II. Dünya Savaşı sırasında Fransız Yahudilerinin Vel’ d’Hiv’de toplanarak tutuklanmaları ve ardından kamplara gönderilmelerinin 75. yılı sebebiyle Paris’te düzenlenen törende Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron anlamlı bir konuşma yaptı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, II. Dünya Savaşı sırasında Vel’ d’Hiv’de Fransız Yahudilerinin toplanarak tutuklanmalarının yetmiş beşinci yılı sebebiyle Paris’te düzenlenen törene katıldı.
Törene Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yanı sıra, Fransız Yahudi Cemaati liderleri, Soykırım kurtulanları, Fransa’nın II. Dünya Savaşı gazileri de katıldılar. Tören için bir araya gelen yaklaşık 800 kişi, bir zamanlar Paris’in bisiklet yarış pisti olan, fakat 1942 yılında 13.152 Yahudi’nin Fransız polisi tarafından tutuklanarak toplandığı Quai de Grennelle’de buluştu. Fransa’nın II. Dünya Savaşı tarihinde en karanlık noktalardan biri olarak görülen olayda, evlerinden toplanan kadın, erkek ve çocuk Yahudiler, insanlık dışı şartlarda bu alanda zorla tutuldukları dört günün sonunda Auschwitz’e gönderilmiş; kurtularak geri dönmeyi başaranların sayısı yüz kişiyi dahi bulmamıştı.
Törende konuşan Netanyahu, ‘dostum’ dediği Fransa Cumhurbaşkanı Macron’u selamladıktan sonra, “Naziler ve işbirlikçileri, Vel’ d’Hiv’de yaşayan binlerce Yahudi’nin hayatlarını paramparça ettiler. Öyle görünüyor ki, Fransız İhtilali’nin en önemli değerleri - özgürlük, eşitlik ve kardeşlik - antisemitizmin postalları altında vahşice ezildiler” dedi. Özellikle Macron’a seslenerek konuşmasına devam eden Netanyahu, İslami aşırı sağ ile mücadeleden bahsederek, “Sizin mücadeleniz bizim mücadelemizdir. Sizleri yok etmek isteyen militan İslam, bizleri de yok etmek istiyor” dedi.
Konuşma sırası kendisine geçtiğinde Macron, detaylı bir şekilde Fransa’nın Holokost’ta Yahudilere karşı işlenen suçlardaki sorumluluğunu tanıma gerekliliğinden bahsederek, Vel’ d’Hiv’deki tutuklanma olaylarında tek bir Alman’ın bile görev almadığını belirtti. Macron, “Bunu yapan Fransa’ydı. Yani sadece Yahudi inancına sahip oldukları için, tam 13.152 kişi evlerinden sürüklenerek 16 - 17 Temmuz 1942 tarihlerinde, ölüme götürüldüler. Aralarından 4.115’i yaşları iki ile altı arası değişen çocuklardı. Bugün burada özellikle onları anıyoruz” dedi.
Bir itiraf da Macar Başbakanından
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Macaristan’ı ziyareti sırasında bir basın toplantısı düzenleyen Macar Başbakanı Viktor Orban, antisemitizm ve ırkçılıkla mücadelenin her Macar vatandaşının görevi olduğunu belirtti. Orban, “Macar hükümeti ırk ve dini ne olursa olsun tüm vatandaşlarını korumak zorundadır. Maalesef II. Dünya Savaşında Macaristan bu ahlaki yükümlülüğünü yerine getiremedi. Savaşta Naziler ile işbirliği yaptık, Yahudileri koruyamadık, bu bir suçtur. Bu bir daha asla olmamalı. Gelecekte Macar Devleti tüm vatandaşlarını koruyacak” dedi.