Web´de takılanlar

Adam her söyleneni yine kâğıda yazdı ve sonra Korin’e “İsrail vatandaşı mısınız?” diye sordu. Korin “Hayır” yanıtını verince, “Sizin verdiğiniz güvenceyi kabul edemeyiz” diyerek sonlandırdı konuşmayı. Sonra mı, yaklaşık iki saat daha bekletildim o odada sonra ABD’den gelen bir ‘temiz’ faksından sonra ülkeye girebildim. İsrail’in uygulamalarına kızıp da Türk Yahudilerinin ibadetlerini ya da yaşamlarını zorlaştırmayı protesto sananların haberi olsun, Türk Yahudileri İsrail’de normal bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tavrı görüyorlar. Daha fazlası ya da farklısını değil... ÖZAY ŞENDİR - MİLLİYET

İzak BARON Diğer
25 Temmuz 2017 Salı

Bu Haftanın Takılanlar'ı

 

  • ONLAR GİBİ ÇALIŞKAN, ONLAR GİBİ ÜRETKEN, ONLAR GİBİ DOĞRU OLMAK YERİNE, İSRAİL’E DUYDUĞUMUZ ÖFKEYİ KENDİ VATANDAŞLARIMIZDAN ÇIKARMAYA ÇALIŞIYORUZ

Demek neymiş, nicelik değil nitelik önemliymiş. Sen istersen 10 milyar ol, eğer cahillerden ibaretsen, 8 milyon ilim bilim, sanat, siyaset üretebilen düşünebilen beyinlerin kölesi olmanı kimse engelleyemez! Örnek: (Yaklaşık) 25 milyon Yahudi, 1,5 milyar cahil Müslüman! Onlar 50'şer, 100’er yıllık planlar yapar, dünyanın düzenini belirleyen takımı kurar, sen anca gidip sinagoglarının kapısını tekmelersin!

Bir avuç İsrail’in bir avuçtan da az Filistinli’ye yaptıkları kabul edilemez, peki ya koskoca Arap ve Müslüman dünyasının buna karşı yaptırımı nedir? Sıfır…

Müslüman dünyasının tek çağdaş toplumunun yaşadığı Türkiye Müslümanları, kendi vatandaşı olan Musevilerin ibadethanelerine saldırabiliyor anca…

İsrail’in yaptığı zulmün faturasını Türkiye Musevilerinden çıkarılamayacağını idrak edemeyen sözde vatan ve dinsever güruh bunlar!

Asırlardır bu topraklarda yaşayan Museviler kimdir, bu ülke için ne yapmışlardır, ne yapmaktadırlar, iyi bilmek lazım. Bir arkadaşım Facebook üzerinden şu değerlendirmeyi yapmış. Aynen paylaşıyorum:

Bu ülkede yaklaşık 17.000 kadar Musevi asıllı Türk vatandaşı var;

1- Hiçbiri yeşil kartlı değil.

2- Hiçbiri elektrik çalmaz. (Kaçak elektrik kullanmaz)

3- Hepsi vergi mükellefidir.

4- Kızlarını başlık parası adı altında para ile satmazlar.

5- Beşik kertmesi berdel ve töre cinayeti nedir bilmezler.

6- Devletin askerine polisine silah sıkmazlar, sivillerin üzerine molotof atmazlar. (Öğretmen kaçırıp katletmezler)

7- Dörde kadar kadın almazlar.

8- Atatürk'e bizden fazla saygılıdırlar.

9- Yüzlerce yıldır bu topraklarda yaşarlar ve devletlerine asla ihanet etmezler.

10- Hırsızlık ve uyuşturucu işinden hüküm giymiş bir tek Musevi asıllı vatandaşımız yoktur.

Ve birçok can arkadaşım Musevi'dir!

Evet, bir tane bile tembel, uyuşuk, başkalarının sırtından geçinen Musevi göremezsiniz.

Peki, biz ne yapıyoruz?

Onlar gibi çalışkan, onlar gibi üretken, onlar gibi doğru olmak yerine, İsrail’e duyduğumuz öfkeyi kendi vatandaşlarımızdan çıkarmaya çalışıyoruz.

Ve bizimkiler Müslüman, onlar Yahudi, ötekiler Hristiyan.

Sonra Müslümanlar cennete gidecek, onlar cehenneme öyle mi?

