Geçtiğimiz günlerde Neve Şalom ve Balat Ahrida Sinagoglarının önünde gerçekleşen protestolarla ilgili olarak Başbakan Binali Yıldırım Twitter hesabından bir mesaj yayınlayarak Yahudi vatandaşların yüzyıllardır bu ülkenin toplumsal zenginliği olduğunu vurguladı.
Başbakan Yıldırım’ın mesajında şu ifadeler yer aldı:
“Terör, tüm insanlık için ortak tehdittir. Terörün dini, dili, ırkı olmaz. Bir kez daha şiddetle lanetliyoruz.
Herhangi bir nedenle Müslümanların Mescid-i Aksa'ya girişlerinin kısıtlanması asla kabul edilemez.
İsrail yönetiminin İslam âleminin hassasiyetlerini gözeterek bir an önce bu yanlıştan geri dönmesini bekliyoruz.
Yüzyıllardır birlikte yaşadığımız Musevi vatandaşlarımız, toplumsal zenginliğimizin en önemli unsurlarındandır.
Bizler; din, mezhep, dil ve ırk ayrımı yapmaksızın farklılıkları zenginlik addeden bir medeniyetin mirasçılarıyız.
Bu nedenle Musevi vatandaşlarımızın ibadethanelerine yönelik eylemleri doğru bulmuyor, vatandaşlarımızı itidalli olmaya çağırıyoruz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Başka dinlerin ibadethanelerine halel getirmek bizim medeniyetimizde yok”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Körfez turu öncesi basına yaptığı açıklamada bu konuya değindi.
Mescid-i Aksa’ya yönelik kısıtlamalar karşısında İslam dünyasının tepkisiz kalması beklenemez diyen Erdoğan, Alperen Ocakları’nın sinagogların önünde yaptığı protestolarla ilgili ise, “Kudüs’te yapılan hak ihlalleri Müslümanların da başkalarının haklarını ihlal etmesine asla gerekçe olamaz. Başka dinlere mensup insanların ibadethanelerine halel getirmek bizim medeniyetimizde asla yoktur” dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da, İslam ülkeleri dışişleri bakanları başta olmak üzere birçok ülkenin dışişleri bakanıyla Mescid-i Aksa'yı görüştüklerine dikkati çekerek, İslam ülkelerinin bu konuda ortak hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Arap ülkelerinden Kudüs konusunda bekledikleri hassasiyeti göremediklerine işaret eden Çavuşoğlu, Çavuşoğlu, "Böyle bir durumda İslam ülkeleri olarak birlik ve beraberlik içinde Kudüs'e sahip çıkmalıyız" dedi.
Türkiye'nin konuya ilişkin gerekli temaslarda bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, vatandaşların demokratik tepkilerini gösterdiğini fakat İsrail’e yönelik tepki ile Türkiye'deki Musevi vatandaşlara yönelik tepkinin ayırt edilmesi gerektiğini kaydetti. Çavuşoğlu, vatandaşların İsrail'in ilgili misyonlarına fiziki saldırı olmaksızın uluslararası hukuka uygun şekilde tepkisini gösterebileceğini ancak Türkiye'de yaşayan Musevi vatandaşlara tepki gösterilmesi ya da bu kişileri endişeye sevk edecek davranışlardan kaçınılması gerektiği uyarısında bulundu.