Türkiye’de konut balonunun olup olmadığına dair görüş alışverişi yaptığımız bir toplantıda, çocuğunu özel bir üniversiteye daha yeni kayıt yaptırmış bir ekip arkadaşımız ödenen yüksek ücretlerin acısının daha sıcak olmasının da etkisiyle dayanamayıp şöyle söylemişti: ‘’Arkadaşlar Türkiye’de konut balonu var mı emin değilim ama kesinlikle bir üniversite balonu var!’’ Peki, Türkiye özel üniversiteleri eğitim kalitesi olarak istedikleri fiyatları karşılıyor mu? Öğrenciler ve aileler okul kararlarını vermeden önce mutlaka bu açıdan da olayı değerlendirmeli.
Üniversitelerin tercih dönemiyle birlikte her yerde çeşitli üniversitelerin reklamlarını görmeye başladık. Bunun yanında bilinirliği ve geçerliliği daha yüksek üniversitelerin reklam konusunda daha mütevazı davrandığını görüyoruz. Son dönemde adeta bir yüksek lise kıvamında kurulan bazı sokak arası üniversiteleri herkesin malumu. Yeterli sayıda ve donanımda bilim insanının olmadığı kimi üniversitelerde maalesef bilim üretmek yerine diploma satılabiliyor. Türkiye’deki vakıf üniversitelerinden saygın listelerde zaman zaman dünyada ilk 500 üniversite arasına girebilenler olduğu gibi sıralamanın çok gerisinde olanlar da var. Hal böyle olunca bu üniversitelerin eğitim kalitesini ve yetiştirdiği öğrencilere kazandırdığı mesleki donanımını sorgulamak gerekiyor. Bir mal veya hizmeti satın alma kararının iktisadi olarak en rasyonel karşılığı fiyat-kalite endeksi açısından değerlendirirsek; bölümlere göre değişiklik göstermekle birlikte yıllık eğitim ücretleri 30-50 bin TL arasında değişiyor. Tıp gibi spesifik bölümlerde bu fiyat bir miktar daha yükseliyor. Farklı ülkelerdeki ortalama yıllık üniversitede ücretleri şu şekilde;
Özellikle mühendislik eğitiminde dünyada en ön sıralarda yer alan Almanya’da eğitim ücretlerinin yıllık yaklaşık 3 bin 400 TL ile oldukça düşük olduğunu görüyoruz. İngiltere, Hollanda, Kanada ve Avustralya gibi ülkelerde ise üniversite eğitimi ücretleri ülkemizle oldukça benzer. Bahsedilen ülkeler dünyada ilk 500 üniversiteye onlarca üniversitesini sokmayı başarabilmiş ülkeler. Üstelik bu ülkelerdeki alım gücünün ülkemize göre daha yüksek olduğunu belirtmekte fayda var. Dolayısıyla bazı vakıf üniversitelerinin görece pahalı olduğu düşünülebilir. Dünyanın en iyi üniversitelerinde ise ortalama ücretler şu şekilde sıralanıyor;
Dünyanın en iyi üniversitelerinde yıllık okul ücretinin 50 bin TL ile 150 bin TL arasında değişiklik gösteriyor. İbrahim Tatlıses’in “Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık” söylemini yad ederken bu okulda ortalama yıllık ücretin 50 bin TL olduğunu görüyoruz. Bu anlamda Türkiye’de ortalama 30-35 bin TL olan yıllık ücretin yaklaşık 1/3 üzerinde.
Ülkemizde genç işsizliğin yüzde 20’ler civarında seyrederken, başta Avrupa olmak üzere dünyanın hemen her yerinde genç işsizlik büyük bir problem olarak ortaya çıkıyor. Artan nüfus ve robotikleşen üretim ile mesleki anlamda yeterli donanımın kazanılmasının önemi giderek artıyor. Kötü bir yatırımla bir hisse senedinden zarar ederseniz onu daha sonra iyi bir hisse senedi ile telafi edebilirsiniz. Ancak güçlü bir mesleki donanım kazanmamanın telafisi oldukça zor olacaktır.
Sonuç olarak, hem öğrenciler hem de aileleri üniversite eğitimi ile de bir hizmet satın alıyor ve herkes verdiği paranın karşılığını sonuna kadar almak ister. Seçeceğimiz üniversitenin akademik kadrosunun yeterliliğini ve diplomasının piyasa ekonomisindeki geçerliliğini mutlaka araştırmak gerekiyor. Aksi halde üniversite balonuna yakalanabilirsiniz.
*Kaynak: usnewseducation, businessinsider, unicurve
Not: Okul ücretleri ve TL’ye çevrilmiş halleri ortalama bir bilgilendirme olarak verilmiş olup resmi bilgilendirme niteliği taşımamaktadır.