He ya he…

Suat Oktay ŞENOCAK

http://www.bursaport.com/makaleler/suat-oktay-senocak/sinagog-kapisi-tekmelemek-1966.html

 

  • İSRAİL HÜKÜMETİNİN KARARLARINDA HİÇBİR SORUMLULUĞU OLMAYAN KENDİ VATANDAŞLARIMIZIN ÖZGÜRLÜĞÜNE VE MABEDİNE KASTEDEREK İSRAİL’İN CANINI YAKACAK MİSİLLEMELERDEN SÖZ EDİLDİ ORADA. AMA ONA BİLE MÜDAHALE EDEN OLMADI

Sinagog üstünden İsrail’e misilleme, pazarlık ve sıkıştırma yönteminin, Türkiye’yi yönetenlerin düşüncesine hiç uğramadığı, gündemlerine hiç girmediği görülmüş oldu.

Düşünsenize...

İsrail devleti Mescid-i Aksa’da ibadeti zorlaştırıyor, girişleri kapatıyor, Filistinli kardeşlerimize engeller çıkarıyor diye yapılan bir protestoydu.

Fakat adres olarak İsrail Başkonsolosluğu yerine Beyoğlu’ndaki havranın önü seçilmişti.

Protestocular, “İsrail, Kudüs’te Müslümanların ibadet özgürlüğünü yasaklarsa biz de burada Yahudilerin mabetlerini kuşatır, kapılarını tutar, ibadet yaptırmayız” demişti.

Sanki iktidarın niyetini, toplumun talebini yansıtıyormuş gibi algılanabilirdi söylemleri.

Tetikte bekleyen Alman medyası da aradığı malzemeyi bulmuş gibi, eylemi hükümete mal edebilirdi. Üstüne atlayıp ‘Biz dememiş miydik, bakın haklı çıktık’ tantanası koparabilirdi.

Cuma çıkışı Beyazıt Meydanı başta olmak üzere, 81 ilde meydanlar ayaktaydı. Müslümanlar ‘öfke cuması’ gösterilerinde İsrail’i protesto etti, Filistinli mazlumları yalnız bırakmadı, Mescid-Aksa’ya sahip çıktı.

Bu da gösterdi ki İsrail devletinin uygulamalarındaki bir haksızlığı, bir adaletsizliği, bir zulmü protesto etmek, ona karşı gösteri yürüyüşü yapmak serbest. Üstelik devlet katında da destekleniyor, sivil toplum mobilize olmaya, harekete geçmeye teşvik ediliyor.

Gösterilerin hepsi barışçıl ve demokratik ‘kızgınlık cuması’ eylemleriydi.

Kapı tekmelemek, bina taşlamak gibi fiili saldırılar, sadece Neve Şalom önünde cereyan etti. Hedefi, İsrail devleti gibi görünse de kendi Yahudi vatandaşlarımızdı.

İsrail hükümetinin kararlarında hiçbir sorumluluğu olmayan kendi vatandaşlarımızın özgürlüğüne ve mabedine kastederek İsrail’in canını yakacak misillemelerden söz edildi orada.

Ama ona bile müdahale eden olmadı. Provokasyon şikâyetlerine rağmen eylemciler arasında provokatör arandığı, savrulan tehditlere bir soruşturma açıldığı filan da duyulmadı.

Öyleyse şu mudur:

Bir yapılmamış gösteri için, toplumu hareketlendirmek suretiyle kaos ve kargaşa çıkarma ihtimali var deniyorsa...

Bir olası protestoya, sokağımızı karıştırmak isteyenlerle amaç birliği içinde olabilir, teröre hizmet edebilir diye bakılıyorsa...

Bu tür kuvvetli şüphe istihbaratı üzerine de... Mesela İsrail’e karşı Filistinlileri de savunan insan hakları örgütlerinin toplantısı basılıyorsa...

Boşuna değil midir? Var mıdır savcı ve polislerimizin bir bildiği?

Akif Beki

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/akif-beki/turk-musevilerine-terorist-demedik-uzerine-40528335

 

  • BU MUDUR YİĞİTLİK YANİ... ÜLKEDE ZATEN BEŞ-ON BİN KALMIŞ YAHUDİ VATANDAŞLARIMIZIN İBADETHANESİNE DAYANIP, KAPISINI TEKMELEMEK Mİ YANİ...

