilesi kurulmasına vesile oldu.
• Facebook, Amazon ve onlarca dev firmanın stratejilerinde köklü değişiklikler yapmalarına sebep oldu. 2000’li yıllardaki internet balonunun patlamasına sebep olan kullanıcı adedi eksikliği ve uygulama ihtiyacı konuları iPhone sayesinde kendiliğinden çözülmüş oldu.
• Üç yıl içerisinde uygulama pazarının dünya çapındaki toplam büyüklüğünün 6-7 trilyon dolar arasında olacağı hesaplanıyor.
• Mobil operatör firmaların tamamı, rekabetin çetin ve tüketicinin kral olduğu gerçeği ile yüzleşmek zorunda kaldılar. Zira iPhone öncesinde tüm operatörler telefonları kendi ağlarına bağlantı sağlayacak bir araç olarak görüyor ve telefonların tüm özelliklerini kısıtlayarak sadece kendi ağlarında çalışabilir şekilde ürettiriyorlardı. Yeni düzende ise mobil ağlar akıllı telefonların internete bağlanmaları için var olan araçlardan yalnızca biri ve operatörlerin kendilerini farklılaştırmak için bir sürü yenilik yapmaları gerekiyor.
Hatalar da oldu
Peki, bu sürede yanlışlıklar, hatalar ve başarılamamış adımlar olmadı mı? Tabi ki oldu, bunları da kısaca hatırlayalım.
Haritalar – Bu konuda hafızası kuvvetli olan ve iPhone’u ilk günlerden beri kullanan teknoloji tutkunları hatırlayacaktır, oldukça uzun bir süre Apple harita konusunda Google ile derin bir iş birliği içinde idi. Google’ın Android’i çıkarması sonrasında arayışlara giren Apple, yaptığı satın almalar sonucunda kendi harita uygulamasını 2012 yılında çıkardı ancak aradan geçen uzun süreye rağmen halen istemiş olduğu başarıyı yakalayamadı.
Müzik – iTunes ve iPod ile müzik endüstrisini adeta baştan yaratan Apple, kendi iş modeline tamamen aykırı olan ‘Streaming – Online Müzik’ furyasını uzun süre görmezden geldi. Spotify gibi oyuncuların kendilerine pazarda yer açmalarına fırsat tanıdı. Apple Music ile yaptığı lansman sonrasında bir miktar başarı yakalamış gibi görünse de burada kat etmesi gereken yol oldukça fazla.
Şu anda dünya çapında toplam iPhone pazar payı yüzde 15’in altında. Buna karşın, toplam uygulama satış gelirleri ve şirket karlılıklarına bakıldığı zaman yaratılan değerin yüzde 80’inden fazlasının Apple ve iPhone ekosistemine ait olduğu gibi ilginç bir sonuç ortaya çıkıyor.
Çocukluktan çıkıp ergenliğe yavaş yavaş giriş yapan iPhone’u önümüzdeki on yıl içinde neler bekliyor dersiniz?
Bu yıldönümü sebebiyle birçok gölgede kalmış konu, video, röportaj ortaya çıktı. İlgimi çeken videolardan bir tanesi Apple’ın iPhone yaratım sürecinde yazılım tarafını yöneten ve yirmi yılı aşkın süre Apple’de üst düzey yönetici olarak görev yapan Scott Forstall’in verdiği röportajdı. Vaktiniz olduğunda bir saatlik bu uzun röportajı izlemenizi tavsiye ederim.