EVET kim sıvazlıyorsa çıksın mertçe söylesin...

- Sen misin benim ülkücü kardeşim... Sen misin MHP’li kardeşim...

Yoksa sen mi, Muhsin Yazıcığoğlu’nun miras bıraktığı ilkelerin partisi...

Bak, adam kendine “Alperen” diyor...

Sözlükte “yiğit” yazıyor karşısında...

Bu mudur yiğitlik yani...

Ülkede zaten beş-on bin kalmış Yahudi vatandaşlarımızın ibadethanesine dayanıp, kapısını tekmelemek mi yani...

- Sen misin benim “muhafazakâr” kardeşim...

Bak, adam kendine “Alperen” diyor...

Sözlükte karşısında “derviş” yazıyor... “Mücahit” de yazıyor...

Bu mu yani senin bildiğin dervişlik, senin bildiğin mücahitlik...

Elde sopa sokaktan geçene saldırmak...

Bu mudur yani...

Demiyor musun bu adama, “Git, İsrail’in temsilciliğinin önünde yap demokratik yoldan ne yapacaksan...”

Yoksa sen de mi korkuyorsun onun şirretinden...

- Yoksa sen misin ey iktidardaki arkadaş...

Adam alenen “Bu âlemin kralı benim, bu mahallede, senin devletinin değil, benim sözüm geçer” diyor...

Hiç düşündün mü... Kaçıncı vakası bu...

Tiyatro basıyor, miting basıyor...

Şimdi de ibadethane basıyor...

Ve sen ey Ankara...

Güya devleti temsil eden Ankara...

Hiç mi görmüyorsun, elinde sopa sokağa fırlamış bu adamların, kendisi gibi düşünmeyene, kendisi gibi olmayana yaptığı bu zulümü...

Gıkını çıkarmıyorsun, sokakların bu yeni Bekçi Murtazalarına...

Ama bil ki...

Senin sessizliğinden, sizin hepinizin sessizliğinden yüz buluyor bu adam...

Yüz buldukça adım adım gidiyor hedefine...

Ertuğrul Özkök

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ertugrul-ozkok/kim-sivazliyor-bunlarin-sirtini-40528336

 

  • İSRAİL’İN UYGULAMALARINA KIZIP DA TÜRK YAHUDİLERİNİN İBADETLERİNİ YA DA YAŞAMLARINI ZORLAŞTIRMAYI PROTESTO SANANLARIN HABERİ OLSUN, TÜRK YAHUDİLERİ İSRAİL’DE NORMAL BİR TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI TAVRI GÖRÜYORLAR.

Saat sabahın beşi olmuştu, İsrail’de, Ben Gurion Havalimanı’nın geliş kısmından üst kattaki gidiş kısmına çıkarılmış, orada bir odaya oturtulmuştum.

Az sonra yeni bir MOSSAD ajanı girdi odaya.

Gece boyunca konuştuğum diğer ajanlar gibi o da sivil kıyafetliydi ama diğerlerinden daha rütbeli olduğu da her halinden belliydi.

Elinde pasaportum, sayfaları teker teker çevirdi sonra pasaportu bana doğru uzatarak  “Bu vize pasaportunuzda neden var?” diye sordu.

Gösterdiği sayfada, Suudi Arabistan’ın sınır kapısında verilmiş VIP vize vardı.

Gece boyunca konuştuğum bilmem kaçıncı MOSSAD ajanının sonuncusundan da aynı soruyu duyunca sinirlerim bozuldu, önce gülümsedim sonra tekrar anlatmaya başladım:

“Buraya Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün temaslarını izlemek için geldim. Gördüğünüz vize, Başbakan Erdoğan’ın heyetinde yer aldığım Darfur ziyaretinden sonra gittiğimiz Suudi Arabistan’da verilmiş bir vizedir. Başbakan’ın uçağıyla geleni ülkeye almıyoruz demeyecekleri için bu vizeyi verdiler herhalde...”

Konuşma bu şekilde ilerlerken telefonum çaldı, ekranda İsrail’in İstanbul Başkonsolosluğu Basın Danışmanı Korin Penso’nun adını görünce izin bile istemeden açtım telefonu.

Gece, ilk sorgudan sonra SMS yollayıp, kapıda kaldığımı anlatmıştım Korin’e, “Hâlâ bırakmadılar beni” deyip görevliye verdim telefonu. Arayan Türk-Yahudi toplumundan biri üstelik İsrail Konsolosluğu’nda çalışıyor, şimdi sorun bitecek rahatlığı ve biraz da bana haksızlık ettiniz bakışıyla konuşmayı dinlemeye başladım.

Korin, Sabah Gazetesi’nin hem yazarı hem de haber koordinatörü olduğumu, beni şahsen tanıdığını anlattı uzunca bir süre.

Adam her söyleneni yine kâğıda yazdı ve sonra Korin’e “İsrail vatandaşı mısınız?” diye sordu.

Korin “Hayır” yanıtını verince, “Sizin verdiğiniz güvenceyi kabul edemeyiz” diyerek sonlandırdı konuşmayı.

Sonra mı, yaklaşık iki saat daha bekletildim o odada sonra ABD’den gelen bir ‘temiz’ faksından sonra ülkeye girebildim.

İsrail’in uygulamalarına kızıp da Türk Yahudilerinin ibadetlerini ya da yaşamlarını zorlaştırmayı protesto sananların haberi olsun, Türk Yahudileri İsrail’de normal bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tavrı görüyorlar.

Daha fazlası ya da farklısını değil...

Özay Şendir

http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ozay-sendir/mossad-ve-turk-yahudileri--2489759/

 

  • ÖTEKİLEŞTİRİP İSRAİL İLE ÖZDEŞLEŞTİRDİKLERİNİZ, TÜRKİYE'DE YAŞAYAN İSRAİLLİLER DEĞİL, MUSEVİ TÜRK VATANDAŞLARI!

Bir: İsrail'i kınamak için gidilecek adres bir sinagogun kapısı değil, İsrail'in Türkiye'deki en üst düzeydeki resmi temsilciliği olan İsrail Büyükelçiliği, o olmazsa İsrail Başkonsolosluğu'dur!

Rotanızı sinagoga çevirdiğiniz vakit kınadığınız İsrail devleti değil, Musevi dini olur. Ve bu da bambaşka bir çatışma alanı yaratır içinde bulunduğunuz toplumda Museviler de yaşıyorsa!

Alperen Ocakları'nın arzusu bu mu? Zira, Neve Şalom Sinagogu İsrail'i temsil konumunda olmadığı gibi Başbakanlık bünyesindeki Vakıflar Genel Müdürlüğü denetimdeki cemaat vakıflarından biri! Velhasıl, sahibi yine Vakıflar Genel Müdürlüğü Denetimindeki Neve Şalom Seferad Sinagogları Vakfı olmakla birlikte, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının ibadethanesi olduğu için orada olup bitenle ilgili nihai sorumluluk sahibi Türkiye Cumhuriyeti! Kimi kınamış oldunuz siz şimdi?

İki: Üslup ciddi biçimde arızalı. Diyorlar ki; "Nasıl orada bizim ibadet özgürlüğümüzü engelliyorsanız, bizde sizin burada ibadet özgürlüğünüzü engelleriz. Nasıl bugün burada durduysak, yarın da geliriz. Buradan içeriye giremezsiniz.

Siz-biz" ne? Ötekileştirip İsrail ile özdeşleştirdikleriniz, Türkiye'de yaşayan İsrailliler değil, Musevi Türk vatandaşları! İsrail, yarın Filistinlileri hedef alan hunharlıklarına bir yenisini daha eklemeye kalksa, yine katledilmiş bebek fotoğrafları gelse Gazze'den buraya, "siz bizi katlederseniz, biz de sizi katlederiz" deyip İstanbul'da yaşayan Yahudi Türklere mi saldıracaksınız yani? Orası çünkü bu dilin nihai adresi! Çok tehlikeli. Türkiye'nin ihtiyacı olan son şey bu ülkede yaşayan insanların etnik yahut dini nedenlerle birbirlerine diş biler hale getirilmesi!

Selcan TAŞÇI HAMŞİOĞLU

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yanlis-adres-43613yy.htm

 

  • SORUN SADECE METAL DEDEKTÖRLER SORUNU DA DEĞİLDİR. ÖYLE OLSA, MEKKE’DE KABE’NİN GİRİŞİNDE 2011’DEN BU YANA YERLEŞTİRİLMİŞ METAL VE PATLAYICI DEDEKTÖRLERİNİ DE İBADET ÖZGÜRLÜĞÜNE ENGEL OLARAK GÖRMEK GEREKİRDİ

Bu konuda çeşitli derneklerin, baskı gruplarının bugün Cuma namazı sonrası protesto gösterisi çağrısında bulunuyor. Şiddet içermediği sürece Anayasal haklarıdır. Ancak tepkiler şiddet tehdidi içerecek şekilde Türk toplumunun parçası, vatandaşları olan Yahudi toplumuna yönelmemeli.

Böyle durumlarda ilk akla gelen 6-7 Eylül 1955 faciası oluyor çünkü. O dönem, sonradan Türkiye’deki derin devlet yapılanmasına bağlı olduğu anlaşılan bir kişinin Atatürk’ün Selanik’teki evine bomba koyduğu haberleriyle meydana gelen kalkışma sonucu (sayısı hala tam olarak saptanamayan şekilde), çoğunluğu Beyoğlu’da olmak üzere 13’ü Rum, 1’i Ermeni olmak üzere en az 14 Türk vatandaşı öldürülmüştü. Keza 400’den fazlası ev, 100’den fazlası işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 26 okul kışkırtılmış kalabalıklarca tahrip edilmiş, bunun sonucunda Türkiye’den Yunanistan’a yeni bir göç dalgası yaşanmıştı.

Geçmişten ders almakta yarar var. Benzeri bir tablodan kaçınmak için gerekli bütün önlemler alınmalı, tepki gösteren kitle daha çok kışkırtılmak yerine yatıştırılmalı.

Mescidi Aksa’daki sorun ciddidir. Sorun sadece metal dedektörler sorunu da değildir. Öyle olsa, Mekke’de Kabe’nin girişinde 2011’den bu yana yerleştirilmiş metal ve patlayıcı dedektörlerini de ibadet özgürlüğüne engel olarak görmek gerekirdi. Zaten Cumhurbaşkanı yalnızca bu ayrıntıya dikkat çekmiyor, daha çok Filistin halkının haklarının korunması gereği üzerinde duruyor.

O nedenle sokağı şiddet yönünde hareketlendirmek isteyenlere karşı hükümetin testi kırılmadan önce dikkatli olup önlem almasında fayda var.

Murat Yetkin

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/murat-yetkin/sicak-analiz-yeni-6-7-eylul-kiskirtmasina-dikkat-40526824

 

  • YASALARIMIZA GÖRE SİNAGOGA SALDIRIYLA CAMİYE SALDIRI ARASINDA FARK YOKTUR. YAHUDİ VATANDAŞLARIMIZLA MÜSLÜMAN VATANDAŞLARIMIZ ARASINDA DA FARK YOKTUR. EVRENSEL DEĞERLER ADINA KONUŞMAK AYNI DEĞERLERİN ÜLKEMİZDE UYGULANMASINI GEREKTİRİR

ABD de, Rusya da, Avrupalılar da İsrail’in Filistin politikalarının yanlışlığının bilincindedir. Ne ki, bildiğimiz çeşitli nedenlerle İsrail’e gerekli baskıyı, hukuk ihlallerinin gerektirdiği yaptırımları uygulamazlar. Bu da, özellikle ABD ve Batı’nın insan hakları alanında çifte standart suçlanmasına yol açar. Batı’nın insan hakları eleştirilerine, baskılarına maruz kalan birçok üçüncü dünya ülkesi bu tür suçlamaları her fırsatta yaparlar. “Sen bana bir sürü lâf ediyorsun ama İsrail’e sesini çıkarmıyorsun. Hadi canım sen de!” derler. Ayrıca birçok radikal İslam hareketin çıkış noktalarında kullandıkları argüman söz konusu çifte standartlar olagelmiştir. İddia ediyorum: Filistin sorunu çözümlenmiş olsaydı bu kadar çok ve güçlü radikal İslam hareketi olmazdı. Uygarlıklar çatışması diye nitelenen birçok olumsuz gelişmenin altında Filistin sorununun çözümlenmemiş olması yatar.

Sorunun nasıl çözümleneceğini öngörmek güç. Ancak nasıl çözümlenemeyeceğini görüyoruz. Netanyahu’nun kafasıyla çözümlenmez. Hamas kafasıyla da çözülmez. İsrail’e yönelik varoluşsal tehditler, İsrail’in güvenlik ve terörle mücadele hakkı tanınmadan çözümlenmez. İsrail’in her yanlışını fırsat bilip eskilerin deyişiyle “kuvveden fiile geçen” anti – semitizm ile hiç çözülmez. İki tarafta da makul yöneticilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bakımdan Filistin İsrail’den çok daha iyi bir noktadır. İsrail’deki muhataplarının ise, ne yazık ki, çözümü istedikleri bile şüphelidir. Körfez ülkelerinin İsrail’i İran’a karşı bir müttefik gibi görmeleri, Mısır ve Ürdün’ün asıl niyetlerinin belirsizliği de Netanyahu’nun lehinedir. Bu tablo karşısında, Türkiye’nin, İsrail düşmanlığına yol açmadan, İsrail’i bütünüyle hedef almadan, daha çok hükümeti eleştirerek evrensel değerler adına çıkış yapması gereklidir.

Netanyahu hükümetinin politikalarının Yahudi vatandaşlarımızla da ilgisi yoktur. Sinagoglarla ilgili olarak basında çıkan haberler doğruysa vahim nefret suçları işleniyor demektir. Savcıların derhal harekete geçmesi gerekir. Yasalarımıza göre sinagoga saldırıyla camiye saldırı arasında fark yoktur. Yahudi vatandaşlarımızla Müslüman vatandaşlarımız arasında da fark yoktur. Evrensel değerler adına konuşmak aynı değerlerin ülkemizde uygulanmasını gerektirir.

Oğuz Demiralp

http://t24.com.tr/yazarlar/oguz-demiralp-x/uluslararasi-toplumun-kanayan-yarasi-filistin,17746

 

  • KUDÜS’TE MESCİD-İ AKSA OLAYLARI NEDENİYLE İSTANBUL’DA İKİNCİ SİNAGOGUN BASILMASINDAN BİRKAÇ SAAT SONRA BEŞİKTAŞ’TAKİ FOUR SEASONS OTELİ’NDE  “YENİ İSRAİL MUTFAĞI”NIN GALASI VARDI

HÜSEYİN Baraner’in dediği gibi, siyasetin halklar arasındaki iletişimi, dostluğu etkilememesi mühim.

Ne ki genellikle turizm sektörünün başına gelenler gibi genellikle bunun tersi oluyor.

Kudüs’te Mescid-i Aksa olayları nedeniyle İstanbul’da ikinci sinagogun basılmasından birkaç saat sonra Beşiktaş’taki Four Seasons Oteli’nde  “Yeni İsrail Mutfağı”nın galası vardı.

İstanbul’a sekiz İsrailli şef ve kalabalık bir grup İsrailli “iyi yemek severi” (gurme) getiren kişi ise geçtiğimiz yıl İstiklal Caddesi’ndeki canlı bombalı saldırısında yaralanan gurme tur rehberi David Califa.

Califa dört kişinin öldüğü saldırıdan sonra İstanbul’a gelmekten hiç vazgeçmemiş.

Mehmet Gürs, Mansut Akşar, Civan Er gibi başarılı genç Türk şeflerinin katıldığı “Yemek Yürekleri Birleştirir” galasında dostluk mesajları vermekten de geri kalmadı Califa.

Sanırım sohbahar aylarında da bizim şefler İsrail’e bir çıkarma yapacak.

Yemeğin yürekleri birleştirmesi, kaldırılan kadehlerin dostlukları pekiştirmesi kadar gastronominin turizme katkısı da değerli.

Türk Mutfağı’nın tanıtımının turizmden geçtiğini de unutmayalım.

Gila Benmayor

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/gila-benmayor/almanyasiz-turizm-olamaz-40529971

 

Netten okumalar 

  • ALPEREN OCAKLARI BUNLARI NASIL YAPABİLİYOR? – HACI BİŞKİN

http://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2017/07/22/alperen-ocaklari-bunlari-nasil-yapabiliyor/

  • NEVE ŞALOM PROTESTOSU – BENİ YANAR

http://onuoyleyapma.blogspot.gr/2017/07/neve-salom-protestosu.html

  • ÖTEKİNİN HUKUKUNU KORUMAK, NEVE ŞALOM SİNAGOGU NEDEN HEDEFTE?

http://dertlerdivani.com/otekinin-hukukunu-korumak-neve-salom-sinagogu-neden-hedefte/

  • 500 YILLIK VATANDAŞA 'İBADET YAPTIRMAYIZ' TEHDİDİ!

http://www.gazeteduvar.com.tr/gundem/2017/07/21/500-yillik-vatandasa-ibadet-yaptirmayiz-tehdidi/

  • FİLİSTİN-İSRAİL GERİLİMİNİN KISA BİR DEĞERLENDİRMESİ

http://www.echohaber.com/agora/ozel-filistin-israil-geriliminin-kisa-bir-degerlendirmesi_750

  • ADANA YAHUDİLERİ - MURAT GEGİN

http://www.5ocakgazetesi.com/yazi/adana-yahudileri

  • AMERİKA PAZARINDAKİ ÜRÜNLERİN YARISI, NİÇİN YAHUDİ KURALLARINA GÖRE ÜRETİLİR? COCA-COLA’NIN KOŞER SERTİFİKASI ALMA HİKAYESİ!

http://www.olaganustukanitlar.com/amerika-pazarindaki-urunlerin-yarisi-nicin-yahudi-kurallarina-gore-uretilir-coca-colanin-koser-sertifikasi-alma-hikayesi/

  • BAŞLANGIÇTA CİNAYET VARDI – KARSTEN FİSCHER

http://gazetekarinca.com/2017/07/baslangicta-cinayet-vardi-karsten-fischer/

  • 1934 TRAKYA OLAYLARI - İLLERDE YAŞANAN OLAYLAR - GÜL ÇİĞDEM

http://www.simurgunsedasi.com/calismalar/perspektif/128-1934-trakya-olaylari-illerde-yasanan-olaylar-gul-cigdem

 

Netten seyredin

  • TÜRKİYE’DE YAHUDİ KARŞITLIĞININ TARİHSEL GELİŞİMİ: RIFAT BALİ & RUŞEN ÇAKIR

http://medyascope.tv/2017/07/24/turkiyede-yahudi-karsitliginin-tarihsel-gelisimi-rifat-bali-ile-soylesi/

  • TÜRKİYE'DE YAHUDİ KARŞITLIĞI

https://www.youtube.com/watch?v=XKyImCXVgxQ

 

Takılan tweetler

 

Selin Nasi‏ @selinnasi  20 Tem

Türkiye-İsrail arasında çıkan her sorunda bu ülkeyi vatanı benimsemiş Türk Yahudilerini hırpalamak hiçbir zaman çözüm getirmedi,getirmez de!

 

Karel Valansi‏ @karelvalansi  20 Tem

Herhangi bir ülkenin politikalarını protesto edebilirsiniz. Ama bir ibadethane önünde bir ülkeyi protesto etmek kabul edilemez

 

ivo molinas‏ @basyazar  20 Tem

Ben Türk vatandaşıyım.Niye ibadethanemin önünde protesto ediyorsun?

 

David Walsh‏ @Dave_Breathnach  21 Tem

Türk Yahudilerini hatta İsrail vatandaşlarını bir hükümetin politikalarından sorumlu tutmak, kınamasını istemek, düpedüz antisemitizmdir.

 

Fırat Erez‏ @FIRATEREZ  20 Tem

Mescid-i Aksa olaylarının başlangıcı 3 Filistinlinin, kutsal mekana soktukları otomatik silahla 2 Hristiyan İsrail askerini öldürmesiydi.

 

Adnan Ertem‏ @evkaf  21 Tem

Neve Şalom Sinagogu önündeki eylem yanlıştır. İbadethaneler protesto mekanı değil, dua mekanıdır.

 

Gokhun Gocmen‏ @GokhunGocmen  20 Tem

İsrail'i eleştirme hakkı kimseye bir dinin mensuplarını, özellikle de bu ülkenin vatandaşlarını tedirgin etme özgürlüğü vermez.

 

(((rivokkk)))‏ @Rivokhay  22 Tem

Şirketler CEO'lara crisis management eğitimi için danışman tutacağına, bizim cemaatte iki gün çalışmaya yollasınlar Oh mis...